Touya elini Shoto'nun sol gözüne doğru uzattı,
"Acıyor mu?"
Shoto başını iki yana olumsuz anlamda salladı. Canı acısada abisine belli etmemek için elinden geldiğince çaba gösteriyordu. Abisi defalarca kendisini babasından korumaya çalışırken babası tarafından eziyet çekmişti. Daha fazla üzülmemesi için de çok çabalıyordu. Touya gülümseyip Shoto'nun başını okşadı.
"Bugün benimle kalmak ister misin Sho?"
Shoto olumlu anlamda cevap vermek için hareketlenmişken içeriden babalarının gür sesi duyuldu,
"Touya! Buraya gel."
Shoto'nun gözleri korkuyla irileşirken Touya gerilmişti. Ne zaman bu ses tonuyla seslense babası güç hakkında konuşup ne kadar güçlendiğini sorar ve istediği cevabı alamayınca o yaşta maruz kalmaması gereken şeylere maruz kalırdı. Shoto abisine olanları her gördüğünde üzülüyor ve her seferinde sorun olmadığını söyleyerek gülümsediğinde kendini ağlamaktan geri koyamıyordu. Yalvarırcasına abisinin koluna sarılıp dolu gözlerle gözlerine baktı.
"Gitme..."
Touya gülümseyip kolunu kardeşinden kurtarıp başına öpücük kondurdu ve,
"Odaya git, ben geleceğim."
Diye sessizce fısıldadı. Shoto sol gözünden akan firari yaşı hızlıca silerken isteksizce mırıldandı.
"Tamam."
Touya bir kez daha Shoto'ya gülümseyip babasının yanına doğru ilerledi.
~
Shoto abisinin odasına gidip kapıyı sessizce kapattı. Kimsenin, özellikle babasının, abisinin odasına geldiğini bilmesini istemiyordu. Minik adımlarla yatağa ilerleyip abisinin kendine özel olarak aldığı küçük yastığa sarılarak yorganın altına girdi. Her aldığı nefeste abisinin kokusu geldikçe mayışıyordu. Bir süre sonra göz kapaklarını daha fazla açık tutamadı ve uykuya yenik düştü.
Shoto ne kadar zaman uyuduğunu bilmiyordu ama burnuna gelen yanık kokusuyla hızla gözlerini açtı. Yavaşça ne olduğuna bakmak için kafasını yorganin dışına çıkarıp etrafına baktı. Dolabın karşısında kollarındaki yaraları sarmaya çalışan abisini gördüğünde gözlerinin dolmasına engel olamamıştı. Touya aynanın karşısında ses çıkarmamak için dudaklarını dişlerken kardeşinin kendisine baktığını görünce hafifçe gülümseyip mırıldandı,
"Uyandırdım mı?"
Shoto, yataktan hızlıca kalkıp abisinin yanına koştu. Abisinin elindeki bezi alıp sol yanına oturdu.
"Ben sararım."
Touya, itiraz etmek için ağzını açmıştıki kardeşinin gözündeki kararlı ifadeyi gördükten sonra itiraz etmekten vazgeçti. Shoto abisinin kendisine sarması için uzattığı kolu dikkatli bir şekilde sarmaya başladı. Touya, kaşlarını çatmış pür dikkat koluna bakan kardeşinin tatlılığı karşısında kendine engel olamadı ve sırıtan bir ifadeyle sol yanağına öpücük kondurdu.
"Çok mu endişelendin?"
Diye oyuncu bir sesle sordu. Shoto burnunu çekerken kafasını olumlu anlamda salladı.
"Bende senin kadar güçlü olmak istiyorum. Babama söylemiyorsun ama ben özgünlüğünün ne kadar güçlü olduğunu biliyorum. Bende seni babamdan korumak istiyorum Touya abi..."
Touya biraz şaşırsa da bunu kardeşine belli etmemek için hafifçe gülümsedi. Evden ayrılmamasındaki tek neden Shoto'ydu. Onu bu evde bırakmak, babasının kazanması demekti.
Shoto abisinin iki kolunuda sardıktan sonra bittiğini düşünüp kalmıştı ki boynundaki yer yer yanık ve çiziklerle karşılaştı. Tekrar gözlerinin dolmasına engel olamazken yeni bir sargı bezi alıp boynunu saymaya başladı.
Shoto ne zaman kendini yaralasa, abisi hemen yaralarını sarar ve öperek acısını dindirmeye çalışırdı. Shoto da ne zaman abisi yaralansa ona yardımcı olmaya çalışırdı ama Touya çoğu zaman yaralarını Shoto dan sakladığı için bu pek mümkün olmazdı.
Shoto bezi Touya'nın boynuna sarmayı bitirip geri çekildi. Ellerini önünde birleştirip ileri geri sallanmaya başladı. Touya, Shoto'nun sarılmak istediğini anlayınca kollarını iki yana açtı. Shoto hiç vakit kaybetmeden abisinin kolları arasına girdi. Dakikalarca birbirlerine sarıldılar. Touya bir süre sonra kardeşinin düzenli nefes alış verişleriyle uyuduğunu anladı. Uyandırmamaya dikkat ederek kardeşini yatağına taşıdı. Biraz zorlansada ses çıkarmayıp kendiside kardeşinin yanına yattı. Yanıkları yer yer sızlasada zorda olsa kendisini uykunun o rahatlatıcı kollarına bırakmaktan kendini alamadı.
~
Günler geçtikçe Touya'nın durumu dahada kötüleşiyordu. Artık babası ona zarar vermenin yanında karanlık bir dolaba da kilitliyordu. Fakat bunun nedeni güç istemesi değildi. Touya'ya artık bunun lafını bile etmiyordu. Kendisinden umudu kesince gözlerini Shoto'ya çevirmişti ve Touya buna her engel olmaya çalıştığında sonu hırpalanmak ve karanlık dolap oluyordu.
Touya dolapta geçen bir kaç saatin ardından bağırmayı ve yalvarmayı bırakmış sadece kollarıyla ayaklarını sarıp oturduğu yerde iç çekiyordu. Bu pes edişleri ne kadar kalbini kırsada elinden başka bir şey gelmiyordu. Sadece oturduğu yerden kardeşinin olabildiğince az hırpalanması için dua ediyordu, ya da sadece bekliyordu. Her şeyin bitmesi ve huzura ermek için.
Gün geçtikçe umudunu yitirirken sadece bir kaç saniye daha Shoto'nun rahat olması için direniyordu. Vücudunu kaplayan yanıklar ona acıdan daha çok duygusuzluk veriyordu. Artık aldırış etmiyordu. Annesinin çılgına dönmesi ve iki kardeşi Fyumi ve Natsu'nun çaresiz bakışları...
Yine bir gün rutine bağlamış olan engel olması, babasının gerilmiş sinirleri ile birleşince büyük bir felaket olmasına yol açtı. Babasının bir anlık siniriyle özgünlüğünün kontrolünü kaybetmesi sonucu oluşan yangında herkes can havliyle evden çıkarken sadece o kalmıştı. Yüzünde huzurlu bir tebessümle babasının kucağında kendisine bakan minik kardeşine bakıyordu. Shoto bir kaç saniyeliğine olayları algılayamazken abisini çevreleyen alevlerle gözleri korkuyla kocaman oldu.
Babasından kurtulmaya çalışırken çığlık çığlığa abisinin adını haykırıyordu. Dışarı çıktığında incilerini bir bir döküyordu. Touya'nın adını haykırıyor babasının kollarından kurtulmak için tepiniyordu. Kimse umursamadı. Annesi boş gözlerle eve bakarken kardeşleri korkuyla birbirlerine sarılmıştı. Kimse umursamadı. Touya'nın yokluğunu. Kimse umursamadı Shoto'nun, Touya'nın adını haykırışlarını. Kimse umursamadı. O gün birinin ruhunu canlıyken öldürüp öylece bırakmışlardı. Shoto kendine bir söz verdi. Kalbinde sadece abisi ve onun sıcak sevgisi olacaktı. Bütün umutlarının tükendiği o anda sadece baktı. Bütün duygularını en derinlere gömerken baktı abisine ve hafif bir gülümseme gönderdi son kez.
O gün Todoroki Touya ölmüştü ve yanında kardeşi Todoroki Shoto'nun ruhunu da götürdü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
+ ÖLÜM + Todoroki Shouto x Todoroki Touya(Dabi)
FanfictionKızıl saçlı çocuk, göz yaşlarını silerken babasına yalvarmaya devam etti. Babasının ufak bir kontrolsüzlükle çıkardığı yangın kızılın vücudunu yer yer yaktı, attığı çığlıklar bütün evde yankılandı. Kimse yardıma gelmedi. ~ "Neden sen de abin gibi e...