Kapı açıldı ve Asiye abla gülümseyerek mutfağa gitmesi gerektiğini söyledi. Ben de önce salona sonra Denizin odasına baktım.
Nerede bu çocuk?
"Deniz neredesin? Ben geldim"
Merdivenlerin kenarına düşmüş ters bir şekilde duran fotoğrafa bastığımda az daha düşüyordum.
Eğilip fotoğrafı aldım.
Kucağında, mavi bahtaniyeye sarılı bebek olan kadının saçında kırmızı kurdela vardı.
Sol alta da bugünden 4 yıl önceye tarih atılmış. Ay ve gün belli değil.Kendimi merdivenlere oturmuş fotoğrafı incelerken buldum.
Gelen sesle irkilerek ayağa kalktım."Hadi baba parka gidelim."
Denizin bıkkın sesini duymamla elimdekini cebime sıkıştırmam bir oldu.Arkasından da Aras gelince iyice panik oldum.
"Aa. Siz bugün.. Yani.." elim saç diplerime giderken derin bir nefes aldım "buradasınız. O yüzden şaşırdım ben"
Sanki bilmiyormuşmuşum gibi..
Ama Asiye abla söylemişti bile.Umursamaz tavırla baktı "evet. Kendime izin verdim bugün. Bi sakıncası mı var?"
Bana? Bana izin yok mu?
"Yo tabi ki hayır."
dedim gülümseyerek "sadece şaşırdım."Denizin saçlarına dokunmak için eğildiğimde arkasını dönüp gitti.
Kaşlarım anlamsızca çatılırken Arasla göz göze geldik
Ayağa kalktım.
"Benden nefret ediyor."
saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken gözlerimi yere diktim.Çok çok çok tuhaf oluyordum onunla göz göze gelince..
Aras da önümden geçip giderken "çocuklar nefreti bilmez. Sadece Deniz bazı şeylerin yokluğunu hissediyor o kadar."
Boğazım kururken cebimdeki fotoğraf sanki yüreğime batıyordu.
Anne gibi mi?"Anne gibi mi?"
İndiği basamakta durdu.
Hii yanlış yanlış yanlış!!! Yanlış birşey söyledim!
Kelimeler ağzımdan öylesine dökülünce utançla dudağımı dişledim.
Hızla yanından geçip merdivenleri ikişer ikişer atlayarak indim."Şey ben özür dilerim. Denize bakmam lazım galiba odasında beni bekliyor olabilir. Beklemiyor da olabilir ama hemen bi bakıp-"
Kolumdan asılttığı sırada düşecekken son anda tırabzanlara tutunmuştum.
Baya sert bir şekilde kolumu tutarken dişlerimi sıktım. Aynı basamaktaydık. Basamağın ucunda, düşmemek için zor duruyordum.
canımın yanmasını zerre umursadığı yoktu
Ben de umursamıyordum gerçi ama.. Neyse."Sakın bir daha herşeye burnunu sokma" dedi sinirli gözlerini benden ayırmadan.
"Bu aileden biri misin? Senin haddine mi sence?"Yer yarılsa da yerin dibine girsem..
Haklı.
Yutkunamadım..
"Ben.. Ben özür dilerim. Sadece öğrenmek istedim. Çünkü Deniz..."
Parmaklarıyla dokunduğu yerlerin moraracağını bilsem de çekmedim kolumu. Bir basamak geriledim.
"Senin haddine mi dedim!" derken kolumu daha da sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANNE
RomanceAnne. 4 harf, milyonlarca sevgi.. Karnında taşımasa da yüreğinde her zaman bir çocuğa yer açabilen varlık.. İşte Beren de bir anne.