SONSUZLUĞA EVET

7.8K 359 76
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR

Hafif rüzgarla savruldu genç kadının uzun dalgalı saçları. Çiçek kokusu tüm terası sararken belindeki kollarla gülümsedi. Biliyordu bu güçlü kolların kime ait olduğunu. Her bir yanını huzur sardı, aşağıdaki koşturmacayı tebessümle izlerken.

-Bu kadar telaşa gerek var mıydı? Zaten biz bize olacağız.

Adamın dudakları kadının boynunda kuytusuna sığınırken,burnu gezindi teninde,tebessümle. Kadının kokusunu ciğerlerine hapsedip kollarını sıkılaştırdı.

-Bana kalırsa fazlasına gerek vardı ancak çok inatçı bir kadınla evleniyorum. Ben Ali Varol bir yemekle evlenecek adam değilim,sanırım ben evlenilecek bir adam değilim ama sen buna geç kaldın,kaptım seni, dedi sırıtarak.

-Pişman mısın yani,özlüyor musun, eski Ali'yi,dedi dudakları büzülmüş yalancı bir hüzün kondurmuştu yüzüne. Nazlıydı Aslı. Hem dişi hem de tuhaf bir çekingenlik vardı onda. Bazen iddialı bir kadın olabiliyorken, çok zaman geçmeden çekingenliğini kuşanıyordu. Elleri karnının üzerindeki ellerin üzerine gittiğinde başını biraz daha açtı adama. Hep orda kalsın istiyordu nefesi teninin üzerinde olsun. Olsun ki kokusu kokusuna karışsın istiyordu. Aslı Ali, Ali ise Aslı olsun istiyordu.

-Çiçek nerede ne zamandır göremedim.

Asıl amacı konuyu değiştirip aradaki bu elektiriğin ve tutkuyu geçiştirmekti Aslı'nın.

-Abimle birlikteler,biraz işe yarasa fena olmaz. Sonuçta ben evleniyorum bugün.

-Sen gerçekten iflah olmazsın Ali gerçekten ne istiyorsun adamdan,deyip kıkırdadı.

Ali yavaş hareketlerle elinin üzerindeki küçük eli tutup dudaklarına götürdü. Büyük terastaki koltuğa oturup Aslı'yı kucağına oturttu. Onun etrafına bakındığını,yanaklarının kızardığını görünce sessiz bir kahkaha attı.

-Sakin ol daha bir şey yapmadık henüz. Akşama sen ve ben derken dudaklarının üzerindeki el kocaman baktı.

Aslı ayak tırnağından saç diplerine kadar kızarırken bir yandan kalkmaya çalışıyordu.

-Terbiyesiz seni. Sen, sen ne edepsiz bir adamsın ya. Ayıp be ayıp.

-Yalan mı Aslı, evleniyoruz biz bazı şeylerin farkındasın değil mi,oyun oynamıyoruz.

Dudaklarını büyük bir utançla dişlerken Ali'nin parmakları o bal dudaklara temas ettiğinde bu ufak dokunuş ikisi içinde iyi değildi. Derin bir nefes alıp ayağa kalktı Aslı.

-Artık hazırlanmalıyım Ali hadi, deyip elinin uzattı. Halinden memnun olmayan adam kalkarken aynı zamanda bu durumun hoşuna  gitmediğini ifade ediyordu kendince. Bu tavırları çocukça gelse de bir yandan gülümsetiyordu.

Ali'nin odadan çıkmasıyla aklından söküp atamadığı kalbini, vicdanını ara ara yok yoklayan o hissine sarıldı tekrar. Elleri çekmecedeki kutuya giderken geçmiş bir bir gözlerinin önündeydi.

Arkadaşı,dostu,kardeşi dediği kadının ölümü,ölmeden ona olan emanetini düşündü.

Gözyaşları bir bir akarken nefesi sıklaştı. Kendine eziyet ettiğinin farkındaydı ancak bu mutlu gününde bile buruktu. Yasemin'in fotoğrafını bırakıp ayağa kalktı. Havanın kararmaya başlaması bahçenin cümbüş meydanına dönmesine vesile oluyordu.

Rengarenk ışıklarla çevrilmiş bahçede büyük bir tahta masa ve bahçedeki dev ağaç hepsi buydu ancak aynı zamanda çok şeydi de. Gülümsemesi büyüdü. Arkasını döndüğünde dolabında asılı duran gelinliğini uzun uzun süzdü. Her ne kadar elbise giymek istese de Ali'nin ısrarıyla bu sade ancak şık gelinlik onun olmuştu.

LÜTUF  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin