𝑺𝒉𝒆 𝑰𝒔 𝑵𝒐𝒕 𝑨𝒇𝒓𝒂𝒊𝒅- 𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚

16

"Jade? Senin gözlerin mi şişmiş?"

Jade yemeğini bırakıp müstakbel sevgilisiyle beraber tam karşısında oturan Fred'e ters ters baktı.

"Seni ilgilendirir mi Fred?"

"Tamam kızma. Sormak istemiştim sade-"

"Sorma!"

Fred sessiz kaldı. O sırada Jade'in sevgilisini terslemesiyle Blair Fred'in iyice koluna girdi ve güven verircesine gülümsedi. İkisini o halde gören Jade sessizce bir küfür savurup yemeğine geri döndü. Gece boyunca hiç uyuyamamış ve ağlamasına da engel olamamıştı. Çaktırmadan gözlerini ovuştururken Angelina'ya kısa bir bakış attı. Angelina ona buruk bir gülümseme sunarken Jade'de aynı şekilde karşılık verdi.

"İyi misin Jade?"

Kendisine yaklaşıp kimsenin duyamayacağı bir şekilde kulağına fısıldayan arkadaşına döndü Jade.

"Bunu izlemek bile midemi bulandırıyor Angelina. Lanet olsun..."

Angelina birbirlerine cilve yapan ve cidden de mide bulandırıcı görünen Fred ve Blair'a ters ters baktı.

"Siz cilvenizi başka yerde yapamaz mısınız?!"

Blair tek kaşını kaldırarak Angelina'ya baktı.

"Fred'i sizin çağırdığınızı sanıyordum"

"Evet biz çağırmıştık. Ama şimdi de kovuyoruz! İkinizi de!"

Fred ve Blair çok geçmeden masadan kalktıktan sonra Jade derin bir nefes verdi.

"Merlin! Benim bile iştahım kaçtı onları öyle görünce"

Jade George'un bu dediğine gülmeden edemedi.

Ortak salonun kapısında beliren Ginny'yi görmeleriyle üç arkadaş da sohbetlerini bırakıp o tarafa döndüler.

"Annem mektup göndermiş. Beraber okumamızı istiyor"

Ron sonunda başını şekerlemelerden kaldırıp merakla Ginny'nin yanına gitti.

"Ne diyor?"

"Bilmem, daha okumadım. Sizi bulmaya çalışıyordum. Fred nerede?"

"Blair'la beraber"

"Sonunda beni dinlemesine sevindim"

George kardeşine sinirli bir şekilde baktı.

"Ronald!"

"Tamam tamam sustum"

Ginny mektubu zarfından çıkarırken George'a baktı.

"Onu beklemeli miyiz?"

"Hayır. Gelmez zaten. Yazanları ona yatakhanede anlatırım"

Ginny onu başıyla onayladıktan sonra katlı olan kağıdı açtı ve sesli bir şekilde okumaya başladı.

"Siz her zaman başıma bir bela çıkarmak zorunda mısınız?! Mutfakta bir şişe buldum. Ve üzerinde ne yazıyordu tahmin edin! AŞK İKSİRİ!"

"Ginny?"

"Ben yapmadım Ron!"

Ginny ona öldürücü bir bakış attıktan sonra okumaya devam etti.

"Kim kullandıysa itiraf etse iyi olur! Yoksa yaz tatilinde hepiniz cezalı olursunuz! HEPİNİZ!"

"Sizce kim olabilir?"

"Bilmem. Ben senden şüphelenmiştim"

"Ben değilim!"

"Ben kim olduğunu biliyorum"

George'un bu dediğiyle herkes ona döndü.

"Ne? Sen misin yoksa George?"

"Hayır. Blair kullandı"

"Ne?!"

George Jade ve Angelina'ya döndü.

"Yılbaşı tatilinde ailecek bize gelmişlerdi. Annem Ginny'ye içecekleri almasını söylediğinde Blair hemen ondan önce gitti. Daha sonra da Fred'in içeceğini unuttu ve tekrar mutfağa gitti. O sırada içeceğine aşk iksiri döktü. Fred'in durup dururken Blair'a ilgi duymasının sebebi bu olmalı!"

"Merlin! Bu çok mantıklı!"

"Peki şimdi ne yapacağız?"

"Panzehir bulmamız gerekiyor"

"Profesör Snape asla vermez"

Jade aklına gelen şeyle tek kaşını kaldırıp hafifçe gülümsedi.

"O zaman biz de Profesör McGonagall'dan rica ederiz"

"Beni dışarıda bekleyin tamam mı?"

George ve Angelina onu başlarıyla onayladıktan sonra sınıftan çıktılar ve bahçeye doğru ilerlemeye başladılar.

"Profesör McGonagall"

Profesör bakışlarını önünde duran kağıtlardan ayırıp Jade'e döndü.

"Efendim, çok yakın bir arkadaşıma aşk iksiri verilmiş. Panzehir bulmamız lazım lakin Profesör Snape'in bize vereceğini düşünmüyorum. Acaba..."

Profesör McGonagall Jade'e belli belirsiz gülümserken önündeki kağıtları toplamaya başladı.

"Yarın öğleden sonra ofisime gelin Bayan Wilson"