2

31.5K 288 72
                                    

"Siz ne diyorsunuz? Üç yıl ne demek?"
Şaşkınlıktan gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Cidden korkmaya başlamıştım.
"Zamanı gelince her şeyi öğreneceksin Latin. Şimdi arabaya bin. Bir Cafe ye gideceğiz. Seni arkadaşlarımla tanıştıracağım. "Peki Barkın bey." Dedim ve arabaya bindim. Kapımı kapatmadan önce üzerime eğildi ve kemerimi bağladı geri çekilmeden yüzünü yüzüme hizzaladı. "Barkın. Bey yok." Bi anda yüzüme yaklaşmasıyla kalbim hızla atmaya başlamıştı. "Ta-tamam Barkın." Tatmin olmuş gibi dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldığında şahane bir görüntü sergiliyordu. Kehribar rengi gözleri boğuk bir şekilde usulca gözlerimden dudaklarıma  doğru yol aldı. Kalbim sanki mümkünmüş gibi daha hızlı atmaya başladığında gözlerimi gözlerinden çekemedim. Bir anda bana yaklaşmaya başlamasıyla gözlerimi kapattım ve öylece bekledim. Saniyeler sonra burnumun ucuna konan öpücük ile kaskatı kesildim. Allah'ım , beni daha önce hiçbir erkek öpmemişti ki! Babam bile!
"Gözlerini aç kedicik." Cidden açacağımı mı düşünüyordu bu kas kafalı! "Açamam."
"Hmm... Neden açamazsın peki?" Benimle resmen kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyordu! Hain pislik! "Açamam işte! Hem sen yerine otur sana!" "Hmm demek yerime oturayım ha? Peki. Oturayım bakalım." Eğildiği yerden doğruldu ve kapımı kapattı. Kapıyı kapatması ile gözlerimi açtım. Yanaklarımın yandığını hissediyorum ağh! Deli adam!
Barkın kendi koltuğuna oturdu ve kapıyı kapatıp arabayı çalıştırdı.
              
                                    ✿

Dakikalar sonra gösterişli bir cafenin önünde arabayı durdurmuştu. Arabadan inip kafeye giderken onu arkamda bıraktığımı anlayıp arkamı döndüm. Yavaş adımlarla bana doğru geliyordu ve gözlerini gözlerimden bir saniye bile ayırmıyordu. Yutkunmak gibi bir ihtiyaç kapladı içimi. Ama yutkunamadım. Yanıma geldi ve elimi tuttu. Cafeye doğru yürürken bütün kızların gözleri Barkın'ın üzerindeydi. Tabii ben olsam bende bakarım. Brad Pitt gibi mübarek. Cafeye girdiğimizde cam kenarında olan bir masaya doğru yürüdük. Üç kız üç de erkek vardı. Erkekler Yaman'ın yaşında kızlar da benden bir iki yaş büyük gibi duruyordu. Bu adamların kendilerinden küçük kızlara fetişleri falan mı vardı acaba? Masaya vardığımızda bütün gözler bize dönmüştü. Sıra sıra herkezin üzerinde gezdirdim gözlerimi. Erkekler bana garip garip bakarken , kızlar bana tebessüm etmişlerdi. Bu kızlara içim ısınmıştı.
Kızlara hayranlıkla baktım. Çok güzellerdi. Barkın beni kolumdan tutup kızların yanındaki sandalyeye oturtmuş , kendisi de erkeklerin yanındaki sandalyeye oturmuştu.
Erkeklerin içinden sarı saçlı olan bana bakıp gülümsedi ve konuşmaya başladı. "Naber küçük?" Küçük mü? Cidden mi? "Ordan bakınca küçük mü gözüküyorum?" Adamın gözlerinden ufak bir parıltı geçti. "Kısacık boyun var sonuçta." Dedi ve zaferle sırıttı. Ah , üzgünüm. Laf altında kalmayı seven bir tip değilim malesef. "Devedede boy var ama eşeğin arkasından geliyor." Dedim ve arkama yaşlandım. Masadaki erkekler 'Ooo' larken kızlar bana çak yapmıştı. Bu grubu sevmiştim. "Tamam pes ediyorum. Büyüksün." Diyip sırıttığında bende ona tebessüm ettim. "Eee?" Dedi masadaki siyah saçlı mavi gözlü olan kız. "Tanıştırmayacak mısın baki bizi?" Baki mi? Baki de neydi?  "Şey.. baki ne?" Masadakiler bana bakıp kahkaha artıklarında anlamaz gözlerle onlara bakıyordum. "Barkın ın kısaltması kanki. Barkın demek yerine baki diyoruz." Diye açıkladı siyah saçlı kız. "Haa. Tamam." Ortama kısa süreli bir sessizlik çöktüğünde Barkın konuşmaya başladı. "Bu Latin. Sevgilim. Latin bunlar da Merve , Zeynep ve ilayda. Bu gerzek herifler de Mert , ayaz , ve yavuz."
"Memnun oldum."
"Biz de memnun olduk." Biz kızlarla ufak çaplı bir sohbete dalmışken Barkın'ın telefonu çaldı. Masadan uzaklaşıp telefonla konuşmaya başladı. Arada sırada kaslarını çatıyor , arada sırada dişlerini sıkıyordu. Bunu gerginleşen yüz hatlarından anlamıştım. Sonunda telefonu kapatıp bize doğru gelirken bana baktı. Tebessüm ile karşılık verdiğimde onun da dudaklarının kenarı hafif bir şekilde yukarı kıvrılmıştı masanın önüne gelince erkeklere dönerek konuşmaya başladı.
"Beyler kalkın şirkete gidiyoruz. Ortaklar gelmiş konuşmaya."

Hikayeyi beğeniyor musunuz? Hikayeye vereceğiniz önerileriniz var mı?

ARSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin