Tüm gün, ne yapacağım
diye düşünmekten başım ağrımıştı .
Düşüncesi bile çok korkunç olan bu şeyin içine girmiştim .
Nasıl hissetmeliydim ?
Korkmuş, kızgın, çaresiz ... umm evet tam da öyle hissediyorum.
Çaresiz.
Ayakta bir ileri bir geri yürürken konuştum.
S : Nasıl kurtulacağım ?
E : Bilmiyorum.
Düşünüyorum ... bir de lütfen artık otursan.
Sabahtan beri bir yukarı bir aşağı başım döndü ya.
S : Ama sakin olamıyorum.
Katilin tekinin eski evinde oturuyorum!
Ne yapmamı bekliyorsun?
Ziyarete gelir diye çay yapmamımı?
E: Evet,aslında iyi olurdu.
Benim için.
Çay içip sakinleşmeye ihtiyacımız var .
S : Olmaz.
O her an gelebilecekken ben bekleyemem .
E : O zaman gel bende kal .
S : Eun,sen demedin mi bu adam ne yaparsan yap seni bulur diye?
Önlem almam lazım ama,nasıl bir önlem?
E : Anlattığına göre onun gücüne karşı koyabiliyorsun.
Yani kendini koruyabilirsin.
S : Bu mu ?
Yani bir kere vurabildim diye ölemem öyle mi?
Off çıldırıcam.
Eun oturduğu koltuktan kalktı ve kapıya gitti.
Askılıktan çantasını, ceketini alıp ayakkabılarına yöneldi .
S : Gidiyormusun?
E : Gitmeliyim.
Üzgünüm hem bir işim hem de okulum var biliyorsun.
S: Doğru.
Asıl ben seni çok uğraştırdığım için üzgünüm .
Gidip ona sarıldım ve uğurladım.
E : Lafı olmaz
Gülümseyerek el salladım ve kapıyı ardından kapatır kapatmaz kapıya yaslanarak yere yavaşça çöktüm.
Gördüğüm kabus , öğrendiğim bu olay ve her an gelebileceği düşüncesi sinirlerimi alt üst etmişti .
Kendimi tutamayıp yüzümü iki elimin arasına aldım.
Ağlamaya başladım.
Aradan geçen 10 dakika sonrasında anca kendime gelebilmiştim ve yerden kalkıp önlem olarak bir şeyler düşünmeye başladım.
Şu an bile beni izliyor olabileceği tüylerimi diken diken ediyordu.
Ne ne olabilirki ?
Taşınamam ki daha buraya anca para yetiştiriyorum ben .-Anneme mi söylesem acaba ?
Telefonu elime aldım, ama sonra vaz geçtim.
Çünki inanmicaktı bana.
Beni takip eden bir yaratık olduğunu anlamayacaktı.
O çocukken bile korktuğumda,
-Öyle bir şey yok.
Diyerek odama geri yollardı hep.
-Tamam şöyle yapacağım.
Çekmeceleri karıştırdım.
Ve tel bir ip çıkarıp,onu bütün camların altına ve orta kısımlarına yerleştirdim.
Camların alt kısmında olanlara da ses çıkarabilen bir şeyler astım .
Bu,eğer o içeri girmeye çalışırsa bana haber verecekti .
Son cama da aynı şeyi yaptıktan sonra sinirle söylendim.
-Aghh yaptığım şeye bak.
-Bune şimdi?
Gerçekten çok saçma bir önlem yöntemi ama,
-Bu aptal aklıma da başka bir şey GELMİYOR !
Cümlenin sonunda bağırarak sehpaya tekme atmıştım.
Nefeslenerek oturdum.
Başka önlemler düşünmeye başladım.
Üniversitede babası polis olan bir arkadaşım vardı.
Onu aramaya karar verdim.
Telefonu alıp numarayı tuşladım ve açması için dua etmeye başladım.
Heyecandan elim titriyordu .
Eğer açmazsa gerçekten çok kötü olacaktı.
Üçüncü çalıştan sonra karşıdan gelen şaşkın sesi duyunca derin bir oh çektim ve konuşmaya başladım.
F : Alo ?
Sıren ?
S: Umm ... Evet benim.
Açtığın için teşekkür ederim.
F : Sorun değil.
Endişeli geliyor sesin.
Sen iyimisin?
S : Fred ... Yardımına ihtiyacım var. Lütfen.
F : Tamam ne olursa.
Ne olursa.
Sakince anlat tamam mı .
S : Bi... biri evime girmeye çalışıyor... ve ... ve ben korkuyorum.
Şey babana bu akşam evimin önünde nöbet tutabilirmi diye sormanı isteyecektim .
F : Oh olamaz bu korkunç bir şey.
S : Evet ... umm evet soracakmısın?
F : tabi tabiki soracağım.
Biraz bekle olur mu?
Fred telefonu kapattıktan sonra oturduğum koltuktan kalkarak mutfağa gittim.
Bir bardak soğuk su gayet iyi gelir .
Öyle değil mi ?
Bardağı hızla kafama dikip kırarcasına tezgaha bıraktım .
Çalan telefonuma gitmek için resmen bir kanguru gibi olduğum yerden fırladım ve açtım.
S : Hey ... n'oldu ?
Geliyormu?
F : Evet evet tabiki geliyor .
Akşam beş gibi orada olurmuş.
Mutlulukla teşekkür edip,telefonu kapattım.
Saate baktığımda,babasının gelmesine iki saat olduğunu gördüm.
-İki saat bekleyebilirim.
Dedim kendi kendime ve yemek yapmak için tekrar mutfaktaki yerimi aldım .
Yemeği yedikten sonra en azından olaydan biraz uzaklaşmak için dizi izlemeye karar verdim.
" Supernatural 5. Sezon 3. Bölüm "
Google da bu cümleyi aratırken mırıldandım .
-Bu dizi asla eskimeyecek .
Nihayet site açıldığında dank etti . Bende nerdeyse bir yaratık tarafından kovalanıyorum.
Cidden.
Keşke onlarla bunları yaşasam,diye ettiğim duaya ben ...
Buna hazır değilim ki ben .
Arka arkaya iki bölüm izledikten sonra, -Üçüncüsünden zarar gelmez.
Deyip, yeni bölüme tıklıyordum ki kapı çaldı.
Hemen kalkıp kapı deliğinden baktım.
Bu oydu .
Fred'in babası.
Kapıyı açıp, onu içeri davet ettim.
Salona geçip oturuken konuştu.
J : Ee nedir bu olay?
Anlatırmısın Siren.
Geçip karşısına oturdum.
Anlatmaya başladım .
Biraz değişik şekilde.
S : Şey bay jones evimin dışarısında biri var ve o girmeye çalışıyor.
Para sıkıntısı çekeceğim için taşınamam bu yüzden bir polise ihtiyaç duydum .
Belki de sizi görüp vaz geçer diye.
J : Hımm anladım.
Peki bu kişi neye benziyor?
S : Bilmiyorum.
Yüzünü görmedim karanlıkta .
Sadece camdan gördüm.
Girecek bir yer arıyordu.
J : Bundan emin misin?
Yani bir evsiz olabilir .
S : Öyleyse kapıyı çalıp para istesin. Arka kapımı zorlamasın.
J : Girme girişimi var yani ?
Tek kaşını kaldırıp sorduğunda,sanki sorgudaymışım gibi hissederek olumlu cevap verdim.
J : Peki Sıren ben şimdi dışarı çıkıyorum.
Yarın sabaha kadar orada nöbette olacağım.
Sen rahatla tamam mı ?
S : Çok çok teşekkür ederim bay jones .
J : Görevim bu .
Beraber kapıya gittik.
Çıkıp,ardından kapıyı kapadı .
Evde bir şeyler olur da girerse diye haber vermem için telsiz bırakmıştı bana .
Telsizi açıp konuştum.
S : Bir şeye ihtiyacınız olursa lütfen söyleyin.
J: Sorun değil.
Gerekmedikce buradan ayrılmicam ve sende dışarı çıkma.
S : Peki efendim .
Saat gece ikiyi geçiyordu.
Ben bir kere bile gözümü kırpamamıştım.
Arada bir bay jones beni telsizden kontrol ediyordu.
Onun dışında hiçbir hareketlilik yoktu .
Ne çıtırtı ne ses ne de bir fısıltı.
Hiç .
Derin sessizlik beni sinir ettiğinden biraz şarkı dinlemeye başladım.
Kulaklıkla dinlersem duyamam diye dışarıdan dinliyordum .Sabaha doğru altı gibi uyuya kalmıştım.
Öğleden sonra bir gibi uyanıp direk kapıya gittim .
Bay Jones arabadaydı ve uyuklamak üzereydi .
Gidip uyandırdım.
S : Bay jones bay jones!
Kafasını kaldırıp bana baktı .
J : hım ?
Ne oldu ?
S : Efendim her şey yolunda.
sanırım o gitmiş .
Saolun.
J : Ahh öyle mi?
Tamam öyleyse.
Arabayı çalıştırdı ve gitmeye hazırlandı.
Ben son anda telsizi hatırlayıp eve geri girdim.
Odama daldım,telsizi aradım .
Çünki uyumadan önce yatağımın karşısındaki koltuğa fırlatmıştım,Ama yoktu.
Galiba düşmüştü.
Daha da eğilip bakınca, onu buldum .
Yatağın altına doğru kaymıştı.
Gelen araba motoru sesiyle hemen ayağa kalktım.
-Olamaz gidiyor!
Sonra aniden durmak zorunda kaldım.
Camın önünde benim tarafımda bir kağıt vardı .
Yutkundum.
Elimi uzatıp aldım.
Açtığımda ikinci bir şok geçirdim.
-Buradaymış.
Diye mırıldandım kağıdı okurken.
Çok düzensiz yazılmıştı.
" Back in black ha?
Güzel şarkıdır.
Benden korunma işleri nasıl gidiyor?
Bunu okuduğuna göre pek de gitmiyor sanırım.
Tüh dün gece o polisi çok öldürmek istemiştim fakat,kurtulabileceğini hissetmeni istedim .
Beni durdurmak için daha fazlası gerek .
Eğlenceli olacağa benziyor.
Hadi bir oyun oynayalım . "
Notun sonunda kocaman bir gülümseme vardı.
kanla yapıldığı kırk kilometre öteden bile fark edilirdi.
Öyle pis kokusu vardı ki genzimi yakmıştı.
Sinirle bağırarak yırttım.
Paramparça ettim kağıdı.
O an yapabileceğim bir bu vardı zaten .
-NEFRET EDİYORUM SENDEEN !Everest bölümümüzün sonuna geldik .
Umarım beğenirsiniz 🤗🦋🌸
Yorumlarınız ve oylarınız için çok teşekkür ederim 🤗🌸
( pek olmasa da . )
Neyse okuduğunuz için çok teşekkür ederim 🌸🤗🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi kelebek.
Hayran Kurgu" Yüzüne dokunur " J : Ne yapıyorsun? S : Hiç gerçekmisin diye bakıyordum. J : Gerçeğim. ( Bir Friendship hikayesi.) 🦋🦋🦋🦋🦋 🌸🌸🌸🌸🌸 ( ⚠️⚠️ Bu kitapta rahatsız edici öğeler bulunabilir. ⚠️⚠️)