"Selam Wilson. Ah, Freddie'ni mi arıyorsun?"
Jade ıssız koridorun sonundan gelen sesin sahibine baktı. Bu Blair'dı. Daha önce hiç olmadığı kadar tuhaf gülüyordu, psikopatçaydı. Ve tamamen aklını kaybetmiş gibiydi.
"Onunla çok mutlusunuz ha?"
Sesinin korkunç tınısı Jade'in ürkmesine sebep olmuştu. Blair hızlı adımlarla ona yaklaşırken Jade panikle asasını çıkardı ancak çıkardığı gibi de kaybetti.
"Expelliarmus! Fazla fazla zekisin hm?"
Jade hala üzerine doğru gelmeye devam eden Blair'ı görünce birkaç adım geriledi.
"Ona aşk iksiri verdiğimi okulda duymayan kalmadı, annem ve babam benden utanıyorlar, eskiden arkadaş hatta sevgili olduğumuz Fred benden nefret ediyor. Tek arkadaşım Olive bile yaptığım şeyden dolayı benimle takılmayı bıraktı. VE HEPSİ SENİN SUÇUN! NE KADAR ACI ÇEKTİĞİMİ GÖREBİLİYOR MUSUN HA?!"
Jade kendinden emin bir tavırla olduğu yerde durdu.
"Bunlar senin hatandı Blair! Bende suç aramayı bırak!"
"KAPA ÇENENİ! Tabi senin hayatın mükemmel, değil mi Wilson? Mutlu bir ailen, sonsuz arkadaşların, yakışıklı bir sevgilin..."
"Emin ol ben de zorluklar yaşadım Blair! Ancak asla senin gibi aptalca şeyler yaparak hayatımı düzeltmeye çalışmadım!"
Blair alayla güldü.
"Birşey demenin artık hiçbir faydası yok...Benim çektiğim acıyı sen de çekeceksin! Ancak o zaman beni anlayabilirsin. Curcio!"
Jade Blair'in son sözüyle birden olduğu yere yığıldı. Bu acı daha önce hissettiği hiçbir şeye benzemiyordu. Sanki vücuduna onlarca şiş batırılıyordu ya da vücudunda açılmış derin yaralara tuz basılıyordu. Veya her ikisinin karışımı.
Jade'in hissettiği şey ile acı ve bir o kadar da güçlü bağırışları koridorda yankılanırken Blair onu bu halde izlemekten zevk alırcasına gülüyordu.
"Expelliarmus!"
Jade sonunda üzerindeki baskının kalktığını hissetti ancak hala vücudu yanıyor ve sarsılarak ağlıyordu.
"BUNU YAPMAMAN GEREKTİĞİNİ SANA SÖYLEMİŞTİM BLAİR!"
Blair sinirle Han'ın üzerine yürüyen düşen asasını tekrar aldı.
"Tam bir aptal gibisin Han Lue! Hatta ezik! Sevdiğin kız başkasıyla çıkıyor! VE SEN HİÇBİRŞEY YAPMADAN ÖYLECE DURUYORSUN! Korkağın tekisin!"
Han onu umursamadan hemen yerde yarı baygın yatan Jade'in yanına koştu.
"JADE! Tanrım...S-sen...hiç iyi değilsin!"
Han hızla yüzü bembeyaz ve ağlamaktan gözleri kıpkırmızı düşmüş Jade'i kucağına aldı.
"Bayan Wilson gerçekten çok güçlüymüş. Maruz kaldığı lanet öyle güçlü yapılmış ki normal bir büyücü olsa kesinlikle aklını yitirirdi"
Madam Pomfrey'in bu sözleri yatağın yanı başındaki sandalyede oturan Fred'in daha çok ağlamasına sebep olurken Angelina teselli etmek için elini Fred'in omzuna koyu.
"Hadi ama Fred, ağlama artık. Bak Madam Pomfrey iyi olduğunu söyledi. Vücudu fazla halsiz kaldığı için baygın sade-"
"AMA ÇOK FAZLA ACIYA MARUZ KALDI ANGELİNA!"
Fred Jade'in elini bırakmadan ağlamaya devam etti. Angelina da artık pes edip onu teselli etmeyi bıraktı ve Jade'i o halde gördüğünden beri ruh gibi orada oturan George'un yanına geçti.
"George..."
George duyduğu sesle hafifçe irkilse de daha sonra kendini toparlayıp Angelina'ya döndü.
"İyi misin?"
"E-evet. İyiyim"
İkisi de birbirine burukça gülümserken yanlarına gelen kişiyle bakışlarını o tarafa çevirdiler. Bu Han'dı. Angelina hızla Han'ın yanına yaklaştı.
"Han. Ben...Gerçekten çok teşekkür ederim. Jade'in hayatını kurtardı-"
"Önemli değil Angelina. Kim olsa aynı şeyi yapardı zaten..."
Han burukça gülümseyerek Jade'in yanında elini hiç bırakmadan ağlayan Fred'e baktı.
"O iyi mi?"
Angelina'da bakışlarını o tarafa çevirdi.
"Jade'in o halde gördüğünden beri ağlıyor. Sakinleştiremedik..."
"Çok seviyor olmalı..."
Han kendi kendine mırıldanırken Angelina anlamsızca ona baktı.
"Efendim?"
"Şey...kendi kendime konuşuyordum sadece..."
"Ah, peki"
Fred Han'ın sesini duyduğunda ona doğru döndü ve içten bir şekilde gülümseyerek yanına geldi.
"Han, ben....Sana gerçekten çok teşekkür ederim"
Han Fred'den böyle bir şey beklemediği için şaşırsa da hafifçe gülümsedi.
"Önemli değil Fred. Şey bu arada...Sabah seninle bir konu hakkında konuşmak istiyordum. Kendini iyi hissetmiyorsan zorlamam ama..."
Fred yatakta hala baygın yatan Jade'e kısa bir bakış attıktan sonra göz yaşlarını eliyle sildi ve tekrar Han'a döndü.
"Peki tamam. Dışarda konuşalım"
Yine bol kaoslu bir bölümle geldim kxldmmf
Sizce Han ve Fred konuşacaklar? Tahminimiz varsa yorumlara yazın ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑺𝒉𝒆 𝑰𝒔 𝑵𝒐𝒕 𝑨𝒇𝒓𝒂𝒊𝒅- 𝑭𝒓𝒆𝒅 𝑾𝒆𝒂𝒔𝒍𝒆𝒚
Fanfiction"Talihsiz bir babanın kızı....acaba seni hangi binaya koysam? Bu çok zor" Fred içinden "Slytherin olmasın" diye dua ediyordu. #fredweasley 1 👉🏻 25.05.2023 #harry 3 👉🏻 24.04.2024 #georgeweasley 1 👉🏻19.05.2024 #harrypotter 22 👉🏻 26.05.2024