4

25.6K 250 185
                                    

Şirketten çıkınca herkez kendi arabalarına dağıldı. Barkın beni hâlâ kucağından indirmemişti. Doğrusu ben de konumumdan şikayetçi değildim. Kucağında sarsılırken uykum geliyordu. Arabanın yanına gelince indireceğini sanmıştım ama indirmeden kendi kapısını açmıştı. Koltuğa oturunca beni de kucağına oturtturdu. Mayış Mayış olmuş bir şekilde boynuna sokulmuştum. "Benim meleğimin uykusu mu gelmiş?" Dedi şefkatli bir sesle ve çeneden tutup ona bakmamı sağladı. Ben kısık gözlerle ona bakarken eğilip dudağıma küçük bir buse kondurdu ve başımı boyun girintisine koydu. "Uyu güzelim." Gözlerim sanki bu anı bekliyormuş gibi usulca kapandı.
   
                                     ✯

Uyandığımda lacivert ve siyah renklerin hakim olduğu bir odadaydım. Üzerimdeki battaniye yi kaldırdım ve oturur pozisyona geldim. Etrafı şöyle bir süzdüm. Şuan duvara monte edilmiş bir yataktaydım! Ranza gibiydi ama alt katı yoktu.

Yapmayın bunu bana ya. Benim yükseklik korkum var!

Ne yapsam diye düşünüyordum. Tabi ya. Barkın nerdeydi! Sesimi duyabilme ihtimali ile Barkın a seslendim. "Barkın?" Birkaç saniye bekledim. Tık yoktu. Bu sefer bağırdım. "BARKIN?"

Çok korkuyordum. Gözlerim sulanmıştı. Nerdeyse ağlayacaktım. "Barkın nerdesin?" Yatağın kenarına kıvrılıp ağlamaya başladım.
Birkaç dakika sonra demir kapının açılma sesi geldi. Ağlamaktan sarhoş gibi olmuştum. Delirmiş gibi hissediyordum artık. Ellerimle saçlarımı çekiştiriyor , öne arkaya sallanıyordum.

Kapı bir anda kırılırcasına açıldığında çığlık atmıştım. Gözlerimi bulayan yaşlardan kimin geldiğini bile göremiyordum.
içeriye gelen kişi hızla yanıma geldi ve beni kucağına alarak sallamaya başladı. Başımı boynuna sıkıştırdığımda burnuma gelen ıslak toprak kokusundan bu kişinin Barkın olduğunu anlamıştım. Bunun bilincindeliğinde hızla ona sarıldım. "Tamam meleğim. Geçti. Ağlama. Bak ben burdayım. Şşşt. Tamam güzelim geçti."
Ve daha bunun gibi bir sürü kelime..

Sonunda ağlamam durduğunda başımı kaldırdım ve yüzüne baktım. Kehribar rengi gözleri kırmızının tonlarını da taşıyordu. Gözlerim dudaklarına iliştiğinde birkaç saniye orda oyalanadı. Zar zor tekrar gözlerine bakınca onun da benim dudaklarıma baktığını anladım. Ona doğru istem dışı eğilmeye başladığımda gözlerimi kapattım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Barkın ın bedeni bir an gerildi ama sonra karşılık vermeye başladı.
Birkaç dakika sonra ayrıldığımız da başımı Barkın ın göğüsüne yasladım. Beni o kadar sıkı sarmıştı ki.. sanki bıraksa kaçacaktım.

Beni bırakmadan odadan çıktı ve tam karşıdaki odaya girip kapıyı kapattı. Oda simsiyah döşenmişti. Odanın ortasındaki kocaman yatak , ahşaplarına varana kadar simsiyahtı. Yatağın hemen üstünde duvara asılı olan fotoğrafta , Barkın yine simsiyah sadece kravatı gri olan bir takım giymiş ve ayağının yanında oturan aslan ile çekilmiş kocaman bir fotoğraf vardı.

Odaya iyice baktığımda bir makyaj masası gördüm. Üstünde de benim fotoğrafım vardı. Neden orda olduğunu fazla merak ediyordum. Ama bunun üç yıl ile bir ilgisi olduğunu düşünmüştüm. Zamanı gelince öğreneceğim için de fazla üstlememiştim kendi kafamda.

Barkın beni yavaşça yatağa oturttu ve gardolaba doğru yürüdü. içinden gri bir eşofman çıkarıp yatağın üstüne attı.

Takımının ceketini çıkarıp gelişi güzel dolabın içine fırlamıştı. Despot şey. Gömleğini çıkarırken gerilen ve kareket eden kol ve omzundaki kaslarına bakıyordum. Allah'ım boş zamanında özene bözene mi yarattın sen bu adamı? Gömleği çıkartıp onu da attıktan sonra bana baktı. Masum bakışlar ve kızarmış suratıma ona bakıyordum.

Dolabın diğer yarısındaki kapağı açtığında gözlerime inanamadım. Benim tarzında bir sürü kıyafet vardı. Ağlamak istiyorum yeter..
Dolabın içinden götümü zor örtecek seten bir elbise gecelik çıkartıp bana uzattı. Anlamsız gözlerle ona bakmaya başladığımda 'giyin' dedi.

"Bunu mu giyeceğim?"

"Evet. Beğenmedin mi? Kendim seçtim bu kıyafetleri."

Giymezsem her an üstüme atlayacak mış gibi duruyordu. Bende kızdırmamak için kabul ettim giymeyi. "Tamam." Odanın içindeki banyo olduğunu düşündüğüm kapıya doğru yürüdüm ve bu düşüncenin doğru olduğuna kanaat getirdim. Allah'ım banyo bile simsiyah. Şortumu ve atletimi çıkardım ve aynada kendimi şöyle bir süzdüm.

Omzunun bir iki santim üstünde lacivert siyah karışık kahküllü saçlarım,
Yaşıma göre dolgun ve büyük göğüslerim,
İnce belim,
Ve büyük bir popom vardı.
Fena değilim canım...

Kırmızı geceliği giydigimde üst tarafı göğüs ucumun hemen üstünde , alt tarafı ise popomun  hemen altında bitiyordu. Çok kısa... Of ya bok var pijama veremiycek.

Kapıyı açıp odaya girdim ve Barkın a Baktım. Ayakta durmuş beni süzüyordu. Sonunda irisleri irislerimle buluştuğunda içindeki boğukluk farkedilirdi.

"Gel."
Emrine uydum ve yanına doğru adımlamaya başladım. Her adımda popomun yarısı açılıyor ve bordo rengi tangamın yarısı görüküyordu.

Sonunda yanına vardığımda elimi tuttu ve yatağa oturttu. Gözlerimi yerden alıp gri eşofmanından belli olan şişkinliğe odakladım.
Kalkmış.
Hemen gözlerimi gözlerine çevirdim ve ona bakmaya başladım. Eğilip alt dudağımı dudaklarının arasına aldı ve sömürürcesine emmeye başladı. Ben de ona uyduğumda öpüşü daha da hızlandı.

Bölüm sonu🌼

ARSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin