6

20.9K 220 112
                                    

Saat akşam 21:09 olmuştu ve ben oturma odasındaki masanın üstünde ölü balık gibi yatıyordum.

Barkın hâlâ gelmemişti ve ben evde acayip ötesi sıkılıyordum. Ayrıca evde benden başka kimse yok ve yapacak birşey de yok.

Birden yarın okula gideceğim geldi aklıma. Hemen uzandığım masadan kalktım ve koşarak odama - daha doğrusu Barkın ın odasına - girdim ve gardolabı açıp okul formamı çıkardım.

Formanın gömleği metalik siyah renk eteği ise beyaz , siyah , ve mor renkli karelerden oluşuyordu. Gömleğin üstünde boyna bağlamalık bir de etek ile aynı desende papyona benzer bir çeşit kurdale vardı.

 Gömleğin üstünde boyna bağlamalık bir de etek ile aynı desende papyona benzer bir çeşit kurdale vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Latin'in okul forması;

Kendimi şuan Kore'de bir okula gidecek gibi hissediyordum.

Dış kapının kapanma sesi ile kapıya döndüm ve elimdeki formayı yatağa atarak aşağıya fırladım.

Merdivenin son on basamağında ayağımın kayması ile aşağıya doğru popomun üstünde kayman ile acı ile inledim.

Hemen önümde bir çift siyah kundra görmem ile başımı yukarıya kaldırdım ve önümde dikilen Barkın baktım.

"Aptal mısın?"

Kaşlarımı çattım.

"Düştüm diye aptal mı oldum?"

Gözlerime donuk bir ifade ile bakıp merdivenlerden çıkmaya başladı.

Ne olmuştu şimdi buna?

Sinir ve acı ile ayaklarımı vura vura salondaki kanepeye uzandım ve gözlerimi kapattım.

Bok vardı sanki moralimi bozacak.

                                               ★

Sabah gözlerimi açtığımda yanımda uyuyan bir Barkın yoktu tabiiki.
Film mi çekiyoruz anasını satayım.

Boynumun ağrısından yerimden zorlukla doğruldum ve tuvalete gidip işlerimi hallettim.

Tuvaletten çıktıktan sonra yavaş adımlar ile merdivenlerden çıkmaya başladım.

Popom da ağrıyordu boynum da. Oof! of!

Barkın ın odasının önüne galdiğimde kapıyı tıklama gereği duymadan kapıyı açtım ve bilin bakalım ney ile karşılaştım.

Çıplak bir Barkın? Kesinlikle hayır.

Barkın yatakta yanında yine sarı saçlı bir kız ile yatıyordu.

Cidden? Bende neden bana soğuk yapıyor diye merak ediyordum.

Demek ki sevgilisi varmış. Ee ne yapalım ölelim mi sevgilisi var diye.

Odaya girip masanın üzerine bırakılmış formamı aldım ve kapıya doğru yürümeye başladım.

Kapıyı kapatmak için arkamı dönünce Barkın ın bana baktığını gördüm ve hiçbir şey demeden kapıyı kızın uyanmaması için yavaşça kapatıp tam karşıdaki odaya , yani kendi odama girdim ve üstümü giyindim.

Siyah mor karışık Nike bilekli ayakkabılarımı da giydim ve saçlarımı tarayıp dudağıma lipbalm sürüp aynada kendimi süzdüm.

Çok da güzeldim valla. Sadece saçımdaki boya tamamen gitmiş , yerine doğal saç rengim yani siyah renk kalmıştı.

Çantamı ve telefonumu da alıp evden çıktım ve şoför Ali abiye beni okula bırakmasını rica ettim.o da tabiki kabuk edip beni okula götürmeye koyuldu.

Geldiğimizde hayranlık ile okula bakıyordum. Kocaman beyaz renkte beş katlı camları siyah bahçesu kocaman bir okul...

Arabadan inip Ali abiye teşekkür ettikten sonra okulun demir kapısından içeri girdim.

Bir anda bütün gözler bana dönmüştü. Normalde insanlarını bana bakmasını önemsemezdim ama sağ taraftan bana delici şekilde bakan gözler hissetmem ile k tarafa döndüm.

Bir gurup erkek vardı. Altı kişi felandılar. Ve grubun içinden biri zenciydi. Evet. Zenci.

ACAYİP HAVALI!

şu yaşıma kadar zencileri hep sevmişimdir ve bu çocuk oldukça da yakışıklıydı.

Gözlerimi delici mavi gözlerinden zorlukla ayırdım ve müdürün odasına gittim.

Müdür sınıfımı söylediğinde hemen sınıfıma girip boş bir sıraya oturdum.

O her okulda olan sürtük tipindeki kızlardan biri yanıma geldi ve bana tiksinircesine bakarak söylendi.

"Oraya oturmasan iyi olur."

"Sebep?"

"Orası bora'nın yeri ve o yanında kimsenin oturmasını istemez. Özellikle de kız."

"Bu benim sorunum. Sen karışma bence."

Sınırlı bir şekilde yürüyüp kendi yerine oturdu ve  beş dakika kadar sonra sınıfa size bahçede gördüğüm grup girdi.

Klişeleri sevmediğimi söylemiş miydim?

Gözüm yine o zenci çocuğa kaydı. Çatık kaşları ile bana bakıyordu.

Yanıma geldi ve baş ucumda dikeldi.

"Ne?"

"Kalk."

"Sebep?"

"Benim sıram çünkü!" Dedi hırıltılı bir sesle. Demek bora sensin ha yakışıklı.

"İki kişilik sıra."

Hiçbir şey demeden yanıma oturdu ve sırtını bana dönüp kendini arkaya bırakarak dizlerime yattı.

Gözlerimi irice açıp ona baktım. İtmeye çalışıyordum ama hiç kıpırdamıyordu.

Kafamı kaldırdığımda bütün sınıfın şaşkınlık ile kızların da kıskançlık ve kin ile buraya baktığını gördüm. Başımı eğip yüzüne baktım.

"Ne yapıyorsun sen!"

"Uzanıyorum."

"Kalkar mısın!"

"Hayır. Sırama oturdum madem böyle kal. Bu da senin cezan."

Deli bakışlarımla ona baktım ve başımı kaldırıp sabır dilendim.

Allah'ım neden herşey benim başıma gelir ki?

Bölüm sonu♥️

Arkadaşlar siz bölümü beğendiniz mi?

Bence biraz kısa oldu ve fazla güzel olmadı :(

Bir dahaki bölümü yarın atmayı planlıyorum veya bu gece.

İnşallah bölümü beğenmişsinizdir.

🌼♥️

ARSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin