"İçerideki benim çocuğum. Ço-cu-ğum.!"Arasın koluna dokundum. "Sakin ol Aras. Hastanedeyiz." Dedim yavaşça. Sinirli bakışları beni bulunca duruldu. Hemşire bizden kurtulmuşcasına koşar adımlarla uzaklaşırken Arasın gözleri doldu.
"Nasıl koruyamadım ben onu. Gözümün önündeydi ya.."
Kollarımdan tutup beni kendine çekti ve sarıldı.
Şok olmuş bi halde gülmeye başladım. "Fırsattan istifade olabilir mi acaba bu?"Kalbinin sesini hissediyordum. O huzur dolu kokusunu.
"Asla.." derken sıkı sıkı sarılmaya devam ediyordu.
"Aras."
"Hı.."
"Sadece düştü ve hastaneye geldik biliyorsun değil mi?"
"O şerefsizin teki içtiği cam şişeyi yere atmasaydı bunlar olmazdı."
"Evet ama.." biraz geri çekildim. Hala sarmaş dolaştık. Yüz yüze durduk. "Evet ama 'o benim çocuğuuum çocuğum' derken ciddi bir şey olmuşcasına bağırıyordun."
Aramızda bir karıştan az mesafe vardı. Gözlerime baktı. "Senin sesini duyunca içime dolan huzurla bir daha bağırabildim mi peki?"
Gülümsemeden edemedim. Eli dudağımın kenarına gitti. "Sen gülünce çukurlaşan gamzeni öpeyim iyi mi..."
Ben gülerken yanağımdan öptü hızlıca. "Yaa napıyorsun.." dedim sesim titrek titrek. Liseliler gibiyiz.
"Seviyorum napıyım."
Elim yanağımda dururken doktor çıktı odadan
Hızla geri çekildim.
Hala sevgilim olduğu olayını unutuyorum. Alışkanlık." iki dikiş attık. Sadece kolunun dışta kalan kısmı kesilmiş. Gayet iyi durumda. Bir yere çarpmamaya dikkat etsin. Geçmiş olsun."
Kafamı içeri uzattım. Doktor yanımızdan ayrılır ayrılmaz içeri daldık.
Denizin yanına oturdum. At binerken sapasağlam gezen çocuk eve gelince kaldırıma takılıp düştü. Çok temiz bir millet olduğumuzdan yerdeki cam kırıkları Denizin kolunu kesti.
"Nasıl oldun bakalım?" Diyerek saçlarını karıştırdım Denizin.
"İyiyim baksana, doktor bana ne verdi."
Elindeki uzay gemili kalemi yukarı kaldırdı gülerek."Vay canıma çok güzelmiş."
Aras Denizin yüz ifadesiyle biraz daha rahatlamışa benziyordu.
Bu arada yeni bilgi; Aras'ı kan tutuyor. Az daha bayılacaktı ki Denizi ben tutup arabaya bindirdim.
Sapsarı oldu dağ gibi adam.Deniz elindeki kalemi evirip çevirirken Aras kulağıma eğildi. "Üç gün sonra doğum günü. Sürpriz bi parti düşünelim mi?"
Aras'ın sorusuyla gülümsemeden edemedim. Bana soruşu, çok değerli hissettiriyor.
"Düşünelim.." dedim. Ama tebessümüm arabaya binerken söndü. Bugünün tarihi ve üç gün sonranın tarihi dank etti aklıma.
Adanın doğum günü. Üç gün sonra...
.
.
."Ya sen nasıl bu kadar zeki bir çocuksun aklım almıyor ballı çörek."
Bi an kafamı çevirdim ve Oğuz'la göz göze geldik. O mükemmel cümleyi kuracaktım ki..
"Aman sus sakın. Sakın-.."
Dediğinde bağırarak "çünkü ben doğurdum, anneeeeem." Dedim ve yanlarına koltuğun köşesine iliştim.Ada kıkır kıkır gülerken Oğuz yüzünü buruşturdu.
"Bak kızım, bu annen ne zaman fırsat bulsa senin tarafından övünüyor he. Dikkat et valla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANNE
RomanceAnne. 4 harf, milyonlarca sevgi.. Karnında taşımasa da yüreğinde her zaman bir çocuğa yer açabilen varlık.. İşte Beren de bir anne.