Selamlaaaaar. Napıyooonüz bakalaım. Bu hikaye Güney Kore'nin Ankara ilçesinde geçmektedir. Kendinizi herşeye hazırlamanızı öneriyorum. Keyifli okumalarrrr
Öğlen Güneş hava saldırısı yapıyorken Taehyung starbucks köşelerinde sevgilisyle buluşmuştu. Henüz 2 haftalık sevgili olsalarda Taehyung evlenecekleri düşünerek sevgilisinin gözlerine aşkla bakıyordu. Jısoo ise nasıl konuyu açacağını düşünüyordu oysakı dün 500 kere pravo yapmıştı. Taehyung hiç susmadan sevgilisinin hayatıyla ilgili sorular soruyordu ama Jısoo kısa cevaplar veriyodu. Garson gelerek aralarındaki boş sohbeti kesti ve siparişleri alıp gitti. Taehyung soru sormaktan sıkılmış olacakki sonunda çenesini kapatabildi. Aralarında fırtına öncesi sesizlik oldu. Jısoo daha fazla dayanamadı ve direk konuyu açtı.
Jısoo: Ayrılalım.
Tae: Ara vermek mi istiyosun? Peki sonuçta seninde zamana ihtiyacın var. Fikrini anlayışla karşılarım.
Jısoo: Gerçekten mi?
Tae: Ah ne sandın bir modrn erkek böyle yapar canım.
Jısoo: Pekiiiii.... diyerek çantasına uzanır ve yavaşça kalkar. Jısoo çıkışa doğru yöneldiğinde Tae'nin aklı allak bullak olmuştur düşünmeden arkasından bağırır.
Tae: Ne yani rol play yapmıyo muyduk?
Jısoo: Hayır...
Garson Cenk: Beyfendi lütfen sakin olun. Diğer müşteriler rahatsız oluyor. Aksi takdirde kafeyi terk etmenizi rica edeceğim.
Tae: Yooooooooooo Jısoo çoktan kafenin kapısını açmıştı. Taehyung koşarak Jısoo'nun yanına gelir.
Tae: Ölümden sonra bile hayat varken sen kimsin ki sen gidince hayat dursun.
Jısoo: Efendim?
Tae: Asıl ben senden ayrılıyorum.
Hızlıca kendini dışarı attı ve taksi çağırdı. Ama bu bir dizi değildi ki taksi gelsin. Zaten ne bekiyodu ki? Tae içinden 'ama Hande Erçel yapınca geliyodu.' dedi ve tüm dizi sektörüne haytınızda hiç duymayacağınız küfürlerini sıraladı. Jısoo arkasından çıkrı ve telefonunda numara tuşladı. Taehyung ne yaptığını çok merak etsede merakıni bastırdı ve ayrılıklarıni sindirmeye çalıştı. 5 dakika geçmeden taksi geldi ve Jısoo taksiyele uzaklaşti. Arkasından Taehyung'un evinden geçen dolmuş geldi. Taehyung ıslık çaldı ve arkasından koştu. Zaten evlerine giden dolmuş saat başı geçiyodu zaman kaybedemezdi. Neyseki şansına dolmuş durabilmişti. Dolmuş öğle saatleri pek dolu olmazdı. Taehyung şansına bir boş koltuk görebildi ve direk oturdu.
* Yıllar sonra gelen yazar notu: Sevgili okuyucu; bu kitabı uzun zaman önce yayınlayıp bitirmiştim. Bundan dolayı icinde bulunan yazım hataları, yanlış noktalamalardan dolayı senden özür dilerim. Belki "Düzelt o zaman bana ne?" diyebilirsin ama geçmişe dönüp baktığımda o zamanı görmek istiyorum yenilenmiş hâlini değil. Umarım anlayış ile karşılarsın... (*yok canım ne üşenmesi!!*)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
