-4-

4.4K 168 65
                                    

       Baran'ın evinin önüne gelince durduk.

     "Okulda görüşürüz. Siz de kavga etmeyin. Haber verirsin bana."

     "Tamam merak etme sen. Görüşürüz sonra. İyi geceler."

     "İyi geceler." 

    Baran eve girerken Acar'a baktım. Sallana sallana yürüyordu. İç çekip peşinden gittim.

      Eve geldiğimizde kapıyı sessizce açmaya çalışırken Acar homurdanmaya başladı.

    "Altıma işiycem şimdi aç şunu hadi."

    "Acar sessiz ol kafanı kırıcam şimdi. Babam duyacak."

    Kapıyı açtığımda karşımda babamı gördüm. Göz devirip Acar'ın geçmesi için kenara çekildim.

     "Duymuş bile." diye homurdanıp bana çarparak yanımdan geçti Acar.

     O aşağı inerken babam bana baktı.

     "Halledicem baba. Merak etme. Olmaz bir daha."

     "İyice kontrolden çıktı bu çocuk. Kavga etmeden halledin. Sonra inat yapıyor biliyorsun. Düzgünce konuş beni hiç dinlemiyor."

     "Baba senin oğlun kimseyi dinlemiyor. Düzelticem ama sen kafanı takma. Hadi iyi geceler."

    Acar'ın peşinden odasına indim.  Banyoda yerde sızıp kalmıştı. Söylenerek kaldırıp yatağına attım.

*

    Ertesi sabah ben kalkıp hazırlanırken Acar sessizce evden çıkmıştı.

    Yiyeceği azarı biliyor kaçar tabi.

    Ben de arkasından çıkıp okula gittim. Öğle arasına kadar ne Acar ne de Baran gözükmedi.

    Furkan'la birlikte yemekhaneye indik. Yemek alıp boş bir masaya oturunca Kapıdan Baran'la Acar girdi.

  "Acar. Buraya gel." diye seslendim oturduğum yerden.

   Baran'la ikisi bana döndü. Acar göz devirip yemek sırasına girdi.

     "Üstüne gitme çocuğun." diye uyardı Furkan. Cevap vermedim.

    Bir süre sonra yemek alıp yanımıza geldiler.

     "Nasılsınız bakalım." dedi Baran yanıma otururken.

      "Abim gergin anlaşılan." diye araya girdi Acar.

      "Gericem şimdi ben. Sabah kaçıp gittin ama yemezler. Bundan sonra haber vermeden gitmiyorsun bir yere. Çıkışta kaybolma birlikte gidicez eve."

      "Akşam ezanı okunmadan da evde olayım mı?" diye sordu arkasına yaslanıp.

      "Bana uyar." dedim sinirle gülerek.

      "Ya sakin olur musunuz? Ayrıca Ateş sen çıkışta eve gitmiyorsun. Benimle geliceksin." diye araya girdi Baran.

      "Nereye?" dedim tek kaşımı kaldırıp.

       "Çalıştıracaksın beni. Basket hocası söyledi. Sen çalıştıracakmışsın."

        "Tesadüfe bak. Gay radar." diyerek gülmeye başladı Acar.

     Baran Acar'ın bacağına tekme attı.

        "Acar!" diyerek uyardım.

        "Doğruya doğru." dedi gülmeye devam ederek.

   
   *

       Okul çıkışı Furkan'dan ayrılıp Baran'ın sınıfına gittim. Kapıdan çıkarken görmeyip bana çarptı.

     "Oha yavaş." dedi ben olduğumu görmeden.

     "Önüne bak çaylak."

      "Ohh diline de düştük. Dalga geçeceksen söyle hocayla konuşayım." dedi göz devirerek.

        "Hiç söylenme. Yürü bakalım."

    Göz devirip yürümeye başladı. Ben de gülerek peşinden gittim.

    "Nereye gidelim?" diye sordum.

    "Evin oradaki yere gidelim eşyaları bırakırız hem." dedi.

     Onaylayıp yürümeye devam ettim. Okuldan çıkıp evine doğru yürümeye başladık. Sohbet ederken telefonu çaldı.

  
    "Efendim canım. Bir arkadaşlayım. Bugün olmaz. İşim var biraz. Başka zaman yapalım olur mu? Tamam görüşürüz o zaman."

     Telefonu kapatıp cebine geri koydu. İç geçirdi.

     "Kim o?" diye sordum öylesine sorar gibi.

     "Bir arkadaşım. Yani daha çok flörtüm gibi. Ben de bilmiyorum."

   Kaşlarım istemsiz bir şekilde çatıldı.

   "Seviyor musun?"

    "Yok hayır. Sadece biraz fazla yakınlaştık. Aslında durumdan hoşnut değilim. Benlik birisi değil."

   "Arana mesafe koyabilirsin o zaman. Bence bir engel yok."

   "Sanırım öyle yapıcam."

**

   Uzun süre çalıştıktan sonra bir süre oturup dinlendik.

     "Gösterdiğim taktikleri çalışman lazım. Ondan sonra tekrar görücem."

     "Peki öğretmenim." dedi gülerek.

     "Gülme ciddiyim." diyip ben de güldüm.

     "Kalk hadi acıktım ben. Annem yemek yapmıştır yemek yiyelim."

  Ayağa kalkıp onu takip ettim. O kadar yorulmasına rağmen çok enerjikti. İstemsizce güldüm. Arkasını dönünce tek kaşını kaldırıp baktı.

  "Hayırdır? Ne gülüyosun?"

  "Hiç."

   O da gülüp yürümeye devam etti. Evine gittiğimizde annesi çok iyi karşılamıştı. Hemen oturtup önümüze sofra hazırladı.

   "Afiyet olsun bakalım."

   "Teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.

    "Babam dönmedi dimi daha." diye sordu Baran.

    "Hayır oğlum."

   Annesinin yüzü düşmüştü. Baran'da kaşlarını kaldırıp yemeye devam etti. Ben de sessizce önüme dönüp yemeğimi yedim.

    Akşam ben eve giderken Baran'da hava almak için benimle birlikte çıktı dışarı. Birlikte sohbet ederek yürürken sigara çıkarıp yaktım. Bir tane de ona uzatınca sessizce aldı.

   Baran telefonunun çalmasıyla gözünü devirip elini cebine attı. Sessize alıp geri koydu.

   "Sabah ki çocuk mu?"

   Sorduğum soruya kafasını aşağı yukarı sallayarak cevap verdi.

**

   Eve geldiğimde babamla biraz konuşup odama indim. Duşa girip giyindikten sonra Acar'ın odasına girdim.

    Oyun oynuyordu. Kulaklık takılı olduğu için beni duymadı. Kapıyı kapatıp odaya geri döndüm.

    Kendimi yatağa atıp uyumaya çalışsam da kafamda bitmek bilmeyen düşünceler yüzünden imkansızdı.

     Yatakta doğrulup başımı ellerimin arasına aldım. Bir süre sonra ne kadar kendimi tutsam da sessizce ağlamaya başladım.

     Hayır Ateş!
  

   

    

  

SığınakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin