Evet. Hayatım bir bilim kurgu filmi gibiydi ve bazen bu çok bunaltıcı bir durum oluyordu. İçinden ne kadar çıkmak istesem o kadar içine hapsediyordu. Buraya geleli daha birgün bile olmamıştı ki başıma gelmeyende kalmamıştı. Kapıda beliren yazı, nereden düştüğü belli olmayan kağıtlar.. Bunlar olurken sanki hergün başıma geliyormuş gibi ben nasıl bu kadar umursamaz ve sakin olabiliyordum peki?
Bir anda başıma ağrı girmişti. Kafamdan sanki beynimin içinden bir seferde çıkmak istercesine ağrı kafa tasımı zonklatıyordu. Normalde ağrı kesici içmem gerekir ama hem ilaçlara olan tiksintimden hem de normal biri olmayışımdan dolayı ilaç içmeye gerek yoktu. Nasıl olsa işe yaramazdı. Ağrıdan hiç birşey düşünemiyordum. Beynim yaşam fonksiyonlarını yitirmek üzereydi. İç sesim durmadan bilinç altımda yatan soruları ard arda sorarak beynimi zorluyordu. Gerçekten delirme aşamasındaydım. Bir yandanda korkuyordum. Kriz geçiriyorsam eğer bu evi mahvetmem sadece bir iki dakikamı alırdı. Koltuktan kalkmadan etrafıma göz gezdirdim titreyen, uçan veya yayan ya da patlayan birşey yoktu. Bacaklarımı kendime doğru çekerek başımı dizlerimin üzerine koydum. Başıma giren son ağrıyla sessiz bir çığlık attım ve ağlamaya başladım. Nedenini bilmediğim bir şekilde sinirlenmiştim. Kafamı dizlerime gömmüş bir şekilde durmadan ağlıyordum. Aklımdan bu işe kendimi öldürerek son verebileceğim geçiyordu, kapısında yazı beliren bir evin camından kendimi atmak istesem ne olurdu kim bilir. Hem de o aptal öğretmenimin evinden ceset olarak çıkmak istemezdim.
"Aptal sensin." sesini duyduğum an çığlık atarak yerimden fırlamıştım. Benim halimi görünce gülmeye başladı. Öğretmenim yanımda oturuyordu. Aramızda sadece otuz santim kadar boşluk vardı. Ne zaman geldiğini farketmemiştim. Ama geldiğini söylemediği için sinirlenmiştim. Söyleyebilirdi sonuçta. Elimde olsa sağlam bir yumruk atardım. Gülmeyi bırakıp "Yapamazdın." dedi. Anlayamadım gibi bir yüz ifadesi takınıp "Neyi?" diye sordum. "Yumruk diyorum, atamazdın." Şaşkınlıkla "İyide ben hiç birşey demedim ki-" "Düşüncelerini okuyabiliyorum." pat diye söylemişti. Telepati yapabiliyordu ve bunu pat diye söylemişti. Uzun bir süre donukluk ve şaşkınlık arasında geçiş yapan bir yüz ifadesiyle yüzüne baktım. 'Kapı' diye sordum ama bunu içimden dediğimin farkında değildim. Cevap gelmesi gereken sürede gelmeyince farkına vardım ve öksürerek "Kapı?" dedim. "O mu? Halüsinasyondu." dedi. Sorduğum sorulara çok sakin bir şekilde cevap veriyordu. Tabi bu benimde sakinleşmeme yarıyordu. Ama her aldığım cevap suratıma tokat gibi çarpıyordu. Bu yüzden şaşkınlığımı üzerimden atmam pek mümkün değildi. Tekrar "Nasıl, halüsinasyon?" dedim. "Gücün bu mu?" "Aslında evet. Hem evet, hem hayır. Yani tek birşeyle sınırlı değil. Aynıyız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN FARKLIYIM
FanfictionHERŞEY ÇOK NORMAL OLABİLİR. YAŞADIĞIN EV. ARKADAŞLARIN. AİLEN. AKRABALARIN. KOMŞULARIN. HERŞEY ÇOK NORMALDİR BELKİDE FARKLI OLAN SENSİNDİR. SEN FARKLISINDIR. BELKİ SENİN GİBİ İNSANLARDA VARDIR ETRAFINDA. BELKİ SEN FARKETMEMİŞSİNDİR O ANA KADAR..