Yazarın sesinden kısa bir anlatım
Odanın kapısından uykusunu izliyordum. O kadar derin ve huzurlu uyuyordu ki bir çocuk kadar masum görünüyordu. Onu bu şekilde günlerce izleyebilirdim asla sıkılmazdım. O çaresiz bir hayata umut veriyor gibiydi. Hiç sönmesini istemediğim sevgi ışığı gibi yüreğime parlıyordu.
Yanına doğru yaklaştım ve yere çökerek onun başını eğdiği yerin karşı istikametine başımı dayayıp onu seyredaldım. Nefesi yüzüme vuruyordu aynı o ilk gece iç temasıyla bana yaklaştığı an gibiydi. Hiç bitmesini istemediğim anlardan biriydi o an. Bugüne kadar kalbime sürgün yaşattığım bir insanın vatanına kavuşması gibiydi. Doğduğundan beri hiç görmediği sevdiğine kavuşmak gibi anlam verilemeyen bir duyguyla aşık olmuştum ben ona.
Saçlarım, çaresiz bir aşkın yükünü taşıyan ağırlığın altında eziliyor gibiydi. Içimi bir acı kapladı ve yüreğimden bir "Lacus" cızladı. Gözlerimi açtığım da kahvesi elalarını doğmakta olan güneşin turuncusuyla buluşturduğu yanmakta olan gözleri gördüm. Ateş gibi dalgalanan gözlerinde aşk yangını vardı ince ince. Ruh yanar da aşktan beden de yanar mıydı böyle? Gözlerimden süzülen yaşlar onun yangınlarına su serpmek ister gibiydiler. Onu ateş yakıyordu beni su. Duygularım kadar karmaşık olan bedenim yanan kalbim uçkunlar gönderiyordu gözlerime yaş diye.
"Gel." Dedi ve kollarını açtı bana. Elleriyle bedenimi destekleyerek başucuna aldı. Bir kolunu boynumdan geçirerek sımsıkı sardı. Onun hisleri ikimizi de yakıp kavuruyordu. Kalbinin çarpıntısı her tarafımızı yakıyordu. Gözlerim yağmurlar yağdırıyordu yanan kalbime ama bu acıyı dindirmeye hiçbir şey yetmeyecekti. Onun sarılması teselliden çok içimde yanan yangına köz atmış kadar körükleyici olmuştu.
Yazık bize diyordum içimden. Yazık iki mağdur ruhumuza. Bu dünya bize teselli olamıyor umut bile vermiyordu. Ne bugünü gören bana ne de geleceği gören Lacus' a. Onun ruhunda hissettiklerini duydukça düşüncelerimde daha da acıyordum şu düştüğümüz halimize. Nasıl toparlanıp yolumuza devam edecektik?
"Merak etme herşey güzel olacak." Diye mırıldandı. Yanağıma sıcak bir buse kondurarak. Bense konuşmak istemiyordum. Sadece sessizliğimizin akışında akıp gitmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERRA ( KIZIL ÇEMBER ) KİTAP OLDU
FantasyVe Berra da kitap oldu. Telif Hakkı Çınaraltı Yayınları' na geçmiş olup bazı bölümler kaldırılmıştır. Yeni gelismeler icin instagram sayfami takip edebilirsiniz @kizilcember Herkesi, neredeyse ölümsüz yapacak sifayi bir guce sahipsiniz. Sevdiğinizi...