Salına salına yürürken aklıma bu öğlen Enes ile konuşmalarımız geldi.
İstasyon caddesinin ilerisinde bulunan ışıklandırması olmayan ve çıkmaz kullanışsız olan sokak hakkında küçüklükten beri duyduklarımız bizi meraklandırmıştı.
Annem hep 'Abu guzum aşşağ mahallelede bulunmayın. Şeker verirlerse almayın emi?' diyerek tembihlerdi. Aklıma gelen sözleri ile salak salak gülerek İstasyon caddesine doğru ilerledim. Bu caddeden çok araba geçmezdi.
Aklıma annemin köpeklere koymam için verdiği kemikler gelince dışarıya çıkma nedenimi hatırlamış oldum. Oraya daha sonra girerim diyerek arkamı döndüm.Tam karşıya geçecekken gelen bağırma sesleri yüreğimi hoplatmıştı. Arkamı dönerek o sokağa doğru ilerledim. Eski evlerle kaplı olan sokak harabe şekildeydi. İlerlediğimde sağımda kalan karartıya irkilerek içimi çektim. Elindeki silahı bir adama doğrultmuş adamın yakırışlarını dinliyordu. Adam beni fark etmesiyle sesini gürleştirdi.
"Kurtar beni. Öldürecek. Ölmek istemiyorum. O beni öldürecek."
Kalbimin hızına yetişemiyordum. Silahı doğrultan bana dönüp bakmasıyla içim çekildi.
Yanlarına yavaş adımlarla ilerledim.
"Sakin ol yap-"silah sesini duymamla avızım çıktığı kadar bağırdım.
"Naptın sen!!!" dedim cebimden telefonu çıkartıp açmaya çalışırken elimden almasıyla ne yapacağımı şaşırdım.
"Belki kurtulur bırak acili arayım."diye yalvarırken telefon ışığı ile yarı açık yüzünü gördüm.
"O öldü, şimdi burdan defol git. Bu telefonuda unut."
Dudaklarım bükülü ayaklarım tir tir titrerken katilin çeketini çekiştirdim.
"Bu burda bitmeyecek. Seni mahvedeceğim. Korkak sanıyorsunuz bizi değil mi? Susacağımı sanıyorsun. Hayır susmayacağım!!"
Onu çekiştirdiğim elimi birden ittirmesiyle yere düştüm. Hızla uzaklaşırken onun üstünden düşen kağıt parçasını çaktırmadan cebime attım. Arkasından cesaretli görünmeye çalışan ama o kadarda korkak olan halimle ayağa kalktım. Hızla uzaklaşmaya çalıştım.
Kalabalıklaşan caddeyi gördükten sonra rahatlamıştım. Ya gördüklerim dizi, film sahnesi gibiydi. Olayın ciddiyetini kavrayamamıştım. Hızlı adımlarla eve ilerlerken ne yapmam gerektiğini düşündüm. Cebime attığım kağıdı çıkartarak inceledim.
SAMA' DÜNYA ÇAPINDA
Türkiye'de 75.000 çalışanı ile kişisel bilgisayar geliştirir, satar ve destekler.
YUNUS KERVAY
+05123456789
Adres:xxxxxxxOna ait olması için dua ettiğim bu bilgilere bakarak gülümsedim. Elimde benden yana olan tek şey bu kartvizitti.
Evime gelmemle kendimi toparlamaya çalıştım. Kapıyı tıklatıp içeri geçtiğimde derin bir nefes aldım. İşte huzur. Ailem ve evim beni mutlu eden tek şeylerdi. Kendimi güvende ve mutlu hissetmemle korkum azalmıştı. Büyük güç alıyordum.
Sesi genç bir katil ve kafasından vurulan 45, 55 yaş arası biri vardı. Kalbime ara ara giren sancı ile kıvranıp kalıyordum. Ailemle geçirdiğim yarım saat sonrasında dayanamayıp odama çekildim. Kapıyı sessizce kilitleyerek ağlamamı koyuverdim.
Anneme, babama ve abime bir şey olmasından çok korkuyordum. Ansızın beynimin içine dolan vurulma anı beynimi zonklatıyordu.
Kafamı yastığa gömüp gözlerimi kapattım. Ne kadar uyuyamasamda başımın ağrısını bu hareketsizlik dinlendiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayetten Doğan
Teen FictionGüçlü, zeki, cesaretli bir adam. Hayır hayır o adam değil. Alışkınsınız değil mi? Hep bu tür özelliklere sahip olan adamlara alışkınsınız. Bırakın dizileri artık kitaplarda bile bir kadından böyle bahsedilmiyor. Bu hikayede Berfu Ardıç var. Bu hika...