13. Bölüm

5 0 0
                                    

Melisa, yaşadığı olaylara anlam veremiyordu. Hakan bunu neden yapmıştı? Erdem ve kendisiyle derdi neydi? Belki de Erdem Hoca'nın dersinden kalmıştır ve intikam almak için takip etmiştir gibi bir sürü senaryo sıralıyordu kafasında. Biliyordu, bunlardan hiçbiri mantıklı gelmiyordu ona. Duşunu aldı, yatağa uzandı. Düşündü. Yapacağı ilk şey Hakan'ı gördüğünde bunun hesabını soracaktı. "O kim oluyor da özel hayatımıza karışıyor?" diye düşünerek uykuya daldı.

---

Ertekin Ailesi, katıldıkları davetten dönüp eve gelmişti. Hakan üst kata çıktığında Fatma Hanım'da arkasından gidip odaya girdi.

- Hakan Bey, rahatsız ettim ama bir şey söyleyecektim.

- Evet Fatma, ne oldu?

- Babanızın yanında demek istememiştim...Bir kız geldi de buraya.

- Yani?

- Sizi sordu...Adı neydi? Neydi...Şey Melek.

- Tanımadığın birini eve mi aldın Fatma Hanım?

- Ama arkadaşınız olduğunu söyledi.

Hakan, Melek diye birini tanımıyordu. "Anladım Fatma, çok yorgunum müsaade edersen uyuyacağım." Fatma Hanım başını salladı ve odadan ayrıldı. Hakan takım elbisesini çıkardı. Zaten içinde boğulmuştu. Yatağa yattı. "Kim bu Melek?" diye sayıklayarak uykuya daldı.

Hafta sonunun ikinci günüydü. Ertekin Ailesi Pazar kahvaltısı daveti düzenlemişti. Bora ve Tuğçe'de kahvaltıya katılanlar arasındaydı. Güzel bir masa hazırlanmıştı. Çok keyifli bir Pazar kahvaltısı oluyordu, sohbetler sürekli devam ediyordu. Birden dış kapının zili çaldı. Fatma Hanım, kapıyı açtı. Gelen Melisa'ydı. Fatma Hanım, Melisa'yı tanıdı.

- Siz. O kızsınız. Geçen gelen.

- Evet. Bugünde gelmek istedim. Sürpriz.

- Yalnız Pazar kahvaltısı yapılıyor şu an. Salonda mı bekle-

- İyi ya işte. Bende onlara eşlik edeyim.

Melisa süslenip püslenip Hakan'ın evine gelmişti. Madem oyun oynanacaktı, o zaman Melisa piyon değil şah olacaktı. Havalı bir şekilde bahçeye giriş yaptı. Topuk seslerini duyanlar kapıya baktı. Melisa'yı gören Hakan, Bora ve Tuğçe'nin ağzı açık kalmıştı. Bora ile Hakan "Bu nasıl olur?" der gibi bakıştılar. Tuğçe'de içten içe kötü olmuştu. Korktuğu şeyler başına gelecek gibiydi. Tekin ve Çağla Ertekin çifti Melisa'yı iyice süzdü. Uzun bir sessizlikten sonra Çağla Hanım öksürerek sessizliği bozdu.

- Kimsiniz?

Melisa gülerek masaya geldi. Çok mutlu görünüyordu. Yani dışardan bakıldığında öyleydi. Elini uzattı selamlaşmak için.

- Melisa ben. Hakan bahsetmedi mi yoksa benden?

Hakan dudağını ısırıyor, tabağıyla oynuyordu. "Ne işin var burada?" diye sordu. Ortam birden ciddileşmişti. "Aşkım sürpriz yapmak istemiştim. Ne iyi oldu bak. Kahvaltı falan."

Tekin Ertekin olayları ciddiyetle izliyordu ama sinirlenmişti de. "Senin sevgilin mi var Hakan?" diye sordu. Çağla Hanım, Melisa'yı süzdü. Sarışın, yeşil gözlü, incecik manken gibi güzel bir kızdı. Ama yabancıydı. Böyle bir şey olmasını istemiyordu. Onun biricik gelini belliydi.

Hakan, Melisa'nın kolundan tutup çekiştirmeye başladı.

- Aa, dursana! Ne oluyor ya?

- Sen anlatmak ister misin ne olduğunu?

- Önce sen anlat, seninkini dinleyelim. Nasıl fikir.

Hakan, Melisa'yı odasına çıkarmıştı. Melisa ikinci kez geldiği odaya göz gezdirdi. Her şey aynıydı.

- Evimi niye buldun, neden geldin Melisa?

Melisa ceketini çıkardı, yatağa oturdu. Şu an sadece susmuş, Hakan'ın sinirden deliye dönen hallerini izliyordu. Ayağa kalktı, telefonunu açtı ve o fotoğrafı gösterdi.

- Bunun için olabilir mi mesela?

Hakan, gördüğüne inanamadı.

- Bu fotoğrafı...

- Nerden mi buldum Hakan?

- Söyle.

- Evime sen yolladın ya? Yoksa unuttun mu?

- Anlamadım?

- Hadi oradan! Anlamamış. Babam almış, babam! Ya o açsaydı. Görseydi bunları?

Hakan böyle bir şey yapmamıştı. Melisa'nın neyden bahsettiğini anlamıyordu. "Sakinleş ve her şeyi baştan anlat bana." Dedi Hakan.

Melisa'nın anlattıklarını yapmamıştı. Evine fotoğrafları yollamamıştı.

- Böyle bir şey yapmadım Melisa, anlasana yapmam da!

- Öyle mi? Usb bellek de sakladığın şey öyle demiyor ama?

Hakan, dondu kaldı. "Onu buldun mu?" diye sordu. Melisa, çantasından çıkardı. "Buldum." Dedi. Hakan'ın içine bir nebzede olsa su serpilmişti. Melisa, yanlış belleği bulduğu için sevinmişti. Ya videoların olduğu belleği bulsaydı? Onu bulamazdı herhalde çünkü kasasında saklıyordu.

- Dinle, belli ki biri bana tuzak kurmuş.

- Hı hı. Anlat canım sen yalanlarını sırala. Ben inanmış gibi yapacağım.

- Melisa, yemin ederim.

- Niye çektin fotoğraflarımızı? Niye takip ettin bizi? Açıkla hemen! Yoksa gerisini polise anlatırsın.

Hakan, çaresizdi. Üzgün ve sinirliydi. Kapana kısılmış gibi hissediyordu. Belki de Bora'yı dinleyip her şeyi çoktan anlatmalıydı. Sakinleşti. "O herif sana zarar verecekti." Dedi. Melisa duydukları karşısında sinirden deliye döndü, Hakan'a saldırmaya başladı. "Sen kimsin?" diye bağırıyordu. "Her şeyi öğrenmenin vakti geldi artık Melisa. Otur ve dinle." 

İNTİKAM YEMİNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin