İlk Uçuş

14 0 0
                                    

Sabah koltukta yatıyordum. Perdenin arasından esen hafif rüzgar beni üşütüyordu. Örtüyü üzerime aldım ve büzüştüm. Saçlarım beni biraz olsun sıcak tutuyordu. Koltukta uykum gelmeyince doğruldum ve ev terliklerini giydim. Lavaboyu aramaya başladım. Kapısı yeşile boyanmış bir kapı vardı. Buranın lavabo olduğu kesindi. Hayır içeriden garip bir robot veya başka birşey çıkmıyacak. Burası lavaboydu. İçeri girip yüzümü yıkadım. İlacımı almak için koltuğun önündeki masaya yöneldim. Poşetten kıremi ve damlayı alıp lavaboya gidecekken
Jnmn- günaydın
Hafif bir korku ile
- sanada
Dedim ve lavaboya geri girdim. Aynaya bakarak sürmeye başladım. Bu damla citten çok acıtıyordu. Ikındım ve daha çok ıkındım. Damla damlatmıştım ve sıra kremdeydi. Sürmeye başladım ki kendime bilmediğim bir his ile geri döndüm. Gözlerimden su akıyordu. Bu da neyinnesi? Aynaya baktım ve gözümden akan suları izledim. Kremi sürmeye devam ederken daha çok aktılar. Kremi sürünce lavabodan çıktım. Jinmin beni görünce kaşlarına şaşırmış bir şekil verdi ve
Jnmn- ne oldu? Neden ağlıyorsun?
Dedi. Anlamsızca bakarak
- ağlamak mı? O da ne demek
Dedim ve garipsemiş bir şekilde jinmin e baktım. Jinmin gülerek
Jnmn - krem sürerken canın yandımı?
Dedi. Ben de kafa salladım. O da
Jnmn - acıdan dolayı ağlamışsın. Ağlamak : üzülmek, sevinmek, acı vb. Hisler hissedince gözden akan yaş
Dedi ve bana bakarak güldü. Ben de ona bakarak
- demek bu su denilen şey acıdan aktı ha?
Dedim ve baş salladı. Kahvaltı hazırlamaya devam etti ve masaya iki tabak ve iki bardak koydu. Bardakta süt ve tabaklarda reçel, peynir, salatalık, domates, tereyağı, kaşar ve dilimlenmiş sosisler vardı. Son olarak masaya ekmek tabağını da koydu ve yemeye başladık. Yemek yerken çatalı tabağa bıraktım ve
- gizli aracı buldum
Dedim. Biraz ani söylemiştim. Düşünmüştüm. Dün akşamdan beri bütün herşey aklımdan çıkmadı. Yani araç. Bana şaşkınca baktı ve öksürmeye başladı. Yemek boğazına durmuştu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ben de ensesine vurmaya başladım. Yemek boğazından geçince bana şaşkınca baktı ve
- ciddi misin?!
Dedi. Gülerek
- evet
Dedim. Çatalını bıraktı ve
- orayı nasıl buldun?
Dedi. Ben de iki yanımdaki muhafızları işaret ettim. O da yemini ettiği için artık o da muhafızlarımı ve kendi muhafızlarını görüyordu. Ve ben de onunkileri görüyordum. Gülümsedi ve yanındaki muhafızlara baktı
- siz de bana böyle gizemli birşey öğretir misiniz ki?
Dedi ve güldü. Ben de hızlıca yemeye devam ettim. Ta ki aklıma pelerin gelene kadar. Gözlerimi açtım ve
- muhafızlar! Pelerin!
Dedim ve ikisine baktım. İkisi de
- olamaz!
Dedikten sonra hemen ayağa kalktım. Ve
- bana bilgisayarı ver rkcr
- emredersiniz
Dedi ve bilgisayarı bana verdi. Konum uygulamasına girdiğimde konuma baktım. Konum tahmin ettiğim gibi tam üzerimizdeydi. Olamaz dedim ve konuşmaya başladım
- seçilen kişiydim ve beni dünyada neyin beklediğini bilmiyordum. Biraz daha araştırdıktan sonra beni neyin beklediğini anladım. Kötü bir hayruh tüm evreni yok etmek istiyor ve ayrıca beni de takip ediyor. Kısa süre önce muhafızlarımdan bir görünmezlik pelerini aldım. O pelerin ile beni göremezdi fakat şu an beni çok rahat görüyor
Dedim ve şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi. Ve
Jnmn - e peki birdaha veremezler mi pelerini?
Dedi. Ben de olumsuz şekilde kafa salladım. Daha sonra duraksadım ve
- ama seninkiler verebilir
Dedim. Yanındaki muhafızlara bakarak
Jnmn - görünmezlik pelerinini verirmisiniz ?
Dedi. Muhafızlar da ona bir pelerin verdi. Peki şimdi nereye gideceğiz? Dedi. Onu mağaraya götürmeliydim. Pelerini ikimizin üzerine örttükten sonra yürümeye başladık. Araba ile gidersek bizi görebilirdi. Yürüdük ve daha çok yürüdük. Tepeyi tırmanırken aynı yolu seçmedim. Etrafta aldığım erzaklar ve esen rüzgarda uçuşan poşetler vardı. Yol boyu nereye gittiğimizi sorup durdu jinmin. Ama konuşmadım. Saadece
- en güvenli yere
Dedim. Mağaraya geldiğimizde kapıdan geçtik. Pelerini gene saadece kafamızdan indirdik ve
Jnmn- vay canına!
O da bir quinimli olduğu için çok rahat görebilirdi. Aracın içine girerken
Jnmn - bu aracın adı yok mu?
Dedi. Ben de
- bilmiyorum
Dedim. O da
Jnmn - bence bu araç MJ olmalı.
( emjey)
- Bu isim gerçekten hoş
Dedim ve kapıyı açtım.
İçeri girince start tuşuna bastım ve tüm renkleri izledim. Artık bu aracı uçurma zamanıydı. Koltuğa oturdum ve jinmin de yan koltuğa oturdu. Aracın direksiyonunu kavradım ve jinmin de tuşlara basmaya başladı. Aracın ikinci direksiyonunu tuttu ve
- benim tuttuğum direkiyon araca yön verir
Dedi ve güldü. Araç havalanınca gülmeye başladım ve
- o zaman komuta sende jinmin
Dedim ve güldüm. Evet. Araç uçuyordu. Çok geç olmadan şunu da söyleyeyim, pelerini bulmuştum ve artık ikimizin de üzerinde pelerin vardı. Ne araç gözüküyordu ne de biz. Uçuşa geçtik ve gökyüzüne süzüldük.

To be continued

WORQUNİM YEMİNİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin