(kısa bir not:kakyoin bu au da ölmedi ama Jotaroyla arkadaşlıkları da eskisi kadar yakın değil.Ayrıca Jotaro evli(ydi) ve küçük bir kızı var.)
Jotaro bugün yine eşiyle telefonda tartışmıştı ve sinirleri tepesindeydi.Şu an en lazım olmayan şey bir stand saldırısıydı.Üstüne üstlük bindiği taksi trafiğe sıkışmıştı .Korna ve araba motorunun sesi kulaklarında yankılanıyordu .Camdan bakınca Morioh'nun küçük ama canlı sokaklarını gördü.Sonra gözleri uzağa takıldı.Morioh'un mavi sularına şehre adım attığından beri hayran kalmıştı.Deniz onu küçüklüğünden beri büyülerdi.Ne zaman bir sıkıntısı olsa deniz kenarına giderdi.Mavi sulara bakmak bile bir anda bütün dertlerini unutturmaya yeterdi onun. Ama bu sefer durum farklıydı.Düşünmesi gereken çok şey vardı.Birkaç aya eşiyle boşanıyordu ve küçük bir kızı vardı...
Evliliğinin başından beri olaylar böyleydi.Önce eşiyle gün içinde yaşadıkları can sıkıntıları evdeki tatsız tartışmalara dönüşürdü.Kısa zaman içinde bu tatsız tartışmalar da kavgalara... Bu durumdan en çok etkilenen de hep kızı Jolyne olurdu.Küçük çocuk genellikle odasına gider ve karmaşa bitene kadar kendi dünyasına kapanırdı.Jotaro durumun sebebinin kendisi olduğunu biliyordu.Başından beri bu evliliğin yanlış olduğunun da farkındaydı.
Eşiyle üniversitesi yıllarında tanışmıştı.Başta pek yakın değillerdi.Kısa zamanda Jotaro onun sürekli peşinde gezen diğer sinir bozucu kızlar gibi olmadığını anlamıştı.Jotaroyla kız kısa zamanda arkadaş oldular.Hatta Jotaro'nun üniversitedeki tek arkadaşıydı.Kız kısa zamanla Jotaro'dan hoşlanmaya başladı.En sonunda bu hisleri daha fazla içinde tutamayacağına karar verdi.Bir akşam Jotaro'nun kaldığı odaya gitti.Kapıyı tıklattı:
"Kim o?"
"Benim"
Ardından açılan kapı kilidinin sesi duyuldu ve kız bir çift okyanus mavisi gözle karşı karşıya geldi.
"Ne vardı?"
"Konuşmak istediğim bir şey vardı.İçeri girebilir miyim?"
Jotaro kapıyı açtı ve salona doğru yöneldi.Genç kadın salona girdiğinde gözü yerdeki bira şişelerine takıldı.
"Alkolü sevdiğini biliyorum ama bu kadarı fazla değil mi ?"dedi genç kadın gülümseyerek.
"..."
Ardından kadının gözleri yerdeki fotoğrafa takıldı.Fotoğraf ters çevriliydi ve çok eski duruyordu.Kadın tam fotoğrafı çevirmek için elini uzattığında Jotaro onu engelledi.
"Ne söyleyeceksen söyle bekliyorum."
Kadın biraz affalladı.Jotaro'nun iyi bir modda olmadığı belliydi.Kadın içinden acaba vaz mı geçsem diye düşündü.Ama buraya kadar gelmişti şimdi geri dönmek olmazdı.
"Söylemek istediğim şey şu..."
"..."
"..... Ben senden hoşlanıyorum.."
Jotaro bunu hiç beklemiyordu.Genç adam kadının yüzüne dik dik baktı.Aralarında derin bir sessizlik oldu...Kadın bunu başından beri bildiğini biliyordu.Bu sessizlikte Jotaro'nun kelimelerini duyar gibiydi .Sadece Jotaro'nun ağzından çıkmasını bekliyordu.Reddedilişini sesli duymaya ihtiyacı vardı.Aksi taktirde asla ilerleyemezdi.
Uzun bir sessizlikten sonra Jotaro sonunda ağzını açma cesaretini buldu.Karşısındaki kızı reddetmek istemiyordu çünkü onun da kendisi gibi acı çekeceğini biliyordu.Ama aksini,onu sevdiğini söylerse kızın duygularıyla oynamış ve gözünün içine baka baka yalan söylemiş olurdu.Bunu yapamazdı..
