"İki bisiklet kiralamak istiyorum."
Jimin, cebinden çıkarıp karşısındaki adama ücreti öderken Taehyung, Jimin'in neyi planladığını anlamışçasına karşısındakine baktı.
"Bunu nereden biliyorsun?"
"Neyi..." dedi Jimin adamın getirdiği bisikletlerden birini Taehyung'a doğru uzatırken. "...nereden biliyorum?
"Hayal listemi," dedi ve dediği şey aklına dank etmişçesine başını öne eğdi. "Böyle bir liste hazırlamıştım da..."
Taehyung listeyi hazırlarken ki zamanını hatırladı. Hastalığını ilk öğrendiği zamanlarda hazırlamıştı ve listeyi bir daha bulamamıştı.
"Ah," dedi kısa olan siyah saçlarına giderken elleri. "Belki biraz odanı karıştırmış olabilirim ve..." dedi ve cebindeki listeyi çıkarttı. "...bunu bulmuş olabilirim?"
"O listeyi ne zamandır arıyordum!" dedi ve heyecanlı bir ifadeyle baktı. "Bulunduğuna sevindim."
Jimin listeyi açarak devam etti. "Hayal 1: 'Jimin ile ağaçlar içinde bisiklet sürmek ve günün sonunda güneşin batışını izlemek' bugün bunu yapacağız. Hadi zaman kaybetmeden bin şu bisikletine. Önümüzde çok yol var." Jimin, gözüyle Taehyung'a bisikleti işaret etti.
Sahiden önlerinde çok mu yol vardı? Üstelik Taehyung için zaman gitgide daralıyorken...
Tüm bu hayalleri neden ölümü yakınken oluyordu? Biraz daha erken davransaydı belki bunları daha önceden yaşayacaktı, değil mi?
Taehyung, durgun bedenini canlandırarak gülümsedi ve birden hareketlenip çevik hareketlerle bisiklete binip pedalları hızla çevirmeye başladı.
"Han Nehri'ne ilk varan kazanır!"
Jimin, Taehyung'un sözleriyle bisiklete hızla binip pedalları çevirdi.
"Kiminle yarıştığını unutma Taehyung, hiç şansın olmayacak!"
"Sen öyle san, Park Jimin!"
Taehyung, bir yandan arkada kalan Jimin'in duyabilmesi için bağırıyor, bir yandan da hızla pedal çevirirken mutlu olduğunu hissetti.
Etraftakiler onlara bakıyor, bakan arkasını dönüp bir daha bakıyordu fakat bunu umursamıyorlar aksine daha çok bağırıp gülerek birbirlerini geçmeye çalışıyorlardı.
Jimin, birden hızlanıp Taehyung'un önüne geçti. "Buradan sonrasının yolunu ben göstereceğim, kırmızı kafa."
Taehyung, Jimin'in ona 'kırmızı kafa' diye seslenmesini neden seviyordu? Diğer arkadaşları dediğinde hoşuna gitmiyordu oysaki...
Jimin, dakikalar sonra ağaçlık bir yere girdi. Burası piknik alanı gibi bir yerdi. Taehyung, yeşillik alanlardan oldukça hoşlanan biriydi.
Bu sefer Jimin önde gidiyor, Taehyung ise onu hayranlıkla takip ediyordu. Turuncu saçların dalgalanışını hayranlıkla seyrediyordu.
Jimin, birden bisikleti durdurunca otomatik olarak arkasındaki Taehyung da durdu.
Kısa olan, çimlere uzandı. "Çok yoruldum. Sen yorulmadın mı? Uzanalım biraz."
Taehyung, sakince çimlere uzanan Jimin'i izledi.
"Gelsene." Jimin, kollarını başının altına alırken konuştu. Taehyung da yüzüne samimi bir gülüş yerleştirip bisikletten indi ve Jimin'in yanına uzandı.
Jimin, zayıf bedenin yanına yaklaştı ve kafasını göğsüne yasladı. Taehyung, Jimin'in kalp atışlarını duyabiliyordu. Neden bu kadar hızlı atıyordu?
Büyük ihtimal bisiklet sürerken yorulduğu içindi diye düşündü.
"Biliyor musun, uzun zamandır bu kadar mutlu hissetmemiştim."
Jimin, kızıl saçların kokusunu içine çektikten sonra konuştu. "Daha yeni başlıyoruz ufaklık. Buna alışsan iyi edersin."
"Ufaklık? Asıl sensin be ufak olan. Kısasın bir kere."
"Başka bir ufaklık daha var görmek ister misin? Pek de ufak sayılmaz..." Jimin, sapıkça sırıtınca Taehyung göğsüne vurdu.
"Sapık olduğunu biliyordum. Terbiyesiz sapık."
Jimin yüzünü sevimli bir hale sokarak Taehyung'un burnuna dokundu. "Sinirlenince çok tatlı oluyorsun."
Taehyung, ne diyeceğini bilemeyip başını daha çok göğsüne doğru ittirdi, kalbinin sesini daha yakından duymak istercesine. Bu şekilde burada uyuyabilirdi.
Jimin eliyle Taehyung'un elini tutup ileriyi doğru gösterdi. "Güneş batmak üzere."
Taehyung, kırmızı turuncu karışımı gökyüzüne hayranlıkla baktı. Jimin ile kendisinin saç renklerinin karışımı gibiydi sanki..
"Gökyüzü... çok... çok güzel görünüyor."
Jimin, o anın verdiği cesaretle Taehyung'un kulağına eğildi. "Evet, ama senden daha güzel değil."
Taehyung, kalp atışlarının artışını hissederken o an kalp krizinden öleceğini sandı. Ancak bu, şuan umurunda değildi. Listenin maddelerinden biri de Jimin'in kollarında ölmek değil miydi? Şuan tam da o andaydı.
Jimin, o andan cesaretlenerek konuştu. "Taehyung, bir şeyi denememe izin ver."
"Neyi?"
"Bunu."
Jimin, Taehyung'un aralanan dudaklarını fırsat bilip dolgun dudaklarını karşısındaki pembe dudaklara bastırdı. Taehyung, şaşkınlıktan dolayı ilk karşılık vermeden bekledi ve sonra acemice ve yavaşça dudaklarını oynattı.
Jimin, ona karşı bir şeyler hissettiğini ise o an fark etti.
Kalbinin sanki yerinden çıkacakmışçasına atmasından fark etti.
-
Y/N: feelsten geberiyorum amk amkamakamk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 weeks | vmin ✓
Fanfiction❝Beynimde tümör var ve 3 hafta içinde öleceğimi söylediler. Güzel geçirmeme yardım eder misin?❞ [tamamlandı.] [bu fici yazarken yaşadığım duygulara ithafen...]