Gözlerimi yıldızlardan çekmeden buruk bir tebessüm ettim.
"Öyle bir yerden geliyorum ki Barlas... Orada her şeyden soğuyor insan ve inan, bu dünyaya ait olan hiçbir şeye inancı kalmıyor."
Yaşadığım dünya, geleceğim aklıma gelince sıkıntıyla derin bi...
~Üsttemavi gök, altta [da] yağız yer (kara toprak)yaratıldığında; ikisinin arasında insanoğulları yaratılmış. İnsanoğullarının üzerine de atalarım, dedelerim Bumin Kağan [ve] İştemi Kağan [hükümdar olarak] tahta oturmuş. Tahta oturarak Türk halkının devletini [ve] yasalarını yönetivermiş, düzenleyivermişler.~
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🏹 1.Bölüm: "Bela Çeker"🏹
Belayı her zaman üzerime çekmeyi nasıl becerebiliyorum?
Gerçekten bilmiyorum. Üzerimde sanki belanın en sevdiği koku var ve beni bu kokuyla nereye gidersem gideyim takip edip anında bulabiliyor.
Şimdi de en sevdiğim ülkelerden biri olan Kazakistan'da, yine en sevdiğim vakitlerden bir gece vakti buldu beni.
Çok şaşırdım mı?
Hayır.
Elimdeki ciltli, eski kitabı sol kolumla göğsümün arasına alıp var gücümle sarıldım ve dikkatle geri geri adımlar atmaya başladım. Bana tabancasını doğrultup üzerime gelen Zhan Yue(Cen Yü)'den gözümü bir an olsun ayırmadım.
Cevap vermeyeceğini biliyordum. Gerçi cevap verse de önemsiz olduğunu gayet iyi biliyordum ama yine de,''Kimsin sen?'' diye sordum çünkü gerçekte bana kendini tanıttığı kişi olduğunu hiç zannetmiyordum. Ayrıca sorum sayesinde belki biraz daha zaman kazanabilir ve kurtulabilmek adına saksıyı çalıştırabilirdim.
Maalesef umduğum olmadı.
Uyuz adam tam tahmin ettiğim gibi soruma cevap vermedi. Sadece gülümsedi.
