𝑺𝒉𝒆 𝑰𝒔 𝑵𝒐𝒕 𝑨𝒇𝒓𝒂𝒊𝒅- 𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚

22

Jade masada duran balkabağı suyundan bir yudum aldı ve daha sonra tekrar kitabına döndü. 2 gün sonra sınav vardı ve o çıkacak olan konuların neredeyse hiçbirine hakim değildi. Neredeyse 3 saattir çalışıyordu ve artık yorulduğunu hissediyordu. Kitabını yavaşça kapatıp acıyan gözlerini ovuşturdu, tam o sırada merdivenlerden inip ortak salona giren Fred'i görmesiyle kocaman gülümsedi. Fred gülümseyerek ona yaklaştı ve tam yanına oturdu.

"Biraz dinlen artık, sabahtan beri ders çalışıyorsun"

"Haklısın. Ben de tam şimdi atıştırmalık birşeyler almaya gidecektim"

Fred muzipçe sırıttı.

"Öyle bir dinlenmeden bahsetmiyorum"

Jade Fred'e şaşkınca baktı.

"Ne? Ya nasıl bir dinlenmeden bahsediyorsun?"

Fred gülümsemeye devam ederken ayağa kalktı.

"Giyin hadi"

"Ne?"

"Dediğimi yap Jade, hadii~"

Jade derince nefes verdi ve sevgilisinin yanağına minik bir öpücük kondurduktan sonra yatakhaneye koştu. Dolabını açtı, bir ispanyol paça pantolon ve siyah kazak çıkardı. Hızla onları üzerine geçirdikten sonra paltosunu da giyip tekrar yatakhaneden çıktı ve ortak salona geldi.

Jade ve Fred el ele okul binasından çıktıklarında Jade merakla Fred'e baktı.

"Nereye gideceğiz?"

Fred paltosunun büyük cebinden birşey çıkarmaya çalışırken sevgilisine bakmadan konuştu.

"Sürpriz"

Jade merakla Fred'i izlemeye devam etti. O sırada Fred, büyük bir parşömen parçasını cebinden çıkardı ve asasını kullanarak birkaç sihirli sözcük söyledi. Parşömen parçası şimdi bir haritaya dönüşmüştü. Fred hızla haritayı açarken Jade'de dikkatlice haritayı inceliyordu.

"Fred söyler misin bununla ne- Merlin! Bu Profesör McGonagall mı?!"

Fred Jade'in bu tepkisine gülmeden edemedi.

"Evet, ta kendisi. Bak burada da Angelina var, şurada da George"

Jade'in yüzündeki gülümseme daha da arttı.

"Bu harika birşey!"

"Evet. Herneyse...zaman kaybetmemeliyiz. Gel benimle"

Fred tekrar Jade'in elini tuttu ve beraber ilerlemeye başladılar.

Jade'in şu anda nerede oldukları hakkında hiçbir fikri yoktu. Hogwarts'ın içinde oldukları kesindi ama daha önce buraya hiç gelmemişti.

"Fred? Neredeyiz?"

Fred gözlerini haritadan ayırıp Jade'e döndü.

"Burası bir gizli geçit. Doğrudan Diagon yolu'na çıkar" (tamamen salladım çok da şeyetmeyin jhdjhd)

Fred haritayı tekrar cebine koyduktan sonra devam etti.

"Okul gezisine katılamamıştık ya...Düşündüm de, şimdi beraber gezsek harika olmaz mı?"

Jade kocaman gülümserken birden sevgilisinin boynuna sarıldı

"Harika olur!"

Jade sevgilisinin elini sıkıca tutmaya devam ederken yüzünde kocaman bir sırıtışla etrafını inceliyordu. Diagon Yolu'na gelmişlerdi. Jade buraya -annesiyle beraber- ne zaman gelse sadece okul malzemeleri alıp geri dönüyorlardı. Hiç gezme fırsatı olmamıştı ve şimdi onu buraya getiren sevgilisine minnettardı.

Bu da böööyle mini bir bölüm oldu :)

Birkaç gündür bölüm atamıyorum çünkü ilham perilerim kaçtı. Aklıma hiçbirşey gelmiyor, cümleleri bile zor toparlıyorum. Hatta 2-3 gün önce yazdığım kitabımı da bu gün akşama doğru yayınlayacağım ama hala ismi yok anskldjdsk isimsiz kitabımı da okursunuz değil mi? jhdwjhk