1

393 16 17
                                    

Merhaba! Marvel filmelerini izlemeyi seven ve çok fazla fan-fiction okuyan biri olarak pandemi sürecinde oldukça sıkıldığım için böyle bir kurgu yazmak istedim. Yazım tarzım birazcık ayrıntılı ve uzun cümlelerden oluşuyor o yüzden kısa hikayeler okumak isteyenlere çok önermiyorum! Ayrıca elimden geldiğince görseller kullanarak okuyucuyu (yani sizleri heheh) kitabımın içine sokmaya özen göstereceğim! Umarım sizin için okuması keyifli bir kitap olur <3

Bu arada her zaman önerilerinize açığım sadece yorum olarak yazmanız yeterli :p

2. Tekil kişi kullandığımdan boşlukları doldurmanız için hikayeyi okumadan önce kodlamalara göz atın lütfen! Arada yeni kodlar geldikçe güncellenebilir!

Kodlar

(a/a) arkadaşının adı

(f/r) favori rengin

(t/a) tam adın

(y/y) yaşadığın yer

(g/o) gittiğin okul

(d/t/1995) doğum tarihin -yaşla alakalı diyaloglar olacağı için yılın böyle olması gerek..-

İyi okumalar!

***

Saat 11'de uyanmış, kahvaltını bir paket bisküvi ve koca bir kupa kahveyle yapmıştın. Canın hiçbir şey yapmak istemiyordu. Yaklaşık 2 saattir koltukta uzanmış tavanı izliyordun. Telefonun 2-3 kere çalmıştı ama içinden hiç bakmak da gelmiyordu. 3 gündür duş almamıştın ve üstelik bir şey yemediğin için de kilo vermeye başlamıştın. Evet, depresyondaydın.

Telefonun bir kez daha uzun uzun çalarken abartılı şekilde oflayıp yerinden kalktın ve telefonu açtın. Arayan yakın arkadaşın (a/a)'ydı. Seni akşam olacak küçük konsere çağırıyordu. İçinden 'asla gelmem' diye geçirirken arkadaşına bahaneler uydurarak geçiştirdin. Bu akşam başka planların vardı.

Akşama doğru altına bir eşofman geçirip dışarı çıktın ve içmek için bir şeyler alıp geri döndün. Karnın açtı ama bir şey yemek istemiyordun. Biraz bira içip uyuyacaktın, o kadar. Aldıklarını içerken favori müziklerini dinledin ve balkonundan güneşin son ışıklarını izledin.

Kendini değersiz hissediyordun, sanki kimsen kalmamış gibi. Belki de öyleydi. Ailenden uzakta okuyordun ve onların yokluğuna alışmıştın. Arkadaşların seni seviyordu, ama her şeyi sorgulayan yapın onların seni gerçekten sevdiğine inanmıyordu. Kimse seni sevmezken bir erkek arkadaşa ihtiyacın olduğunu anlamıştın. Uzun süredir böyle bir şeye ihtiyaç duymuyordun çünkü hayatın güzeldi. Ama şimdi monoton günlerin ve kendini her geçen gün değersiz hissettiren kendin hayatını çekilmez kılıyordu.

'Aslında' diye geçirdin içinden, 'konsere gitmek fena olmayabilir'. Belki kendine göre birini bulurdun ve boşluk hissinden kurtulurdun. Belki de her şey önündeydi ve sen kendini kapattığın için hiçbir şey olmuyordu.

Arkadaşını aradın ve yine bahaneler üreterek diğer bahanelerini hallettiğini söyleyip geleceğini söyledin. Konsere daha 2 saat vardı, hemen duş aldın ve dolaptan giyecek bir şeyler seçmeye başladın. (F/r) renkte askılı bir elbise seçip altına kısa topuklu ayakkabılarını giydin. Hafifçe bir makyaj yaptın ve saçlarını da kurutup kendi haline bıraktın. Yanına içine telefonunu, cüzdanını ve parlatıcını koyduğun minik çantayı da alıp kendini dışarı attın.

Yaz aylarıydı ve hava çok güzeldi. Pozitif hissetmeye başlaman seni şaşırtsa da durumdan şikayetçi olmadan taksiye bindin ve gidilecek yeri tarif ettin. Kapının önüne kadar arabalar giremediği için biraz ilerde inip yürümen gerekiyordu. Senin için sorun değildi, yürürken kısa yoldan gitmek için kestirmeden, sokak arasından geçmeye karar verdin. Saat 11'di, bu yüzden biraz acele etmeye karar verdin. Issız ve dar sokağın sonlarına gelmişken arkandan bir ses duydun.

KIŞ Bucky Barnes x Reader (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin