Bölüm 3 : Ah Be Mito...

2 0 0
                                    


Arkadaşlar bölüme başlamadan gecikme için özür dilerim. İnternet te sorun vardı o yüzden böyle bir aksama oldu. Tekrardan Özür dilerim. İyi okumalaaar. 😊


 Hocanın içeri girmesiyle sınav başlamış oldu. Soruları okurken her soruda Çağrı' ya küfür ediyordum. Onun dengesini bozayım derken benim ki gitti. Bildiklerimi unuttum. Osmanlının yükseliş dönemini hatırlayayım derken Çağrı' nın gözlerini hatırlıyordum. İkinci soru; Kediler ne renk görür? Yeşil... Ne yeşili ya? Allah senin levelini düşürsün Çağrı. Downlara yenil Çağrı. Derin bir nefes aldım. Hadi Hale sen yaparsın! 


 ^_^ 40 ^_^ dakika ^_^ sonra ^_^ 


 Sınav tek kelimeyle berbattı. B*k gibi geçmişti. Hepsi o yeşil gözlü iğrenç yaratık yüzünden. 'Yaratık mı? Hemde iğrençli. Kendine gel istersen!' İçimde ki ses bile bana atarlanıyor ya. Sırf o çocuk için! 

 Elimdeki sınav kağıdıyla ağır çekimde hocanın masasına ilerledim. Başımı kaldırdığım an göz göze geldiğim kişi beni çok önceden izlediğinin habercisiydi. Gözlerinde yanan ateş öfkeydi. Yaptığı maçlarda da kaybederken gözleri böyle oluyordu. İntikam ateşini yakan iki nokta, karşısındakini korkutuyordu. Ve bum ikinci seferde rakibini yeniyordu. Ama bu intikam ateşi ve ikinci sefer kuralı bende işe yaramıyordu. Bu yüzden bana ayrı bir garezi vardı. Ne kadar öfkeli olursa olsun beni korkutamıyordu. Ne kadar denerse denesin beni yenemiyordu. Bu durum onun zayıflığı değildi, benim çok güçlü oluşumdu. Bu sözlerim kendini beğenmişlikte değildi. Kendimi tanıyordum, biliyordum. Bir ara kazanmaktan vazgeçmiştim. Acımıştım çocukcağıza ( Hale burada ciddi ☺ ) . Ama sonra dedim ki ben kazanmak için her şeyimi veriyorum; Vakit, zeka, para. Hayatımdan fedakarlıkta bulunmuştum. Peki o ne yapmıştı? Hiç. A pardon hiç değil hırs yapmıştı. Aklını kullanmıyordu. Kullanamıyordu salak. Arzularının esiri bir aptaldı. O hak etmiyordu. Bu yüzden hep ben kazanmalıydım. Kazanıyordum da zaten. Kibirli bakışlarımı ondan çektim. Yaklaştığım masaya kağıdımı koydum. Bu seferde hocayla göz temasına geçtim. Mithat hoca sessiz biçim de konuştu. 

 "Hale bu arkadaşın-" eliyle yanını gösterdi. 

 "-Çağrı. Yurt dışından yeni geldi ve bu okulda öğrenimine devam edecek. Kendisi zaten bu okulun öğrencisiydi ve senin gibi çok çalışkandı. Orada bir takım-" Çağrı' ya kızgın bir bakış atıp devam etti. 

 "- problemler çıkmasaydı buraya dönmesini hiç istemiyordum ama..." derin bir nefes alıp sustu. İçimden küçücük(!) bir yuh çektim. Bu Çağrı denen Angus (Arkadaşlar Angus yurt dışındaki öküz ve ineğe deniyor. Yani ülkemize gelenlere. Neyse ben gittim -_- ) nasıl benimle aynı -hatta benden bir tık yüksek- bi konumda olurdu? Hah! Şu an ben şok. Şu an ben iptal. Şu an ben- ben gerçekten bi şaşırdım. 

 Sınıfta kalan son öğrencide kağıdını önümüze bırakınca sınav tamamen bitmiş oldu. Mithat hoca etrafa göz attı. O da bittiğine kanaat getirmiş olmalı ki konuşmasına devam etti. 

 "Halecim senden bir ricam var. Çağrı' ya buraya alışması için yardım etmen ve bu uyum sağlama süresince rehberi olmanı istiyorum." Moruk sen ne saçmalıyorsun? Tamam, hocasın falan da bu kadar zırvalamak da neyin nesi? Çıvdıytmayın ( Çıvdıytmayın kelimesi aslında Çıldırtmayın demektir. Burada sinirlenen Hale düşüncelerinde dilini sürşüyor. Sürşmek kelimesi ise takılmak, tökezlemek gibisinden. Ben daha fazla şey yapmadan şey yapayım -_- ) adamı! Sınav kağıtlarını düzeltirken tekrar saçmaladı. 

 "Beni kırmayacağını biliyorum Halecim, sana güveniyorum." Kapıdan gelen sesle kapıya döndük. Cansu hoca içeriye el sallamıştı. Bu 'Gel' demekti herhalde? Kim 'Gel' ' sin? Sorumun cevabı gecikmemişti. Mithat hoca gülümsedi ve etraf kırmızı kalp balonlarıyla doldu. Ortam yavaşladı, bakışlar falan. Böyle pembe bi atmosfer. Ay çok romantik. Nerede benimde Mithat hoca gibi bir sevdiceğim. Adam nazik bir kere. Yakışıklı olmasa da karizmatik. Dik duruşu bir yana gözlerindeki yumuşaklık... Ay ben iptal. 

 İkimizin arasından geçmeden önce kolumuzu sıvazladı. Pembeli atmosferini alıp, gülümseyen yüzüyle amfiden çıkarken beni ne kadar zor bi durumda bıraktığını bilmiyordu. Gülerdi tabi. Oh ya. Maaşı her ay cebinde, altında arabası, üstünde evi, kolunda Cansu hoca. Oh valla hayat Mitoya ( Mitoyu anladınız sanırım? Mithat hocanın takma adı. Yani adama takmış. Şimdi takmış. Normalde takma adı yok. Nse bn gttm .s.s ) güzeldi. 

 Gözlerimi yana çevirdim. İki kızgın nokta hala bana bakıyordu. Ah be Mito yaktın beni! Suskunluğu asaletinden miydi? Çünkü Mitonun yanında hiç konuşmamıştı. Şu anda da öyle bir atak göstermiyordu. Çok mu kırılmıştı? Özür mü dilemem gerekiyordu? Salak mıydım? O maldı mıydı ( 'Yazar burada ne demek istemiştir?' dediğinizi duyar gibiyim ama bu benden kaynaklı değil. Yine ve yine Hale' nin dili sürştü. 😊 ) ? Konuşayım o zaman. 

 "Merhaba." İyi bir başlangıç. 'Merhaba' ben zararsızım demekmiş biliyor muydunuz? Artık biliysiiiz ( Biliyorsunuz demek istedi. 😆 ) . Minik bir boğaz temizlemeyle devam ettim. 

 "Ben sana aslın-" bağırışıyla susmak zorunda kalıverdim gari ( Gençler burada da ege şivesi 😁 ). 

 "Sen-" üstüme yürümesiyle geri çekilmek zorunda kaldım. Kaldım kalmasına da ben gittikçe o da geliyordu. 

 "-bundan böyle karşıma çıkmazsan iyi edersin. Eğer ki-" yeşil gözlerinden çıkan ateş sadece beni değil tahtayı, masayı, kapıyı kısacası sınıfı yakıyordu. 

 "-Eğer ki olur da şans bu ya, çıktın, işte o zaman yolunu değiştir. Yoksa olacaklardan sorumlu değilim." Hışımla kapıya ilerledi tam çıkacakken aklına gelenlerle geri döndü. 

 "Bundan böyle bu okulda bir numaralı düşmanım sensin! Kork benden-" Bu çocuk Bir No' lu Düşmanlar la kafayı bozmuş. Allah' ım, psikopat! Ben cümlesini bitirdi sanırken dibime kadar girdi. 

 "-küçük *rospu (arkadaşlar küfür için çok özür dilerim. Mecburen yazmalıydım 😳 ) . Ama arkan baya kalındır senin, belli. Çevren baya geniştir. Korkmazsındır sen." Göz kırpıp, arkasında şaşkın ben bırakıp gitti. 


 Gitti mi acaba? Hale şaşkınsa gitmiştir. Hale şaşkın mı? Yoksa fırtına öncesi sessizlik mi? Peki Mito? Cansu ve Mithat? Hale' nin dediği gibi aralarında kalpcikler mi var? Durun! Mito, Cansu siz kardeşsiniz! Aha ha ha şaka. 😇 mı acaba? 😈 Tüm bunların cevabı Oyuncu' da.


Öhöm öhöm 😫

Merhaba arkadaşlar 😊
Mükemmel bir son diyemeyeceğim ama ve lakin elimden geleni bu. Gideni ne bilemedim. Eksik kusur ne varsa affedin ^_^
Her hangi bir sorunda mesaj atabilirsiniz. ^_^
İstek, şikayet, öneri... ^_^
Allah' a emanet tampona mukayet olun öptüm. ^_^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 17, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Oyuncu (The Gamer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin