Yerine yenisini koyduğum kan testini katlayıp cebime sıkıştırdıktan sonra kimsenin görüp görmediğini kontrol ettim. Kimse yoktu.
Bundan emin olduktan sonra yavaş adımlarla laboratuvardan çıktım. Boş koridordan asansöre yönelirken arkamdan adımın söylenmesiyle kaşlarımı çattım.
"Duru?" Arkamı döndüğümde hastanemizin sahibi olan Kutay'ın amcasıyla karşılaşmamla paniklerken onun fazlasıyla rahat bir tavırla bir kaç adım daha yanıma gelip tam karşıma dikilmesiyle gülümsemeye çalıştım.
"Merhaba Mustafa bey."
"Merhaba canım nasılsın?"
"Teşekkür ederim siz?"
"Bende iyiyim. Laboratuvardan çıktığını gördüm."
"Aa evet. Bir test sonucunu merak etmiştim de kendi hastalarımdan birinin ama kimseyi bulamadım."
"Anladım. Sonuç çıkınca gönderirler odana ya boşver." Diyerek koluma girdi yürümeye başladı. Hızla başımı salladım ve adımlarına ayak uydurdum.
"Kutay'la ayrıldığınızı duydum."
"Evet." Dedim göz devirerek. Hemen amcasına mi yetiştirmişti yani?
"Çok üzgündü. Seni çok seviyor."
Cevap vermedim. Devam etti.
"Ona seni görmenin zarar vereceğini daha çok üzüleceğini söyledim. Bilirsin Kutay benim oğlum gibidir onu fazlasıyla düşünürüm."
"Elbette."
"Eğer isterse seni işten çıkarabileceğimi söyledim." Dediği şeyle gözlerim sonuna kadar açılırken ağzımdan bir şaşkınlık nidası koptu.
"Zaten seni buraya o istedi diye işe aldık. Çalışan olarak da çok memnun olduğumu söyleyemem. Sürekli sorun çıkartıyorsun. Hemşirelerle aran da kötü."
"Aaa ben anladım Mustafa bey. Siz beni işten çıkarttığınızı söylemek için benimle şuan konuşuyorsunuz. Pekala eşyalarımı hemen toplayayım."
Kolundan çıkacağım sırada buna izin vermedi ve konuşmaya devam etti.
"Lafım bitmedi psikolog hanım." İç çektim ve devam et dercesine ona baktım.
"Fakat Kutay bu fikrime izin vermedi. Bundan rahatsızlık duymadığını, senin ailemizin gelini olduğunu bu ayrılığın geçici bir süreç olduğunu söyledi."
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Kutay hala götümü toplamaya devam ediyordu.
"Bende o zaman Duru da işe devam etsin dedim. Senin için bir problem var mı?"
Şöyle bir gerçek vardı ki bir sürü işsiz meslektaşım vardı. İş bulmak çok zordu ve eğer bu işi kaybedersem uzun bir süre işsiz kalıp en iyi ihtimalle asgari ücrete bir yerde iş bulabilirdim.
Ki bir gerçek daha vardı ki ben gerçekten mesleğimde pek iyi sayılmazdım yani başka bir yerde beni bir gün bile çalıştırmazlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEVROZ
Mystery / ThrillerO Alpay Çınar Yüksel'di. Sırlar ve takıntılarla dolu... Onu anlamak beynine inmek güçtü. Bazen bir akıl hastası bazende normal biriydi. Ağzından ilk ve tek duyduğum kelime Elçindi. Elçin Erkin... Alpay'ın söylediğine göre benim kopyam olan ve onu bu...