Date ( Düzenlendi )

127 9 5
                                    


Siren gözlerini bir mutlulukla açtı.
Bugün bir buluşma gerçekleştirecekti.
Hemde senelerdir hoşlandığı kızla.
Bu onun için bir dönüm noktasıydı.
Gerçi bu dönüm noktası Jeff'den sonra pirinç tanesiydi ama neyse.
Dünkü olaya binlerce lanet etse de olmasaydı muhtemelen onunla konuşacak cesareti olmayacaktı ve eninde sonunda Cloe başka biriyle olduğunda,daha beter acı çekecekti.
İlk önce banyodaki rutin işlerini halletti.
Sşağı inip,kendine kahvaltı hazırlamaya başladı.
Müzik mırıldanarak kendine sofra kurdu.
favori programını açtı.
Rahat rahat kahvaltısını yapmaya başladı.
Telefonunu açıp,saate baktı.
Saat 12 : 40'dı.
Daha buluşmaya vardı.
O yüzden sofrayı toplayıp,duşa girmeye karar verdi.
Dün evde yaşanan olay bile moralini şu am bozamazdı.
Tam o sırada Eun onu aradı.
Siren tekrar telefonu eline alıp, kulağına götürdü.
S : Alo?
E : Naber?
S : İyi kuzucum senden naber?
E : İyidir valla nolsun.
Şey dicem işin yoksa gelsene.
Fizi falan izleriz.
S : Çok isterdim kuzucum ama,bir buluşmam var!
E : OHA!
Valla mı?
S : Evet hemde Cloe ile!
E : Vaay söyledin mi?
Ne dedi?
Nasıl tepki verdi önce?
S : Kuzucum sakin ol.
Aahaha!
Aslında o kadar da güzel bir karşılaşma olmadı.
E : Yaa?
S :Günlüğü unutmuşum orada.
Yanında rezil ettiler beni.
O ise hep anlayışlıydı .
Hem ne dedi biliyormusun?
E: Hım?
S:Beni tatlı buluyormuş!
Siren'in anlatırken boğazı düğümlemişti ama,aklına date gelince gülmeden yapamadı.
Eun ile bir saate yakın konuşmuşlardı.
Sofrayı bile toplamayı unutmuştu.
Saatin bir buçuk olduğunu görünce hemen hızlandı ve etrafı toplamaya başladı.
Toplanırken de kendi kendine söyleniyordu.
-Tamam bılaşıklar lavaboya , zeytin dolaba , peynir dolaba , reçel dolaba~
Bir dakika reçel dolaba mı?
Kız Cloe ile buluşacağım diye akıl da kalmadı ha.
B : bütün gün beynin ne giyeceğinle uğraştığı için zeka kalmadı tabi .
S : Sus kız önemli bu.
B : Önemli olmasına önemli de kız senin dünkü hallerini görse kesinlikle bu işlere tövbe eder ha.
S : Hadi lan ordan.
B : Maymuna benziyordun oğlum.
S : Sensin maymun gerizekalı .
B : Biz aynı kişiyiz aptal 😑 ben senin iç sesinim.
S : Oww benim durumum çok fena.
B : Hemde nasıl.
S : Yaa dur .
B : Jeff'i çağır Jeff'i tavla atak onla azıcık.
S : Öf o görevde.
Git zihnimdeki kendi Jeff' ini çağır!
B : İyi be!
Siren delirmenin kıyılarından atlaya zıplaya bir ceylan edasıyla geçereken,Jeff kızımızın da daha demin iç sesine dediği gibi görevine devam ediyordu.
Öldüreceği kişiyi takip etmeye başlıyalı bir hafta olmuştu.
Adam o kadar hareketliydi ki bir ara Jeff neredeyse " Abi geçerken beni de bi Siren'in evine atın."
Diyecekti.
Ahahah tamam bu biraz fazla oldu ama, gerçekten çok yorulmuştu.
Takip ettiği adam bu işlerin başında olan yani şimdilik başında olan adamdı.
Göreve gittiği gün aslında evin etrafında dolanan tuhaf bir adama rastlamıştı.
O adamlar gibi değildi ama yine de garip bir hali vardı.
Sanki bilerek Siren'e bakıyor gibiydi.
Yani önce sapık sandı ama,olay farklıydı.
Sonra eve geldiklerinde de salon camından bir adam silueti görmüştü.
Yine birilerinin Siren'i ve onu takip etmeye başladıklarını düşünerek kontrol etmek,araştırmak istemişti .
Bu yüzden de Siren'in yatmasını bekleyip, hemen evden bu görev için ayrılmıştı.
Bu adamla alakalı bazı veri kayıtlarına ulaşmıştı tabi.

Adam SCP vakfında çalışan rütbeli bir askerdi.
" SCP vakfı ne? " derseniz böyle paranormal olan eşyaları,varlıkları, yaratıkları vs kısacası insanların bilmelerini istemedikleri her türlü varlığı avlayarak burada saklıyorlar.
Jeff de bunlardan biriydi.
Jeff'i yakalayıp,onu kaçamayacağı bir hapisaneye koymayı planlıyorlardı.
J : O biraz sıkar.
Y : Jeff ben yazarım istersem seni onlara veririm.
J : Ya he he.😒
Y : JEFF! 😤
J : Tamam tamam hemen kızma.😝
Y : Ayh kızamıyorum zaten.😓
Neyse tartışmaya gerek yok.
Biz işimize bakalım.
Ayrıca Jeff yaptığı araştırmada gizli bir silahları olduğunu da öğrendi.
Öyleki cansız değil yaşayan bir silahtı.
Jeff'i yenebileceğini düşünen kim olabilirdi acaba?
Jeff sürekli buna kafa yoruyordu.
Aslında yenmek istemiyor sadece onu bulmak istiyordu.
Kimsenin bulamadığı katil Jeff 'i o bulursa rütbe üstüne rütbe alırdı.
Dışarıdan bakıldığında,hiç orda çalışıyormuş gibi görünmeyen adam; bir saat önce geldiği küçük bir şirketten çıktı.
Arabasına doğru yol aldı.
Aslında arabayı bayağı kuytu bir yere koymuştu otoparkta.
Yani gidip,işini bitirebilirdi ama,daha fazla şey öğrenmek için onların üssünü bulmalıydı.
Bulmak için de adamla birlikte gitmeliydi.
Jeff hızla hareket edip,adamın arkasından geçerek arabanın köşesine saklandı.
Adam anahtarla arabayı açtığında,Jeff daha önce eline aldığı taşı ona görünmeden arkasına doğru attı.
Adam çıkan sese doğru döndü.
Silahını çıkardı ve taşın yönüne doğru kontrol etmek için ilerledi.
Aptal adam arabayı açık bırakmıştı.
Jeff arabanın arka kapısını açıp,oraya yerleşti.
Adam geldiğinde,ise iyice saklandı ki adam şüphelenmesin.
Siren sonunda Cloe ile güzel bir gün geçirmeye başlamıştı.
İlk önce kafede birer kahve içtiler.
Sonra da biraz sohbet edip,kısaca birbirlerini tanıdılar.
Cloe daha fazla oturmak istemeyince beraber hesabı ödeyip,oradan çıktılar.
S : Ne yapalım?
C : Sen ne istersen onu yapalım.
Cloe Siren'in kalbini eriten o gülümsemesini yaptı.
B : YETİŞİN GIZ ELDEN GİDİYEEH!
S : Ne diyorsun lan ?
B : Yalanmı mal!
Kalbin üçyüz beşyüz atıyo. 🤨
S : Sensin mal!
B : Gerizekalı biz aynı kişiyiz. 😒
Siren kendiyle olan cebelleşmesine Cloe ona adıyla seslendiğinde,ara verdi. Ona döndü.
S : Efendim?
C : Bir sorun mu var?
S : Ah hayır iyiyim.
C : Peki öyleyse.
S : Gel lunapark'a gidelim.
Cloe onun bu ani çıkışına şaşırsa da tatlı bulmuştu.
İçinden onun gibi sevimli ve sempatik birini daha önce hiç tanımadığını düşündü.
Beraber lunapark'a giden bir otobüse bindiler.
Yol biraz uzun sürdüğünden Siren'in uykusu gelmişti.
Kendini tutmaya çalışsa da gözlerini daha fazla açık tutamamış ve uyuya kalmıştı.
Yol boyunca dalgınca etrafı izleyen Cloe bunu Siren'in başı omuzuna düştüğünde fark etmişti.
Onun yüzüne bakıp ne kadar güzel ve masum olduğunu düşündü.
Kızarmış gibi hissediyordu.
Kendini tutamayıp işaret parmağını Siren'in kirpiklerine dokundurdu.
Hayatında gördüğü en uzun kirpiklerdi.
Sonra uyanmasın diye onu rahat bıraktı.
Anı kalsın diye fotoğraf çekmeyi de unutmadı.
Lunaparka vardıklarında,saat öğleden sonra beş civarıydı.
Onu yumuşak bir ses tonuyla uyandırdı.
Siren gözlerini açtığında,ona şevkatle bakan o tatlı badem gözlerle karşılaşınca mayışmış bir şekilde hayran hayran baktı.
Aniden olduğu durumun farkına varan Siren kendine gelip Cloe'nin omuzundan kalktı.
S : Afedersin.
Cloe güldü.
C : Sorun değil.
Siren de gülerek karşılık verdikten sonra otobüsten indiler.
Cloe indiklerinde,Siren'in koluna girebileceğini söyledi.
Siren başıyla onaylayıp,onun koluna girdi.
Böylece tatlı çift içeri girdi.
İki kız beraber geçirdikleri zamanı kalplerine kaydederken,farkında olmadıkları bir şey daha vardı.
Oda Liu'nun kafeden beri onları takip ettiğiydi.
İki kız girer girmez hemen eğlenceli şeylere binmeye başladılar.
Çarpışan arabalar,hız tireni vs.
Sonuncudan indiklerinde,ikisi de çok fazla gülüyorlardı ve başları dönüyordu.
Liu ikisinin ilişkisini komik ve eğlenceli bulmuştu.
Bazı zamanlarda oda gülmeden edemedi.
Biraz dinlendikten sonra Cloe gondol'a binmek istedi ama,Siren çok fazla korktuğunu dile getirerek binmek istemediğini açıkladı.
Yaklaşık on dakika ikna etmeye uğraşan Cloe başarmıştı.
Şu an gondolda yan yana oturmuş başlamasını bekliyorlardı.
Daha doğrusu Cloe bekliyordu.
Siren daha başlamadan demiri o kadar çok sıkmıştı ki elleri acıyordu.
Bunu gören Cloe anlayışlı bir şekilde gülümseyerek ellerini tuttu ve oradan kaldırdı.
Tam bu sırada gondol hareket etmeye başladı.
İkisi de çığlıklarını tutamadılar.

Cloe'ninki eğlenmektendi ama,Siren kesinlikle kalpten gitmek üzereydi.
Bir eliyle Cloe'nin elini sıkıca kavramış, bir yandan da demire yapışmıştı.
Gondol maceraları bittiğinde,zombie edasıyla diğerleri ile birlikte inerken, aniden ellerini fark etti.
Cloe'nin ellerini sanki sevgilisiymiş gibi tutmuştu.
Parmakları sımsıkı kenetliydi.
Utanarak elini çekti.
Cloe sorun olmadığını dile getirsede o çok utanmıştı.
Beraber yan yana yürürken,Siren lavaboya gideceğini söyledi.
Aksi yöne ilerlemeye başladı.
Bunu gören Liu peşinden gitti.
Lavaboya doğru ilerleyen kızı kolundan tuttuğu gibi arka tarafa aldı.
Siren ani olan bu şeyden korktuğu için çığlık atacaktı ama,Liu bunun olmasına izin vermedi.
Tek eliyle ağzını kapayıp,tek eliyle kolunu tuttu.
-Sakin ol bırakacağım tamam mı?
Sıren olumlu anlamada başını salladı.
Liu onu bırakırken,Siren sinirle ona bir tokat attı.
L:Ahh!
Bu acıttı!
Liu yanağını tutup sinirle baktı.
S:Öyle olmasını umdum zaten!
Siren dişlerini sıkıp,sinirle konuştu.
S : Ne var?
Yine n'oldu?
L : Shhh sakin.
İnsanlar duyacaklar.
S : Ne işin var burada?
L : Seni izliyordum.
Kız arkadaşın mı?
Liu sırıtarak baktı.
S : Öyleyse öyle sanane!
Liu iki elini teslim olurcasına yukarı kaldırdı.
L :Tamam tamam birşey demedim.
Liu gülmeye devam ederek konuştu.
L : Seninle yeniden abim hakkında konuşmalıyım.
S : Sana nerede olduğunu bilmediğimi söyledim!
Bana gideceğini yazan bir kağıt bıraktı ve gitti.
Anla artık ya bilmiyorum.
L : Siren lütfen önemli.
Bu sefer çocuğun sesi yalvarır gibi çıkmıştı.
Siren bir süre bekledi.
Sonra da iç çekip,konuşmayı kabul ettiğini açıkladı .
Siren Liu ya eve gitmesini,orada beklemesini söyledi.
Liu başıyla onaylayıp,oradan uzaklaşırken,Siren de lavaboya girdi.
İşini hallettikten sonra Cloe'nin yanına gitti.
Cloe beklemekten sıkıldığı için kulaklıkla müzik dinliyordu.
Siren omuzunu tutunca refleks olarak hızla döndü.
Dönmesinin etkisi ile Siren tökezleyince Siren'i belinden tutmuştu.
O an birbirlerine acayip bir çekim hissediyorlardı.
Cloe yutkundu ve ne kadar çok öpmek istese de ilk buluşmadan bunun olmaması taraftarıydı.
Böylece onu bırakıp,
-gidelim mi ?
Dedi .
Siren de tam olarak bunu istediğinden tekrar gidip,otobüse bindiler.
Siren yolda Liu ile ne konuda konuşacağını düşünüyordu.
Cloe ise Siren ile bir daha ne zaman dışarı çıkabileceklerini düşünüyordu .

Merabalaaar yeni bir bölüm daha attım umarım beğenirsiniz 🤗🦋🌸
Yorum atmayı unutmayıın seviliyorsunuz🌸🦋🤗

Mavi kelebek.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin