"J-jungkook?"
"Hoşgeldin sevgilim."
Karşımda, eski halinden eser kalmayan Jungkook duruyordu. Gerçekten çökmüş duruyordu. Benim durumum ona göre daha iyiydi. Onu bırakıp gitmemin savunulacak bir yanı olmasa da mecburdum. Yoksa bebeğimi nasıl koruyabilirdim?
Jungkook sert bakışlarını üzerimde gezdirdi. Derin bir nefes alarak ondan bir adım uzaklaştım. O an aklıma babam ve annem gelmemişti. Ben uzaklaşınca Jungkook karşıma gelip güçlü eliyle kolumu tutmuştu.
"Bebekle hiçbir yere kaçamazsın."
Bebek? Jungkook bebeği nereden öğrenmişti?
Tam olarak düşüncelerime dalmadan Jungkook beni sürükler gibi arabaya getirdi. Elimdeki valizi alıp bagaja attı ve beni de ön koltuğa oturttu. Ona engel olmaya çalışacak gücüm yoktu. Sürücü koltuğuna oturduğunda ona baktım.
"Ama babam?"
Jungkook arabayı çalıştırırken yüzüme bakmadan konuştu.
"Baban iyi. Annen bana yardım etmiş olabilir."
Her şey tam anlamıyla şuan mantıklı geliyordu. Demek annem de dönmem için bana yalan söylemişti. Bundan sonra anneme bile güvenmemem gerekiyordu. Ama asıl mesela bundan sonra ne olacağıydı.
"Kaç aylık oldu?"
Jungkook arabayı sürmeye devam ederken, sorduğu soruyla ona baktım. Gözlerimi yüzüne çevirdiğim anda anlamıştım onu ne kadar çok özlediğimi. Belki o da beni özlemişti. Ama şuan daha çok öfkeliydi. Bu konuda da haklıydı.
"3 ayı biraz geçti."
Jungkook dediğim şeyle başını salladı. Yaşadığımızı onca şeyden sonra geri dönmüş olmak tuhaf hissetiriyordu. Bakışlarımı cama çevirdim. Bir sürenin ardından gelmiştik. Burası.. Jungkook'un bizim için aylar önce aldığı evdi. Neden bu eve geri gelmiştik?
Jungkook arabayı durdurup indiğinde bende hemen peşinden indim. Hiçbir şey demeden kolumu tekrar tuttu ve eve ilerledi. Cebindeki anahtarı çıkarıp evin kapısını açtı. Ondan önce eve girdim. Peşime girip kapıyı kapadı. Yavaş adımlarla salona doğru yürüdüm. Ev olduğu gibi duruyordu, bıraktığım gibi... Değişen hiçbir şey yoktu. Değişen tek şey bizdik. Bu eve mutlu girebilirdik ama mümkün olmayacak şeylerdi bunlar.
"Neredeydin?"
Jungkook tam karşıma geçerek bana bakmıştı.
"Yurtdışındaydım. Orada kalıyordum."
"Başka bir yere kaçamazdın zaten."
Jungkook öfke dolu gözlerle gözlerime bakıyordu.
"Başka çarem yoktu."
Gözlerini deviren Jungkook daha fazla şey duymak istemiyor gibiydi.
"Başka bahanen var mı?"
"Bu bahane değil sadece d.."
Jungkook lafımı bölerek bağırmaya başladı.
"Kes artık! Ne olursa olsun hamile halde kaçıp gidemezsin. Ne bahane üretirsen üret, beni istemediğini daha düzgün diyebilirdin."
Gözlerimi kocaman açarak Jungkook'a baktım. Böyle düşünecek olmasını tahmin etmiştim ama yine de dile getirmesi kalbimi acıtmıştı.
"Hem kendini hem bebeğimizi nasıl tehlikeye atarsın?"
Bebeğimiz... Ne güzel demişti öyle.
Jungkook sinirle üstüme yürümüş ve beni duvarla arasına almıştı.
"Ama unutma Kim Seokjin, beni bebeğimden ayıramazsın. Onu senden alacağım."
•
"Jin hyung nasıl döndü lan?"
"Yok artık! Jungkook dedektif gibi bunu nasıl başarmış?"
Jimin ile Hoseok birbirine şok olmuş şekilde bakarken Namjoon öksürerek onların kendisine bakmasını sağladı.
"Jungkook'un dediği kadarıyla biliyorum. Yanlarına gelmemizi istedi. Diyeceği şeyler varmış."
Jimin şaşkınlıkla yerinden kalkarken elini saçlarında gezdirdi.
"Seokjin Hyung'a olan öfkesi geçmeyecek. Bizde ona çok kırgınız ama yine de üstüne gitmeyelim."
Namjoon ile Hoseok oralı gibi durmasa da sadece başlarını sallamakla yetindiler. Jungkook'un dediğini yapmak üzere evden çıktılar.
Herkese selam! Uzun zamandır hatta baya uzun zamandır yoktum. Çünkü bu sene üniversite sınavına girdim ve bölüm yazamadım hiç. Hepinizden özür dilerim..
Daha uzun bir bölüm yazacaktım lakin kurguyu toparlamam lazım... Fikirlerinizi bekliyorum bu yüzden. Kurguya nasıl devam etmeliyim sizce? Aklıma pek fikir gelmiyor.
Düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Jinkook ile kalın! 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• FOR HIM •
FanfictionKim Seokjin & Jeon Jungkook {JinKook} "Seninle tanışmak sadece kaderdi. Arkadaşın olmak benim seçimimdi. Sana kalbimi vermek ve senin kalbimi kabul etmen ikimizin de kontrolü dışındaydı..."