Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın güzellerim.
××××××××××Uzun süren yolculuk sonrasında,herkes saraylarına ve vatanlarına ulaşmıştı. İçimizde olan rahatlama hissi ile,kendimi odama atmış,güzel bir duş alıp temiz kıyafetlerimi giyinmiştim.
Cidden olan şeyler beynimi ve bedenimi oldukça yormuştu,resmen kendime gelememiştim. Bu ülkenin kraliçesi olmak? Benim için büyük bir yüktü.
Kendimi özlediğim yatağıma bırakarak,sadece biraz dinlenmek ve zihnimi durulaştırmak istedim.
Artık kendi odamda bile korkuyordum,ya yine gelirlerse diye düşünmeden edemedim.
Gözlerimi kapatıp uyumaya hazırlandığım sırada,kapı açıldı ve içeriye Jisoo girdi. Çoktan pijamalarını giyinmişti o da.
"Nasılsın Taetae?" Diyerek yatağımın üzerine oturmuştu. Üzgün gözüküyordu. Elimi omzuns koyarak yüzüne baktım.
"Bir sorun mu var Jisoo? Neden üzgünsün?" Dudaklarını birbirine bastırmış ve bana bakmıştı.
"Ben gidiyorum,Kim Jennie'nin Krallığına. Yani beni almak istiyormuş,Kral Jeon öyle dedi." Gerçekten üzülmüştüm. Ondan başka arkadaşım yoktu burada. Jimin de gitmişti zaten.
Gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Kötü şeyler yaşansada,koskoca bir 15 yılı birlikte geçirmiştik.
Boğazıma oturan yumru ile konuşmaya çalışmıştım.
"Sen istiyor musun?" Dediğimde,kafasını olumlu anlamda sallamıştı.
"Kraliçe Jennie ve Lalisa'yı seviyorum. Biraz garip gelebilir ama biz üçlü bir ilişkinin içerisindeyiz. Kral Min,Jimin ve Prens Hoseok'ta öyle." Gözlerimi şaşkınlıkla açmıştım.
"Cidden mi?Eğer seni mutlu edecekse gitmelisin Jisoo. Hem görüşmeye devam edebiliriz,sonsuza dek ayrılmıyoruz ya." Olumlu olmaya çalışarak konuştuğumda gülümsemişti.
"Cidden mi?Seni tek bıraktığım için kızarsın sanmıştım." Demişti boynuma atlarken,gülerek kafamı olumsuz anlamda salladım.
"Hayır tabii ki,hem Kral Jeon burada,neden yalnız kalayım ki?" Benden ayrılıp yorganın içine girdiğinde ona baktım,çipil çipil gözleri ile bana bakmıştı.
"Ne?! Bugün son günüm,birlikte uyumalıyız." Dediğine kıkırdayıp,bende yorganın altına girmiştim. Birbirimize sarıldığımız zaman,cidden arkadaşlardan ayrılmanın çok zor olduğunu fark ettim. Cidden boğazımda bir yumru vardı,ama ağlayarak Jisoo'yu üzmek asla istemezdim.
"İyi geceler Taetae." Diyerek gözlerini kapattığında bir şey demeden bende uyumuştum. Cidden derin ve uzun bir uykuya ihtiyaç duyuyordum.
🌪️
Jisoo ve ben,sarmaş dolaş yatarken,birden açılan kapı ile sıçramıştık. Kral Jeon Her zamanki gibi asla kibar olmadan odama girmişti.
Jisoo'yu görünce,bir tık şaşırdı ama bir şey demeden yatağın başına dikildi.
"Jisoo'nun hazırlanması lazım. Jennie gelecek." Dediğinde üzüntü ile kafa sallamıştım. Jisoo'yu dürttüğümde,mırıldanıp diğer tarafa dönmüştü.
Aklıma gelen fikir ile,Jisoo'yu gıdıklamaya başlamıştım. Aşırı tikli birisiydi. Hemen ayağa kalkıp kahkaha atmaya başlamıştı,beni durdurmaya çalışıyordu. İkimizde deli gibi gülüyorduk. Sonunda durduğumda,elini yumruk yapıp omzuma vurmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİAMOND AND COAL|TAEKOOK
FanfictionTaehyung, Kral Jeon'un hareminin en değerli cariyesiydi. [fem!Tae] [Uke!Tae] [Seme¿Kook]