"Hey, yorgun görünüyorsunuz."
Tasi, iki eliyle beyaz bir tepsi tutuyordu. Bruce ve Tony'e çay getirmişti.
"Selam Ella!" Tony, sesinin neşeli çıkmasına özen göstererek selam verdi. Kırk iki saat otuz sekiz dakikadır bombaları durdurmanın yolunu arıyorlardı ve daha onların nasıl binanın altına yerleştiklerini bile çözememişlerdi.
"Saol Tasi." Bruce eline aldığı sıcak fincan ile buruk bir şekilde gülümsedi ve küçük bir yudum içip dağınık olan masanın kenarına bıraktı.
İki adam da o kadar yorgundular ki. Eğer alışık olmasalardı çoktan bayılmışlardı.
Kadın boş bulduğu bir sandalyeyi çekti ve sırt koyulan kısmına bacaklarını dolayarak oturdu.* Arkadaşları için çok endişeliydi. İki gündür soluksuz çalıştıklarını görüyordu ve onlara yardımcı olamaması Tasi'i üzüyordu. Zaten herkes diken üstündeydi şu kırk sekiz saatte kimse birbiri ile düzgün konuşmamış ve hepsi de akşam binaya geliyorlardı.
Bucky dışında tabii. O asla ayrılmadı. Onun yüzünden olduğunu düşünüyordu.
Zaten... Tasi iki gün onun yanına gelmemişti. Laboratuvara geliyor, arkadaşlarının isteklerini karşılıyor ve moral vermeye çalışıp laboratuvardan çıkıyordu.
Bir anda Bruce'in sevinçle bağırmasıyla Tony ve Tasi adama döndüler.
Tony hızla dostunun yanına giderken kadın da heyecanla onları izliyordu.
Bruce mutlulukla Tony'e yapacaklarını anlattığında Tony kafasına vurdu ve Banner ile kadına baktılar.
"Nasıl düşünemedim?"
"Neyi?" Tasi zorlanarak ayağa kalktığında Demir Adam kadına gelip sarıldı.
"Ah, Ella'm... Bize sen lazımsın."
"Ha?" kadın hâlâ bir şey anlamamıştı.
Aptal mıydı yoksa Tony mi anlatmayı beceremiyordu?
Tony kadından ayrıldı ve bilgisayarın başına geçti. Bir kaç tuşa hızlıca bastı ve Bruce'a döndü.
Bruce kafasını sallayıp Tasi'nin arkasına geçti ve omuzlarından tutup iteklemeye başladı.
"Ne yapıyorsun Banner?"
"Anlatacağız."
Kadını zorla itekledi ve kocaman bir koltuğa oturttu.
"A-acaba burada ne oluyor?"
"Güçlerin sayesinde belki de çok geç olmadan durdururuz. Vaktimiz kalmadı. Başka çaremiz yok. "
Bu sefer Bruce Banner başka bir bilgisayara geçti ve Tony kadının bacaklarının önüne diz çöktü ve kadının minik, soğuk ellerini tuttu.
"Ella... Hâlâ yardım etmek istiyorsun değil mi? "
"Evet, Tony."
Tony başını salladı. Sanki Tony, korkmuş bir çocukla konuşur edasındaydı. Sesi o kadar yumuşak çıkıyordu ki.
"Pekala, patlamayı durdurmak için senin güçlerini kullanmalıyız. Bilirsin, bir sürü yeteneğe sahipsin ve bunlar hiç olmadığı kadar işe yarayacaklar. "
"N-ne yapacağım?"
"Sana anlatacağız. İlk önce ekibi toplayalım. Şirkette işlerim var akşama herkesi toplantı odasına toplarız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
butterfly/bucky barnes
FanficMinik kelebek, ne kadar da güzel kanatların var! Onlara bakmaya doyamıyorum. Parıltılı, renkli kelebek kanatların. Beyaz elbisen ve minik ayaklarına tam oturan beyaz babetlerin seni hem tatlı hem çekici gösteriyor. Pembenin en güzel tonu olan mis k...