~🧸~

375 41 101
                                    

🧸 Kitabın ikinci özel bölününe hoşgeldiniz! Hepinize tüm destekleriniz için teşekkürler 🥺💛🧸


/Haziran, 1992/

Kapalı gözlerini derin nefesler vererek açan kadın karnındaki sancıyla oturduğu koltukta az önce döndüğü yöne bir kez daha döndüğünde daha fazla böylece uzanarak yapamayacağını anladı ve saatler sonra ilk defa ayaklandı. Son zamanlarda doğuma yaklaştığı için yalancı sancıları çok oluyordu ve bu gerçekten çok rahatsız edici olmaya başlamıştı.

Doktor bir sorun olmadığını, her şeyin normal olduğunu söylese de.. Tek başına yaşayan hamile Mary için.. Bu kesinlikle zordu.

Doktorun yalancı sancılar için yürümenin iyi geldiğini hatırlayan kadın ayaklanmasıyla direkt odasına gidip gecenin geç saati olduğunu umursamasan üstünü değiştirdi. Yanına sadece telefonunu, anahtarını ve cüzdanını alıp sokağa indiğinde nereye gideceğini bilmiyordu. Sadece yalancı sancısı geçene kadar yürümeliydi, o kadar.

Boş adımlarla etrafını inceleyerek neredeyse yarım saat kadar yürüyüp yorgunlukla hala ağrıyan karnını tuttuğunda artık oturması gerektiğini düşünüp karşıda gördüğü bir kafeye girdi. Geç saat olmasına rağmen ağzına kadar dolu sayılabilecek kafede arkalardan tekli, boş bir masaya oturdu ve sipariş ettiği sıcak kahvesini beklerken can sıkıntısıyla etrafını incelemeye başladı.

Herkes etrafında sevdiği insanlarla sohbet edip gülerken kadın hüzünlenip hafifçe okşadığı büyük karnına baktı. Kızı.. Hala ismine karar verememişti ama.. Tanrım... Onu o kadar çok seviyordu ki..

Yapayalnız bu kadının bu dünyada sadece doğmamış bir kızı vardı.

Nemlenmiş bakışlarını şişkin karnından kaldırıp yeniden etrafta gezdirmeye başlayan Mary az önce ileride, boş olan masaya oturmuş tek başına olan adamı fark edip merakla onu inceledi.

Başını önüne eğdiği için yüzünü göremiyordu ama koyu renk saçları ve beyaz tonlarında ten rengi vardı. Oldukça spor giyinmişti ama sanki rahat değilmiş gibiydi. Birini mi bekliyordu? O da Mary gibi yalnız mıydı?

Sonunda başını kaldıran adam hızla gözlerini kalabalık ortamda gezdirip dışarıdaki pencereye sabitlediğinde Mary sertçe yutkundu. Bu adamı tanıyordu.. Tony Stark..

Kadın aklında oradan oraya uçuşan isimle karnını daha sıkı tutarken sonuna kadar dolmuş gözlerini hızla kaçırdı. Dahi, milyoner, playboy, hayırsever.. Kızının babası olan Tony Stark. Buradaydı, yalnızdı, sıkılıyordu.

Bir anda gelen siparişi ile irkilen kadın dumanlar çıkan kahvesini kendinden birkaç santim ileriye itip bakışlarını ağlamamak için yere çevirdi. Tony'nin kendini görmesini istemiyordu ama şu an kalkıp gitseydi daha fazla dikkat çekebileceği için kalmak zorundaydı.

Stresle ellerinin titremesini bile fark etmeden sıcak kahvesinden yudumlar almaya başladığında hem karnının ağrısının artması hem de hormonlarının bu duygu yükünü kaldıramamasından ağlamaya başladı. Gitgide ağlaması artarken karnındaki ağrıyı önemsememeye çalışıyordu ama beceremiyordu.

Daughter of Stark || DüzenleniyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin