0.1

944 69 45
                                    

Soğuk hava, Jisu'nun suratını yalıyor ve onu üşütüyor olsa da montunun fermuarını çekmemekte kararlı gözüküyordu.
Etraftaki virüsü tetikleyen grip yüzünden daha çok sarındı montuna Jaemin, Jisu'ya tezat.

Kapıdan aynı anda geçecekleri sırada, Jisu ondan önce davranıp okula girerken Jaemin gülümsedi. "Sana da günaydın."
Jisu, başını çevirip gülümsedi. "Üzgünüm, sen olduğunu göremedim. Günaydın Jaemin."

Jaemin, kendisine gülümsemekte olan genç kızın suratını izledi bir müddet. Ardından kendine gelip aynı şekilde gülümsedi. "Pekâlâ, unut gitsin. İnsanlık hâli sonuçta, iyi dersler Jisu."

Koşarak merdivenleri çıktıktan sonra ilk kattan ikinci kata çıkan merdivenlerde, trabzana tutunarak ve yabaş yavaş yürümeye başladı Jaemin. Jisu'nun, morarmış ve şimiş olan gözaltı torbaları dikkatini çekmişti.

"Burnu soğuktan kıpkırmızı olmuştu bir de..." dedi düşünür vaziyetteyken. "Hyung, günaydın!"
Jisung'un bağırışı, düşüncelerinden kurtulmasına yardımcı olmadığından Jisung'u takmadan yürümeye devam etti Jaemin.

Jaemin'n başındaki şapkanın kapattığı kulağını açıp baktı. "Kulaklığın da yok. Hey, sağır mı oldun yoksa?"

Jaemin iç çekerek Jisung'a döndü. "Sen ne diyordun?"

Jisung güldü. "Sen çoktan yaşlanmışsın. Sana diyorum ki, günaydın!"
Jaemin gülümsedi. "Günaydın kardeşim. Bizimkiler de okulda mı?"
Jisung kafa salladı. "Hepsi, Donghyuck hyungun sınıfında ısınmaya çalışıyor."

Jaemin güldü. "İyi o zaman, biz de ısınalım gel."
Jaemin ile Jisung, çıktıkları katta ilerleyip soldaki sınıfa girdiler. Tüm sınıfta, sadece arkadaşları olduğu için rahat davranarak konuştular. "Günaydın gençler."

Donghyuck güldü. "Hepsi Jisung'un bizi ifşa etmesi değil mi?"
Jisung ensesini kaşıyarak kafa sallarken Jaemin iç çekti. "Beyler benim canım çok sıkkın. Bana yardım edin."

Chenle kaşlarını çattı. "Nesi var?" Chenle'nun, Jisung'a bakarak sorduğu soruya karşılık omuz silkti Jisung. "Bilmiyorum, ama ilk gördüğümde de çok düşünceliydi. Beni bile farketmedi."

Jaemin, oturduğu öğretmenler masasının üzerinde oflayarak omuzlarını düşürdü. "Jisu yine mi iyi değil?"
Jeno'nun sorusunu görmezden gelerek konuştu Jaemin. "Yine muhtemelen, çirkinim diye düşünüp tüm gece ağladı. Gözaltları mosmor ve burnu kıpkırmızı. Gelirken de ağladı sanırım."

Renjun iç çekti. "Madem bu kadar önemsiyorsun, çık karşısına itiraf et. O da güzel olduğunu düşünüp sevinsin."
Jaemin kaşlarını çattı. "Güzel olduğunu düşünüp ne demek? O zaten çok güzel!"

Jeno güldü. "Sanki herif, Jisu çok güzel dese hoşuna gidecek!"

Jaemin omuz silkti. "Sizden bir şey istemeliyim beyler."
Renjun bıkkınlıkla iç çekti. "Söyle hadi söyle!"
Jaemin tatlı bir gülümseme ekledi suratına. "Hani biz, Jeno hyungun ailesinin dağ evinde tatil yapacaktık ya."
Jeno kaşlarını kaldırdı. "Evet?"

Jaemin hızla konuştu. "İşte o eve, kız arkadaşlarınızı ve Jisu'yu da çağıralım!"

 "İşte o eve, kız arkadaşlarınızı ve Jisu'yu da çağıralım!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Obsessed 💢 jaemin + lia ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin