Zaman, son günlerde daha hızlı geçiyordu ve Taehyung için daha önemli bir hale geliyordu. Artık daha güçsüzdü. Daha sık nöbet geçiriyor ve hızla kilo veriyordu.
Jimin ise sadece sevdiği kişinin gözlerinin önünde eriyişine şahit oluyordu.
Taehyung, artık gerçekten çok kötüydü.
Son 2 günde 3 nöbet geçirmişti ve yavaş yavaş bilincini kaybettiğini hissediyordu. Her şeyde daha çok yoruluyor, anlamakta güçlük çekiyordu.
Jimin, Taehyung'un bu aşamayı yenmesi için oldukça dikkatini dağıtmaya çalışıyordu. Tıpkı şuan da olduğu gibi.
Bir lunaparka gelmişlerdi. Bu da listesinin bir maddesiydi, tabii ki.
Jimin ile beraber lunaparka gidip dönme dolaba binmek.
Taehyung önde, Jimin arkada kutucuklardan birine bindiler ve biner binmez sallanarak havalanmaya başlayan makineye yerleştiler.
Tüm Seoul, kusursuz güzelliğiyle ayaklar altına serilirken Taehyung zorlu geçen son günlerin ardından şuan ne kadar rahatladığını ve mutlu olduğunu hissetti.
"Biliyor musun, aslında ben yüksekten korkarım."
"Aptal, o zaman neden listene dönme dolaba binmek istediğini yazdın?"
"Yanlarındayken güven duyduğum kişilerin yanında yükseklikten korkmam." Şuanki durumu, tam da Taehyung'un tahmin ettiği gibiydi. Jimin'in yanında kendini fazlasıyla güvende hissediyor ve bu onu bu korkusundan uzaklaştırıyordu. Aynı şey Yoongi hyungunun yanındayken de geçerliydi. Belki de Taehyung, bu hayatta sadece Jimin ve Yoongi'ye sahip olduğu içindi.
Jimin, akşamın verdiği serinlikten dolayı minik ellerini Taehyung'un uzun parmaklarının arasına yerleştirdi.
Şuan, ilk defa Jimin Taehyung'u değil de, Taehyung Jimin'i koruyordu.
Uzun olan ellerinin görüntüsüne kıkırdadı. "Senin 3 elin üst üste gelse benim 1 elim eder," dedi ve Jimin'in serçe parmağıyla kendi parmağını yanyana getirdi.
Taehyung, görüntüye kahkahalarla gülerken, Jimin başta bozulsa da sonra Taehyung'un gülüşüne gülmeye başladı.
"Ya sen büyüyeceksin de parmak mı olacaksın!"
"Yah Taehyung! Parmağıma laf etme!" Jimin bir yandan söyleniyor, diğer yandan gülüyordu. "Sen kendi parmağına bak hem, babamın fırınına kürek diye alınırsın."
Keyifle sırıttı uzun olan. "Uzun parmakların yok diye kıskanıyorsun."
"Hiç de bile!"
Taehyung, gülümsemesi yüzünden eksik etmeden etrafı incelerken dönme dolabın en yukarıda olduğunu fark etmişti. Dönme dolabın en yukarıda olduğunu her zaman Taehyung fark ederdi. Küçüklüğünden dönme dolaba bindiğinde her zaman en tepede olduğu zamanı beklerdi çünkü süt annesi ona en tepedeyken tuttuğu dileklerin gerçekleştiğini söylemişti.
"Hah, şuan tam tepedeyiz!" Taehyung aşağısını göstererek konuştu. Manzaraya hayranlıkla bakarak konuştu ve birden gözlerini kapattı. "Gözlerini kapat."
Jimin, onun bu hallerine gülmeden edememişti. Şuan tam bir çocuk gibiydi ve bu onu daha da karşı konulmaz yapıyordu. "Ne yapıyorsun?"
"Dilek dile, çabuk."
Taehyung'un dediklerini yapan Jimin, gözlerini kapatıp bir dilek diledi.
"Süt annem..." dedi Taehyung gözlerini aralarken. "Dönme dolabın en tepesindeyken tutulan dileklerin gerçek olacağını söylemişti."
"Öyle mi?" dedi Jimin mırıldanarak. Tekrar üzüntülü konuların açılmasını ve geçmişe dönülmesini istemiyordu ama kısır döngü gibi dönüp dolaşıyor tekrar Taehyung'u üzüyordu. "Ne diledin?"
"Söylemem!" dedi Taehyung tepkisiz bir şekilde yüksekliğin verdiği manzarayı izlerken. "Gerçekleşince görürsün."
-
"Cidden... Seoul'u bu kadar güzel hayal edemezdim."
İlk defa Seoul'u kuş bakışı açıdan izliyordu. Önceden Yoongi ile beraber lunaparka çok kez gelmişlerdi fakat Daegudaydı o zamanlar. Daegu da Seoul kadar olmasa da nefes kesici bir güzelliğe sahipti.
Jimin, hayranlıkla dışarısını izleyen Taehyung'a doğru fısıldadı. "O zaman sen Seoul'u izle, ben de seni. Bu gece en güzel manzaralar bizim olsun."
**
Yazamıyorum. Cidden tüm hevesim gitti gibi hissediyorum ve yazamıyorum. Bu bölüm cidden hiç içime sinmedi belki ileride düzenleme yaparım, ama sırf sizi bekletmemek için yayınladım.
Ve üzgünüm ama finale az kaldı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
3 weeks | vmin ✓
Fanfic❝Beynimde tümör var ve 3 hafta içinde öleceğimi söylediler. Güzel geçirmeme yardım eder misin?❞ [tamamlandı.] [bu fici yazarken yaşadığım duygulara ithafen...]