5. Bölüm ☻ Dosya

1K 2 0
                                    

"Sare!"

Kalın tok sesli birinin bağırıp ismimi söylemesiyle yatağın içine iyice girdim ve ellerimle kulaklarımı sıkıca kapattım. Tekrar yastığa sarıldığımda ikinci bağırış geldi.

"Heey! Bak kalkmakta direneceksen hiç zorlanmayayım."

Sabah sabah bu enerji de nereden geliyordu böyle? Azıcık sussa olmaz mıydı? Benden cevap duymak için beklediği olumsuz dakikalar sonrasında kapıyı kapattı. Çıktığını sanıp tam sevinmeye başlayacakken kapı tekrardan açıldı. Hiçbir şey demeden yatağıma doğru ilerlediğini attığı adım sesleriyle anladım.

"Bu sana son soruşum. Kalkıyor musun, kalkmıyor musun ?"

Kalkmamaya kararlıydım. Çünkü, biraz daha dinlenmeye ihtiyacım vardı. Sadece bir beş dakika daha.. Şerbetlimin dediğini dinleyip de dinlenmenin tadını çıkarmak için çok güzel bir gündü çünkü bugün. Öyle umuyordum..

"Anlaşıldı." Gözlerimi hafiften aralayıp ne yaptığına baktığım sırada üzerime bir kova suyu döktü. Suyun vücudumda estirdiği rüzgarla birden çırpınmaya başladım.

"Seni doğduğuna pişman edeceğim abi!" diye cırladım.

"Pişman etmek ve sen ? Hahaha güleyim de boşa gitmesin." Attığı yapay kahkahayla hızlıca yastığı alıp kafasına geçirdim. Bana bakıp alaylı sırıtışlarına devam etti.

"Bu muydu pişman etmen?"

"Değil ama en azından hıncımı aldım."

"Hıncını aldıysan kalk artık bücür üşüyeceksin."

Dediğini yapmak üzere yataktan bir anlık kalkınca gözlerim etrafı bulanık görmeye başladı. Gözlerimi ovuştururken "Saat kaç?" diye sordum.

"8'i geçiyor."

"Nee!" 8:30 da servisim geliyordu. Yarım saate nasıl hazırlanacaktım?Gözlerim şaşkınlıktan irice açıldığında hızlıca yataktan çıkıp banyoya gittim. Arkadan söylenmeyi de ihmal etmiyordum.

"Daha önceden neden kaldırmadın? Ben şimdi nasıl hazırlanacağım ya? Of abi of!"

"Önceden seni ben mi kaldırıyordum bücür? Sızlanmayı bırak da işini hallet hadi." Banyoda işimi görürken abimin dediklerini kapı arkasından dinlemeye devam ettim.

"Ders programın nerede? Çantanı hazırlayayım."

"Çantamın en ön gözünde."

Dişlerimi fırçalarken o da çantamın hazır olduğunu bildirip alçılı koluma tişört giymem gerektiğini söyledi ve oda kapısını örttü. Dolaptan rastgele aldığım kendinden desenli sade renk tişörtü hızlıca başımdan geçirdim. Zor da olsa giymeyi becermiştim. Diğerlerini de ne kadar kirli olsalar da giymek zorunda olduğum için onları da üzerime geçirdim. Telefonum şarjı bittiğini ifade edercesine öttüğünde bir bu eksikti deyip komodinin üstünden şarj aletini de elime aldıktan sonra hızlıca merdivenlerden indim.

"Anne sadece yumurta yiyeceğim. Yumurtam nerede? Annee? Yumurtam?" Bir çırpıda söylediğim cümleleri sindirmeye çalışan annem yüzüme dik dik bakmaya başladı.

"3 dakikan var ve sen hâlâ burada mısın ?

Sebepsizce evi göz gezdirdim. "Evet anne. Ne var bunda?" deyip annemin hiç sevmediğim baygın bakışlarına gözümü diredim.

"Seninle sonra hesaplaşacağız." Elindeki bıçağı bırakamadığı için işaret parmağını bana doğru sallayamıyordu ama gözleri ne dediğini anlatmaya yetiyordu. Dediğini umursamayıp "Anne ben çok açım" diyerek günün en acıksı olan fotoğrafın karelerini yüzümde sergiledim.

ŞERBET SURATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin