"Yareeen bu nasıl sence?"
Yaren bana dönüp güzelce süzdü.
"Yaani.. Pek hoşuma gitmedi."Yüzümü buruşturdum.
"Tamam diğerini giyiyorum. Bekle."Bir diğer elbisemi giymek için odama koştum.
Bugün mahallemizde bir düğün vardı ve bunun için hazırlanıyorduk.
Aslında düğünleri sevmezdim ama bu düğün çok yakın bir tanıdığımızın düğünüydü. Ben de hiçbir gittiğim yerde - istemeyerek gitsem bile - güzel olmak isterim.Merak edenler için çabucak üzerime şunu giydim :
Giyindikten sonra hemen salona Yaren'in yanına geçtim.
"Peki bu nasıl olmuşum kanka?"
Beni yine şöyle bir süzdü.
"Böyle çok güzel olmuşsun. Bence bunu giy." dedi gülümseyerek.Sevinçle ellerimi çırptım.
"Tamam şimdi saç ve makyajımı yapalım." dedim ve odama geçtik.Yaren bu konularda çok beceriklidir. Saçlarıma kusursuz dağınık bir topuz yaptı. Makyajım ise biraz iddialıydı.
Dudağımda kıpkırmızı bir ruj vardı ve göz kapaklarım siyaha yakın bir renkteydi ama ela gözlerim apaçık ortaya çıkıyordu.Kendimi yine her zamanki gibi çok beğenmiştim.
Aynada bakıp kendime bir çok kez maşallah dedim.
Yaren'e bilmem kaçıncı kez teşekkür ederken telefonuma mesaj geldi.Yaren'e "Yankı kapıdaymış. Çıkıyorum ben." dedim ve beraber dışarı çıktık.
Size küçük bir ayrıntı vermeyi unuttum tabii.
Ben düğüne Yankı ile beraber gidiyorum. Yani bir kavalyeye ihtiyaç vardı ve Demir'i de Melek - bir diğer en yakın arkadaşım - çaldığı için ben de düğüne Yankı ile beraber gidiyordum.
Annemler çoktan gitmişti ve bana geç kaldığım için de muhtemelen kızacaklardı ama problem yoktu.
Dışarı çıktığımda ağzım açık kaldı. Karşımda resmen bütün mahallenin hatta bütün ülkenin en yakışıklı çocuğu duruyormuş gibi hissettim.
Çünkü Yankı giydiği lacivert takımı içine giydiği beyaz gömleği ayaklarındaki rugan siyah ayakkabıları ve tarak yüzü görmemiş gibi duran kıvırcık kumral saçları ile acayip nefes kesiciydi. Zaten çocuğun şımarık ve keskin hatlı karizmatik yüzünden bahsetmiyorum bile.
Yankı'nın hareket etmeden bana bakmasından onun da benim hakkımda öyle düşündüğümü anlamamı salladı ve rahatladım. Bu kadar yakışıklı bir çocuğun yanında kusursuz olmak gerekirdi sonuçta.
Tam kapıdan çıkıyordum ki Yaren "Bebeğim kuzenimin yakışıklılığına öyle bir daldın ki çantanı unuttun." dedi ve elime siyah küçük sadece telefonumun sınabileceği çantamı elime tutuşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UFAKLIK
ChickLitEllerimi sıkıca tuttu ve hareket etmemi engelledi. Benimle aynı boya gelmek için benim hizama eğildi. Yüzlerimiz birbirimize çok ama çok yaklaştığında ben nefes almakta zorlandım ve o konuşmaya başladı. "Bence benden çok hoşlanıyorsun ama söyleyemiy...