13

1.6K 162 360
                                    

Anne ve babasına veda ederken tek düşündüğü şey James Potter'dı elbette. Kompartımanlardan birisine oturdu. Noel'de herkese mektup ile hediyelerini ulaștırmıștı. Hatta bazılarından geri dönüş almıştı. Lily kolyeyi çok beğendiğini söylemiş ve Ashley'e, muggle dünyasından bir bileklik yollamıştı. James zaten mektup yazmıştı ama Ashley hâlâ James'in okulun son günü dedikleri yüzünden ona kırgındı.

Lily'i kıskandırmak için Ashley'e sarılmıştı!

Düşüncelerini bölen kompartımanın kapısının açılması oldu. Tina gelmişti. Yüzü oldukça solgun görünsede gözlerinde mutluluk parıltıları görebilirdiniz. Ashley, Tina'nın yüzünün solgun olmadığını sadece abartılı bir makyaj yaptığını gördü. Düğüne giderse hoş bir makyaj diyebilirdiniz. Ama düğüne gitmiyorlardı. Okula gidiyorlardı. Evlerine. Hogwarts'a. James'i dikizlemeye gidilen kaleye. Beraber noel hakkında konuşmaya başladılar ama Ashley, Tina'nın bu konuda pek hevesli olmadığını görünce konuyu değiştirdi. Ve birden kompartımanın açılması ile bakışlarını yeni gelen kişiye çevirdiler.

Lily Evans

"Selam Ashley, Francis.. Nasılsınız tatiliniz nasıldı?"

Tina, Lily'in ona soyadı ile seslenmesiyle rahatsızca oturduğu yerde kıpırdandı ve gülümsemeye çalıştı. Ashley, Tina'nın bu hallerine pek anlam veremese de kafaya takmadan Lily'i yanına oturmaları için davet etti. Lily ile yaklaşık on beş dakika konuştuktan sonra Lily, arkadaşlarının yanına gitmesi gerektiğini söyleyerek Ashley ve Tina'yı davet etti. İkisi de 'hayır' dediğinde anlayış ile gülümseyerek kompartımandan çıktı Lily. Lily çıkar çıkmaz Tina hemen konuşmaya başladı.

"İstesem de sevemiyorum Evans'ı. Ama sevmemek için bir nedenim de yok."

Benim sevdiğim çocuğun sevdiği kız ve yakın arkadaşlarız. Bir şey mi dedin?

"Onu sevmek zorunda değilsin Tina boşver."

Okula geldiklerinde Ashley ve Tina, Jack King'in ne zaman Tina'ya açılacağını tartışıyorlardı. Tina artık domates gibi olan yüzü ile zorlanarak Ashley'e döndüğünde Ashley, Tina'nın bu haline kahkaha attı. Birden sırtına dokunan eller ile refleksle asasını arkasındaki kişinin boğazına hedef aldığında bunun James olduğunu gördü.

"Beni öldürecek misin Ashley?"

"Çatalak bu lafı çok sevdim bunu kesinlikle bir gün kullanacağım."

"Evet tabii patiayak bu lafı kullanmadan önce öleceğime iddiaya varım."

İksinin de dediklerinin doğru olacağını bilmeden kahkaha attılar.

Ashley asasını yavaşça indirdiğinde James ona eliyle gryffindor tarafındaki yemek masasını ișaret etti ve

"bize katıl. Sirius bu sefer senin quddicth teorilerine karşı yeni cevaplar bulduğunu iddia ediyor. Ve şey seni özledim Ashley."

James Potter, Ashley'i özlemişi.

James Potter, Ashley'i özlemişti.

James Potter, Ashley'i özlemişti.

"Black'in bana karşı hiç şansı yok ve evet bana aşık olduğunu bu kadar belli etme James."

James sırıtırken, Ashley'in dediklerine aniden güldüğünde Ashley bunu çok sevdiğini haykırdı içinden. Sırıtırken güldüğü için garip bir homurdanma sesi çıkmıştı ağzından. Ashley sırf bu sese bile aşık olabilirdi. Çünkü biliyordu ki bu James'in sesiydi.

Beraber gülerek çapulcuların yanına oturduklarında Tina da yatakhaneye çıkmıştı. Ashley'in onlarla oturduğunu gören Sirius

"Hoşgeldin Sandra senin teorilerini çürüteceğim buna hazır mısın?"

Ay YüzlüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin