a - çözdün mü bilmecemi, bak seni ne kadar çok seviyorum

424 34 56
                                    

Sevgili güzel ve koyu gece yarıları, günün en güzel saatleridir benim için. Bu Yoongi'nin varlığında da böyleydi, yokluğunda da. Bir müzik açarsınız damar çeperlerinize daha çok çarpıp yankılanır, birkaç sayfa kitap okur sonra uyursunuz hikayenin devamı rüyanıza girer, bir film izlersiniz sonra yatmadan önce o filmin içinde bir karaktermişsiniz gibi mimikler ve hareketlerle gidersiniz yatağa. Gece yarıları her zaman en güzel saatlerdir çünkü gece yarıları sadece diyecekleri bitmemiş insanlar uyanıktır. O gün söyleyecekleri biten insanlar çoktan uyumuş, pamuk gibi rüyalar görüyorlardır, gecenin üstünde yüzüyorlardır. Bizlerse batıyoruzdur, sözü bir türlü bitmeyenler, sözleri bitene kadar batacaklardır çünkü.

Kardelen pulunu taa Yoongi'yle ilk karşılaştığımız gün bana verdiği pulun çerçevesinin içine, o pulun yanına koymuştuk, yine bir gece yarısıydı, ve çerçeve ona bakmasam bile gözüme çarpıyordu. Dışarıda hava muhtemelen buz gibiydi, rüzgar öyle bir uğulduyordu ki onun sevişirken birkaç tane zambağı arka arkaya kulağımın arkasına sıkıştırır gibi kulağıma iliştirdiği sesini bile bastırıyordu, hatta kendi sesimi dahi duyamıyordum. Fakat mühim değildi, belime kadar örttüğüm örtünün altında terlemeye başlayan vücudunu ve daha önemlisi böyle zamanlarda görmeyi özellikle sevdiğim yüzünü görebiliyordum: Duyduğu zevk onu felç ediyordu. Bunu, bu fiili seviyordum, sevi asla birini domine etmek ya da biri tarafından domine edilmek değildi. Yahut altı üstünden farklı bir fiil de değildi. İki bel aynı anda bükülüyor, iki ağızdan aynı sesler çıkıyordu sonuç olarak. Bu tüylerimi diken diken eden bir şeydi, çünkü insan biriyle sevişirken dünya üzerinde en sevdiği görüntü insan vücudu oluyordu, üstelik herhangi birine ait bir vücut değil. Onunki. O kişininki. Ne muhteşem bir şeydi bu, hem muhtemelen canını yakıyordum istemeden de olsa, hem de beline dokunurken kadife bir mendile dokunup dokusunu hissetmeye çalışır gibi hassas davranıyordum. Aynı anda hem aç ve açgözlüydüm, hem de oturaklı ve kibar. Ancak her ne kadar onu keyiften felç eden, çığrından çıkaran şey bu olsa da bu benim elimde olan bir yetenek değildi. Bu önce ona duyduğum muhtaçlık barındıran sevgi, sonrasında da üstümdeki tesirine duyduğum saygının bütününden oluşan bir tutumdu sadece. Bunu hissediyordu, bana güveniyordu; bu yüzden sanki tamamen onun bir parçası olabilirmişim, vücudunda hep beni taşıyacağı bir yer açabilirmişim gibi bir oluyordu benimle. Sevmek konusundaki hırsını seviyordum. Ve evet, yine bir gece yarısıydı, başının iki yanından yataktan destek aldığım ellerimin arasından ara sıra gözüme değen nemlenmiş gözlerini görebiliyordum. Yorulduğumu hissediyordum, yaklaşıp göz kapaklarını, yanaklarını, çenesini, boynunu ve az da olsa göğsünü öptükten sonra titrediğini duyumsadım, o gece için son kez benden bir parçayı ona bıraktıktan sonra her seferinde olduğu gibi yine titriyor olan bedenine sarıldım, ona bu yaptığımız şeyin sadece bir havanda dövüle dövüle bugüne gelmiş anaç bir sevginin ürünü olduğunun güvencesini verir gibi uzun uzun öptüm onu. Genelde sabaha beli iki büklüm olmaktan ötürü ağrıyor olarak uyanırdı, o yüzden sarılırken belini sıvazlıyordum. Henüz gözleri kapalıydı, onun için bu işin en güzel yanı, bittikten sonraki birkaç dakikaydı. Sakinleşmeye çalışırken titremesini durdurmaya çabalar, gözünü kapatıp üzerine çöken yumuşak ve huzurlu ağırlığı bütünüyle hissederdi, saçlarını, başını, sırtını ve omuzlarını okşamamı isterdi, eğer mümkünse şakaklarından ve omuzlarından öpülmeyi de tercih ederdi. Ağzının tadını biliyordu, oysaki kendini açtığı ilk insan benken buna rağmen çok kısa sürede utancını bir kenara atmış, sadece bana güvenip tadını çıkarmaya bakıyordu. Beni sorarsanız, ben onu böyle hoşnut edebilmekten ve ona güzel geceler geçirtebilmekten ötürü çok mutluydum, çünkü hayatımda hiç görmediğim kadar güzel ifadeler yakalıyordum yüzünde: Hayatta. Yaşıyor. Dertsiz. Tasasız. Bu dünyadan değil gibi. Sanki elimden tutup benimle bir vahaya kaçıyor gibi.

kardelen enigması " namgiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin