Okul müdürünün, hoparlörden yaptığı klasik konuşmasına karşılık tüm okul erinirken, Jisu iç çekerek dinliyordu. Çünkü, en ufak bir yanlış yapmak onu korkutuyordu.
Okul disiplini konusunda son derece hassastı.
Jaemin ise canı sıkkın bir şekilde müdürü değil Jisu'yu düşünüyordu. Çünkü Na Jaemin, Jisu konusunda son derece hassastı.
Elindeki kalemi sallayarak ve sırayı izleyerek sevdiği genç kızın takıntısını atlatmasına nasıl yardım edeceğini düşünüyordu, bir senedir olduğu gibi.
Na Jaemin, genellikle notları yüksek olan bir öğrenciydi. Ancak bu başarı tamamıyla şans eseriydi, çünkü Na Jaemin gününün yarısını ders çalışarak değil Jisu'nun sorunları ile geçiriyordu.
Jisu ise okulun en disiplinli genç kızıydı. Dersleri ortaydı çünkü, o da kendi sorunlarını kafaya takmaktan ders çalışamıyordu.
Jaemin, iki sene önceki Jisu'yu getirdi aklına. Gülümseyerek düşünmeye devam etti. O zamanlar, balık etli bir kızdı ve genellikle erkekler tarafından türlü oyunlara maruz kalmıştı.
O seneden sonra kendini aç bırakıp sürekli olarak hareket etmiş ve kendine asil bir kız olarak öleceğine yemin etmişti. Jaemin ise, bu değişimi tahmin ederek düşünüyordu. Çünkü Jisu'nun sağlıksız bedeni, onu son derece endişelenidiyordu.
Jisu, biten konuşma ardından toparlanıp öğretmenini dinlemeye başladı.
Bir anlık dersten kopup, üst sınıflardan Lee Jeno'nun teklifini düşünmeye başladı. En yakın arkadaşı Ryujin ve Yeji o dağ evine gidecekti. Bu plana katılmasının istenmesi, Jisu'nun kendisini değerli hissetmesine neden olmuştu.
Jisu gülümseyerek kendi kendine mırıldandı. "O dağ evine gitmelisin Jisu."
Jaemin ise, farkında olmadan Jisu ile aynı saniyeler içinde konuştu. "O dağ evine gelmelisin Jisu."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
