"Sonra da bu kız bu salağın asıl işini anladı tabi. Taehyung'a yapıştırdı bir tane. Ama görmeliydiniz nasıl mükemmeldi."
Deyip kahkaha atan Jeongguk'a biz de katılmıştık. Biz kahkahalarla gülerken Tae somurtuyor ve bize trip atıyordu.
Sabah Jimin , Jeongguk ve Taehyung iddiaya girmişlerdi. Üniversitenin en mal kızlarından birini seçip ona yavşayacaktı Taehyung. Eğer kızı tavlarsa o kazanacaktı. Tavlayamazsa da Jeongguk ve Jimin.
İddiayı kaybeden de bütün gruba yemek ısmarlayacaktı ve Tae kaybetmişti.
Kız ne kadar mal olsada kendine yavşayanlara karşın kendini iyi koruyor olmalıydı.
Evet belki bir kız üzerinden iddiaya girmek yanlıştı ama bizim de eğlencemiz buydu işte.
Bizim... Bu kelime artık çok güzel hissettiriyordu.
Hayatımdan birini kaybetmiştim fakat ona bedel bir sürü dostum olmuştu.
Gerçi... Düşündüm de Bongcha yeni dostlarımın tırnağı bile olamazdı. O iğrenç bir insandı.
Kendimi düşüncelerimden arındırıp kollarını göğsünde bağlamış ve bize arkasını dönmüş olan Tae'ye biraz da ben bulaştım.
"Eee kaplancık, ne zaman yiyoruz? Şahsen ben çok açım ve bugün bir arkadaşımın elinden yemek fena olmaz diyordum. Ne kadar şanslı bir insanım bu iddiaya girmekle en doğru kararı vermişsiniz."
Herkes tekrardan kahkahaya gömüldüğünde Tae de bana öldürücü bakışlar atmakla meşguldü.
"Sen sus kedi suratlı."
Beni sinir etmeye çalıştığını biliyordum ama buna inat daha çok gülmeye başlamıştım. Böylelikle onu daha çok sinir etmiştim.
Kediye benzediğimi biliyordum ama bunu herkesin dile getirmesini sevmezdim. Sadece bu arkadaş ortamına özeldi.
Yanımda oturan Hyun Ri ciddileşip bize döndü. Ne diyeceğini çok merak etmiştim çok ciddi bakıyordu çünkü. Diğerlerine göz gezdirdiğimde onlarında merakla baktığını fark ettim. Öyle ki Tae tribinden çıkmış Hyun Ri'ye bakıyordu.
Hyun Ri bir süre hepimizi ciddi bakışlarla süzdükten sonra gözleri yanında oturan bana takılı kaldı.
Bilmeden bir şey mi yaptım acaba?
Hyun Ri git gide bana yaklaşırken kalbimin neden bu kadar hızlı attığını sorguluyordum.
Tabi yaa.. ben karşı cinsle Bongcha hariç hiç yakınlaşmamıştım. Zaten Bongcha'ya da fazla yaklaşmazdım. Her ne kadar öyle gözükmesede utangaç bir insandım.
Hyun Ri bana her yaklaştığında ben de oturduğum sandalye de geri gidiyordum. En sonunda geri çekilmiş ve kahkahalarla gülmeye başlamıştı.
Ben bunu neden yaptığını sorgularken o gayet rahat bir tavır takınıp konuşmaya başladı.
"Sakin ol süt bebesi. Ne heyecanlandın. Sadece bizimkilere bir teklif sunacaktım. Yani seninle alakalı. Ve o kadar dikkatli ve meraklı bakıyordun ki uğraşmaktan kendimi alıkoyamadım. Sen de ne ana kuzusu çıktın insan bir yerinde durur rekabet eder. "
Benimle dalga geçmeye başlayınca anlamsız bir şekilde kırılmış ve yüzüm asılmıştı.
Çok fazla alıngan bir tip değildim aslında hatta fazla umursamazdım. İnsanlar bu umursamazlığım yüzüne beni duygusuz olarak adlandırırlardı. Ama duygusuz değildim sadece bu dünya da fazla umursanacak insanlar yoktu o kadar...
Yani bana göre öyleydi...
"Yah Yoongi-ah üzgünüm alındın mı? Seni kırmak istememiştim."
Hyun Ri'nin anlık değişmesine şaşırmıştım. Daha demin bana erkeklik taslayan bir kabadayıyken şimdi karşımda dokunsam ağlayacak masum bir kız çocuğu duruyordu.
Fazla sevimliydi.. bu haline gülümsedim.
"Önemli değil Ri-ah sadece size artık alıştım ve istemeden de olsa oluyor."
Dediklerimle beraber Hyun Ri heyecanlandı. Bu kız nasıl ani bir şekilde ruh halini değiştirebiliyordu.
"Burdan bizi sevdiğini ve bizden ayrılmayacağını mı anlatmalıyım?"
Bu kız bir muhteşemdi. Bir sözüyle beni kırarken diğer bir sözüyle tekrardan mutlu etmeyi nasıl beceriyordu?
Diğerleri de böyle hissediyorlar mıydı acaba?
Gözlerimi diğerlerinin üstünde gezdirdiğimde hepsi merakla ağzımdan çıkacak olan lafı bekliyordu.
"Tabi ki. Buldum kaçırmam."
Hepimiz kahkahalara gömüldüğümüzde verdiğim kararın çok doğru olduğunu tekrardan anlamıştım.
_____________
Akşam üstü Jin babasına yalvararak otelin kral dairesini bize ayarlamasını istemişti. Babası en son kabul edince hepimiz evimizden bazı eşyalarımızı alıp benim evimin önünde buluşmuştuk. Çünkü hepsinin evinin yolunun üstü benim evimdi.
Hep birlikte sessiz sessiz yürürken Jin birden aklına gelmiş gibi Taehyung'a döndü.
"Aslında yemeklere para vermeyecektik fakat Taehyung iddiasını bence bizim otelin restoranında kaybettiğini duyurabilir. Hem para yabancıya gitmemiş olur değil mi Tae?"
Deyip muzip bir gülüş sergilediğinde bizde alttan alttan sırıtıyorduk.
"Ama hyung sizin otelin yemekleri çok pahalı."
Diye mızmızlanınca kimse onu takmamış ve bu da Tae'nin ikinci bir trip dalgasına neden olmuştu. Bu çocuk kızlardan daha çok trip atıyordu.
En sonunda otele vardığımızda beklemeden içeri girmiştik. Girişte bekleyen Jin'in babasına hepimiz eğilerek selam vermiştik.
Ben hariç hepsini tanıyor olmalıydı.
Tabi ki tanıyordur Yoongi. Çocukluk arkadaşları onlar.
Ajusshinin gözleri hepsini mutlulukla tararken beni gördüğünde gülümsemesi daha çok büyümüştü.
"Sen Yoongi olmalısın. Senden çok bahsediyorlar evlat."
Gerçekten ailelerine benden mi bahsetmişlerdi. Şuan mutluluktan ağlayabilirdim.
Bende gülümseyerek tekrardan selam verecekken beni kendine çekip sarılmasıyla olduğum yerde kaskatı kesilmiştim.
Bir kaç saniye sonra transtan çıktığımda bende kollarımı Ajusshiye dolamıştım.
Bana baba şefkatiyle yaklaşıyordu. Hiç tatmamıştım daha önce bu sevgiyi.
Ve... Tekrardan demiştim içimden.
Onlarla tanıştığım için çok şanslıyım.
Aslında daha çok uzatacaktım bölümü ama bu sefer kitaplarım çabuk bitecek diye korkuyorum. Djdjdjd
Diğer bölüme saklarım artık düşüncelerimi.
Alexis Bell den saygılarr.
Babaaayy
사랑해♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗞𝗶𝗹𝗹 𝗠𝗲 || 𝙼𝚈𝙶 (𝓐𝓼𝓴𝓲𝓭𝓪)
FanfictionARA VERİLDİ "Alo , intihardan vazgeçirme hattı mı?" "evet , buyrun." _____ Başlangıç: 23 Haziran 2020 Bitiş: ?