-6 Nisan-
Merhaba Sunya,
Bu deftere senin adın verdim, çünkü içimi sana dökmeye ihtiyacım var. Ayrıca kendini sevmen içinde yazıyorum. Çok değerlisin sen, bunu unutma.
Ne kadar zamanım var, bilmiyorum ve bu yüzden uzun zamandır yapmak istediğim bir şeyi yapmam gerektiğini düşündüm. Bu deftere senin adını verip içimi buraya dökmeliyim. Ve öldüğüm zaman bu defterin sana ulaşmasını sağlamalıyım. Biliyorum, bu çok acımasızca. Seni sevdiğim için canımı çok kez yakmanın bedelini sana ödetmem, çok acımasızca. Ama Sunya, insanlar bencil olur. Ve ne yazık ki, bende bu tonlarca bencil insanın arasında bulunan bencil bir insanım...
Bunları yazma amacım, kendini sevmeni istemem. Yoksa artık kendine değer vermeni istiyor oluşum mu demeliyim? Ah, bilmiyorum...
Beni tanımıyorsun, Sunya. Beni belki okulda birkaç kez görmüşsündür, bilemem. Ama sayamayacağım kadar yanımdan geçtin, geçtim. Ve sen, bana bir gün adımı sordun. Bende söyledim sana ama o günden sonra beni unuttun adımla beraber. Yanımdan öylece geçip gittin, diğerleri gibi... Okulun görünmeziydim ben, kimse takmazdı beni yanımdan geçip giderdi öylece. Tek arkadaşım ise iç sesim, evet kendi iç sesim.
Okulda ezilmek veya görünmez olmak asla canımı yakmazdı fakat adımı sana söylememe rağmen onlar gibi yapman yakmıştı Sunya, hemde çok... neden yaptın demeyeceğim, çünkü benim gibi görünmez birini neden hatırlamak istersin ki? Kimse istemez, haklısın...
Sana biraz üstlerde demiştim ya, beni tanımıyorsun diye. Ben tanıyorum işte. Öyle iyi tanıyorum ki seni, o sert görünümlü kızın ardında acılarla dolu bir sen olduğunu biliyorum... eğer bir gün bana izin verirsen o sert kabuğunu kırıp yaralarını sarmak istiyorum, Sunya. Tabii yapabilecek zamanım olursa.
Benim en büyük hayalim ne biliyor musun? Tabiki bilmiyorsun, herkes gibi bilmiyorsun. Benim en büyük hayalim seni iyileştirmek, bu sadece bir hayal. Neden seni iyileştirmek mi istiyorum? Çünkü seni kurtarmak istiyorum o derin çukurdan. Ölmeni istemiyorum Sunya...
Biliyorum, çok acı çekiyorsun. Ve yine biliyorum ki, birkaç kez intihara kalkıştın. Yapma Sunya, seni seven onca insanı acı içinde bırakma. Sen çok iyi biliyorsun ölen birinin arkasında bırakılan biri olmayı, bu yüzden yapma. Diğerleri gibi bencil olma Sunya, sana yalvarırım...
Aslında beni tanıyor olsaydın bu yazdıklarıma gülerdin, neden mi? Çünkü yaşamanı isteyen benim ruhum çoktan öldü. Solmuş ve yorulmuş bedenim sadece sürünüyor bu evrende, kurtulmak istiyor bu acıdan...
Komik değil mi? Yaralarını sarmak isteyen, yaşamanı isteyen birinin ölmek için can atması çok komik. Belki senin için komik değil ama, benim için çok komik ve acınası... Evet, ölmek isteyen bir aptalım ben. Ama unutma Sunya, sende şu an ölmek isteyen bir aptalsın...
Ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum ama bu günlüğün bütün sayfalarını kullanabileceğimi sanmıyorum...
Bu arada adım, bunu söylemeyeceğim. Bilmen gerekmiyor çünkü. Beni kelebeğin olarak da görebilirsin istersen, ölmemesi gereken bir kelebek. Bu kelebeği öldürmemelisin Sunya, unutma. Ve bilmen gereken tek bir şey var, kendine değer verip sevmeni istiyor oluşum ve bunun için çabalıyor oluşum.
Seni seviyorum, kendini sevmeni istiyorum ve tam bir aptalım.
•
Bu fic çok kısa olacak, yani beş bölüm olacak. Dört bölümü bu bölüm gibi günlük tadında olacak, son bölüm ise düz yazı olacak.
Böyle kısa yapmamın bir sebebi var ve bunu finalden sonra ayrı bir şekilde açıklayacağım.
O zamana dek lütfen, hayattan soğumuş bir karaktere sahip Sunya ve onu hayata bağlamaya çalışan gizemli karakteri çokça sevin.
Son olarak bölümler bu bölümün uzunluğu kadar olacak, belki final bölümü biraz uzun olabilir.
Oy verirseniz çok sevinirim, ayrıca bölüm hakkında yorum yapmanız beni mutluluktan havalara uçurur.
Sizi seviyorum, görüşürüz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- SUNYA -
FanfictionMerhaba Sunya, Bu deftere senin adın verdim, çünkü içimi sana dökmeye ihtiyacım var. Ayrıca kendini sevmen içinde yazıyorum. Çok değerlisin sen, bunu unutma.