☽ twenty two

11.5K 797 143
                                    

Jimin'den

Seoul'ün büyülü aurası sanki bir anlık durmuş, adeta bir kâbusa dönüşüyordu. Kalabalık gitgide artarken, bedenimi hareket ettirmeyi bir türlü başaramıyordum. Belki de bilerek gitmiyordum oraya, göreceklerimden korkacağım için.

Gözlerimin dolmasını rüzgarla önlemek istercesine hızla alana ilerledim ve insanları iterek ortaya gittim.

Belki o değildir umuduyla gittiğim yerde, ne yazık ki o çok sevdiğim kırmızı saçlarından tanımıştım onu. Kızıl yumuşak saçları karlı zeminle buluşmuş, karlar ise adeta kendisine çekmek ister gibi örtmüştü saçlarını.

Tirtir titreyen vücuduna baktığımda, aklım çıkacak gibi olmuştu. "Ta...Taehyung," dizlerimin üzerine çökerken, Taehyung'un başını kucağıma koydum ve üzerimdeki ceketi çıkarıp vücuduna sardım.

Hayır, nöbet geçirmiyordu. Soğuktan mı titriyordu? Belki. Ancak nöbet geçirmiyordu. Bu çok farklıydı ve beni korkutuyordu. O, gerçekten ölüyor muydu?

Yutkundu. Kapalı gözlerini sesimi duyduğu zaman açtığında, çok yorulduğunu anlamıştım. Yorulduğu için gözlerini kapalı tutuyordu belli ki. Gözlerini açamayacak kadar yorgundu.

Sol gözümde tutamadığım yaş, hızla Taehyung'un yanağına düşerken elim yanağına gitti. "Neden bana kötü olduğunu söylemedin? Neden gün boyu mutluymuşsun gibi beni kandırdın?"

Taehyung, 2 dakika önce iyiyken, şuan ölmek üzereydi ve o bunu başından beri biliyordu. Bu şekilde olacağını bile bile bana yalan söylemişti ve mutlu rolü yapmıştı. Sinirden ses tonum yükselirken, çevreme baktım. Bazıları ambulansı ararken, bazıları bu dramatik olaya ağlıyordu.

Zorlukla bir kez daha yutkundu. "Öleceğimi hep biliyordun. Sen değil miydin, hep mutlu ol diyen, mutlu olmamı isteyen?"

"Ama mutlu değildin, aptal!"

"Senin yanındayken hep mutluydum, buna...buna tüm kalbinle inanabilirsin."

Onun da gözünden akan yaşa şahit olduğumda, benim düşen göz yaşlarım mı yoksa onun göz yaşları mı olduğunu anlayamamıştım. "Ağlama, neden ağlamaya başlıyorsun?"

"Seni seviyorum, Taehyung," dediğimde bunu ilk kez itiraf ettiğimi fark ederken neden daha önce söylemediğim için kendime kızdım. Neden bu zaman?

Gülümsedi. "Sanırım bunu söylemen için gerçekten ölmem gerekiyormuş."

Cebimden listeyi çıkardım ve üzeri çizilmiş olan 3 maddeyi gösterdim. "Daha üzerini çizeceğimiz bir çok madde var, hala gitmek istiyor musun?"

"Bu maddeyi çizmeyi unutmuşsun," dedi son maddeyi göstererek.

Madde 35: Jimin'in kollarında ölmek.

"Hayır... Bu asla olmayacak. Ölmeyeceksin, tamam mı? Ambulans gelecek ve seni hastaneye götürecekler birazdan," dedim ve ambulansı arayan adama doğru bağırdım "Siktiğimin ambulansı ne zaman gelecek?!"

"5 dakikaya gelir."

"Hayır, ambulansta ölmek istemiyorum. Burada istiyorum," dedi kollarıma doğru sokularak. Ardından devam etti, gökyüzüne bakarak. "Anne, dileğimin bu kadar çabuk gerçekleşeceğini bilmiyordum. Beni çok özlemiş olmalısın," dedi ve tekrar gülümsedi. Sol gözünden hızla akan gözyaşı da bedenine sardığım ceketime düşmeyi ihmal etmemişti.

"Sen... dönme dolapta ölmeyi mi diledin?" sorduğum soru sertçe yutkunmama sebep olurken olumsuz anlamda kafasını salladı.

"Hayır. Eğer öleceksem, senin kollarında ölmeyi diledim."

Öksürdü. Ardından tekrar öksürdü. Bedeni titremeye devam ederken, bir kez daha öksürdü.

Dakikalar dakikaları kovalamıştı ancak ambulans hala gelmemişti. Sanki kader Taehyung'un son dileğini gerçekleştirmesine yardım edercesine onu Jimin'in kollarında teslim ediyordu gökyüzüne.

Gözlerini istemsiz olarak kapatıp bir kaç saniye sonra tekrar açıyordu ve bunu fark edemiyordu.Bu, bilincini kaybettiğinin göstergeleriydi.

"Seni öpersem, tekrar her şey düzelir mi?"

Gözleri kapalı çocuğa baktım. Kirpiklerinin gölgesi, sokak lambasının sayesinde elmacık kemiklerine doğru düşüyordu.

Jimin, onu öpse bile bunun eskisi gibi işe yaramayacağını biliyordu fakat içinde son bir umut vardı.

Taehyung ise, Jimin'in ona sorduğu son soruyu duyamayacak kadar güçsüzdü artık. O, bilincini tamamen kaybetmişti.

Ve Jimin dudaklarını solgun dudaklara bir umut ile bastırırken, Taehyung son nefesini Jimin'in dudaklarında vermişti.

İstemsizce açılıp kapanan gözler, bir daha asla açılmamak üzere kapanmıştı.

-

Henüz final değil, kütüphaneden silmeyin.

Yazarken aynen şu moddaydım, ne diyeceğimi bilmiyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazarken aynen şu moddaydım, ne diyeceğimi bilmiyorum.

Sizi seviyorum

3 weeks | vmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin