3. Bölüm ☻ Cadde Ortası

1.2K 6 0
                                    

Bu bölümü @aysenurenes adlı okuyucuma ithaf ediyorum.. Seviliyosunn <3

Bir yaprak uçuyor ağaçtan
Pat diye kucağıma
Adını gördüm sanki damarında
Uykularımı bölen
Gündüzümü geceden
Adını duydum sanki dudağında

Hâlâ aşkta umudun varsa
Her baharda, yağmurda

Hâlâ aşkta umudun varsa
Aşk da zaten tesadüfen

Martılar uçuyorlar
Pat diye kucağıma
Adını gördüm sanki kanadında
Uykularımı bölen
Gündüzümü geceden
Adını duydum sanki dudağında..

Beynimde ritmiyle çalan
şarkının mısraları, dilimde sessizce dökülüyorken sınıftan çıkmış kalabalığın arasında doğayla bütünleşmiştim.

Sıra arkadaşım ismimi bağırarak durmamı söylese de, bacaklarım onu duymasını engelleyerek yapacak olduğu plana odaklanmış; görev başındaydı.

Koşuyordu. Kimini ezerek,
kimini iterek geçmiş umursamadan.

Koşuyordu. Sadece kendi isteklerine doğru.

Bir kere özgürlüğü hissedebilmek için. Hayatı daha derinden koklayıp tadabilmek için. Durmaksızın koşuyordu.

Kafamda belirlediğim servisteki cam kenarına kurulma hayali, servise bindiğimde de hayal olmaya devam edip etmeyeceğini bilmeden..

Servisin merdivenlerinden
aceleyle çıktığımda gözlerim hızlıca istediğim yeri taradı. Çok geçmeden bulunca olduğum yerde sap gibi kaldım ve donuk gözlerle cam kenarındaki koltuğa oturana baktım.

Mimlenmişti sanki. Oraya ondan başkası oturamaz gibi.

Kral gibi yayıldığı koltukta yine müzik dinlerken, planlarımla hayallerimin birbirine karışıp suya düştüğü bir halde ona ilerledim. Yanına oturduğumda eş zamanlı olarak iç çekmişti.

"Başka koltuk mu yok?"

Sitemli bir şekilde soru sorup yüzüme baktığında var tabiki ama hiçbiri senin yanındaki koltuk gibi değil demek istedim.

Sanki bu koltuk puf gibi. Oturduğunda kendine çeken, seni gerçeklerden sıyırıp hayallere sürükleyen..

Sinir dozunu azaltmaya yarayan tedavi koltuğu sanki.. Ama şimdi gel de bunu ona anlat anlatabilirsen.

Erkek beyniyle bu tür şeylere
nasıl zekasını çalıştırabilirdi ki? Ben bile kız olarak böyle şeylere kafamın çalışmadığını anlayınca sayısalcı olmak en iyisi demiştim. Ama düşünmeyi biraz zorlaştırınca oluyordu. Sanırım ailemden gelen bir şeydi. Onlara sonsuz teşekkür borcum olduğumu hissedip ayağa kalkmaya yeltenirken kolumdan tutup geri oturttu.

Ne yapmaya çalışıyordu ?
Yanında oturmamı istemediği gibi şimdi de istemiş gibi bir hale mi bürünmüştü?

Gerçekten tuhafdı bu çocuk.

" Bırakır mısın? Gideceğim. "

Hâlâ tutmakta olduğu kolumu kolundan kurtardığımda çantamı sırtıma geçirerek ayağa kalktım.
Yer bulabilmek ümidiyle etrafıma göz gezdirmeye başladım.
Yok artık! Bir tane bile boş yer yoktu. Koltukların hepsi dolmuştu.

Gözlerimi hayretle baktığım servisin tüm dolu koltuklarından çevirip ona baktım. Oturacak yer yokken benim yapabildiğim ona sade, hissiz bir bakış sergilememdi.

Sadece ne düşündüğünü anlamak istiyordum. Sadece sırıtıyordu.

Evet, SIRITIYORDU!

Vakit kaybetmeden servisten inip okulun çıkış kapısına doğru ilerledim.
Sırıtışı görsel zihnimde durmadan canlanırken benim yapabildiğim tırnaklarımı kemirmeye başlatacak olan sinirime karşı galip gelmekti. Parmaklarımı dudağıma doğru vurmaya başlayarak tırnaklarımdaki güzelliğin bozulmasına izin vermedim.

ŞERBET SURATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin