Okul çıkışlarından biri. Yine ben mutluyum.
'' Hadi Lora ! Acele et ! Kartopu oynamak için vaktimiz kalmayacak ! '' diyerek elinden çekiştirdim Lora ' yı. Oysa bayağı yorulmuşa benziyordu. Büyük bir iç çekti. '' Eve gidip bir an önce yatmak istiyorum. '' Bu okul çıkışları en son duymak isteyeceğim kelimeydi. Kar yağareken uyumak bana göre değildi. Ben oynamak istiyordum. Delice ve hiç durmadan. Saklambaç, kartopu savaşı, körebe ve daha neler neler...
'' Aslına bakarsan, on üç yaşındayız ve oyun oynamaya bayılıyoruz..'' dedi Lora, ağzında bir şey geveliyordu kesin. '' Yani? '' dedim. Gözlerimi kıstım. Kesin beni gıcık edecek, üzecek bir şey söyleyecekti. '' Bence bu çok garip. ''
'' Sen de mi onlardan oldun? ''
'' Kimlerden ?! ''
'' 'Bu yaşta ne oyunu ?' diye söylenenlerden Lora ! Hani onların arkasından alayla gülerdik , onlarla dalga geçerdik ya. ''
Biri bizimle bu konu hakkında dalga geçse hemen üzerine kükrerdik ve dalga geçerdik. Mesela , Daisy' nin yeğeni bazen bizi ziyarete gelirdi. Çok şirin bir kızdı. Akıllı , saygılı , güleryüzlü ama bir özelliği vardı ki..
Oyundan nefret ederdi.
Küçükken arkadaşları onu hiç oyuna almazmış. Ne kötü ama ! '' Gel, biz seni seve seve oynatırız. '' desek de gelmiyordu. Bir kere tövbe mi etmiş, ne yapmış , ne kadar söylensek de gelmedi. Sonra o gidince biz de onun arkasından bir ton konuştuk. '' Şuna bak, bir de bizden iki yaş küçük olacak. Biz ondan daha eğlenceliyiz. '' diye böbürlendik durduk. Ama şimdi karşımda duran bu kız, o oyun delisi kız değilmiş gibiydi. Oyun deyince yüzü soluyordu. Sabah da hafif yüz asmıştı ama bir rahatsızlığı vardır diye ses çıkarmamıştım.
'' Saçmalama Rita. Sadece bu konu biraz canımı sıkmaya başladı. ''
'' Konuştuklarımız da canımı sıkmaya başladı. '' dedim ve dirseğime inen çantamı omzuma sinirle alarak yürümeye başladım. Tutmasam ağlayacaktım. Neredeyse doğduğumdan beri arkadaşım olan Lora, bugün ilk defa beni bu kadar sinirlendirmişti. Zevkle oynadığımız oyunlar artık ona sıkıcı geliyordu. Olsun, ben de kendime yeni bir arkadaş bulurum. Dünyada tanışamayacağım kadar çok insan var.
Cebimden bir şeyin düştüğünü hissettim. Bu , o eski kağıttı. Tekrar okudum. Tekrar okudum ve tekrar, tekrar..
Düşündüm. Eğer bu not banaysa, bu gerçekten annem miydi? Beni nereye götürecekti? Ah, hemen heveslenmemeliyim. Bu not bana bile değildi ki. Yerde bulduğum sıradan bir not.
Kendimi heyecanlandırmamaya çalışıyorum ama elimde değil. Aklımdan çıkmıyor ve içimdeki ses onun bana olduğunu söyleyip duruyor. Şu gördüğüm garip rüyalar da beni korkutmuyor değil.
Yuvanın kapısından girip bekçiye selam verdim.
Gözüm hep o kağıda kayıyordu. Bu gece, ne olursa olsun o çatıya çıkacacaktım. Bugün bana ne oyun, ne de uyku vardı.
'' Sonunda gelebildin. '' dedi Daisy. Sonra gözleri Lora ' yı arar gibi oldu.
'' Lora yine o butiğin kapısının önünde dikiliverdi değil mi? '' dedi gülerek. Bizim süslü Lora, neredeyse her gün orada dikilirdi. Bazen onu beklerdim ama bazen de sabrım taşardı ve Lora' ya sinirlenip yuvaya dönerdim. Daisy bilmiyordu ki, bu seferki öyle küçük bir konu değildi. Yani, en azından benim için.
Şimdi diyorsunuzdur.
Bu kız ne saçmalıyor böyle?
Ama durum sandığınızdan farklı. Düşünmeden yargılıyorsunuz. Oyun benim hayatım. Ben kendimi oyunlarda buluyorum. Hayatım zaten oyun gibi değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sihirli Çatı
Aventura''Merhaba tatlım, ben annen. Biliyorum, bana kızgınsın ama sana şu an ihtiyacım var. Yarın hilal olacak ve sen bir kaç mumla evin çatısına çıkacaksın. Uğurlu kolyeni almayı sakın unutma. Gerisini merak etme, ben halledeceğim. Annen.'' Her şey bu kağ...