8.Bölüm ÖLÜM MÜ? YAŞAM MI?

148 6 0
                                    

08.01.2015
Pazartesi

Günlük!
Dün gece yine o rüyayı gördüm. Bu defa kapıdan çıkan sesi duyunca oraya koştum. Elime bir sopa aldım ve kapıya yaklaşarak; "Kim var orda? Elimde sopa var. Benimle oynama. Yoksa bu sopayı kafana geçiririm!" Diye bağırdım ve kapıyı sessizce açtım. Orayı kontrol ettim. Kimse yoktu. Ama birden odaya bir siyah kıyafet uçtu yere düşünce çığlık attım. Ordan aceleyle çıktım.
Kapıya, elimde ne varsa (dolap, masa, sandalyeler v.b...) dayadım ve oradan kaçtım. Odama gelince yatağımda ve yatağımın çevresinde ruhlar vardı ve bana "Lütfen bize yardım et, lütfen bize yardım et!" Diye bağırıyorlardı. Elimi başıma koyarak duvardan sürünerek yavaş, yavaş yere çömeldim. Hem aşırı derecede titriyordum hemde ağlıyordum ve; "Benden ne istiyorsunuz? Lütfen, lütfen beni bırakın!" Diye ağlıyordum. Sonra ne olduğunu hatırlayamıyorum ama sabah uyanınca aynı yerdeydim. Sanki rüyamda bayılmıştım. Tamamen psikolojimi bozdum ve Nancy'nin evine giderek ona olan biteni anlattım. Oda benden Özür dileyip bayağı kızdı ve; " Şimdi ben gidip o piskoloğun saçını, başını yolayıp, gözünü, burnunu morartmazsam Nancy değilim! " dedi ve beni kolumdan tutup birlikte o piskoloğa gittik. Oraya gelince Nancy piskoloğun kapısını kıracak gibi kapıya vurdu; "Aç şunu Lucy denilen sahte piskolog! Aç yoksa polisi çağırırım salak! "
Piskolog telaşlanarak kapıyı açtı. Nancy onun üstüne gelerek saçını başını yolamaya başladı. Ofiste ne varsa dağıtıp çıldırmaya başladı. Piskoloğun adı Lucy'miş. Lucy ne olduğunu bilmeden Nancy'yi zorla durdurdu. "Ne oluyor burda?" Nancy ise; " Birde utanmadan Ne oluyor diye mi soruyorsun sen?!" Dedi. Ben ise her şeyi anlattım. Lucy ise; "Ahh tamam siz çok zor bir müşterisiniz. Benim size gücüm yetmez. En iyisi ben bir arkadaşımı arayım" diyerek armaya başladı; "Alo, James? Merhaba. Şey senden bir ricam olacak. Burda çok zor bir müşterim geldi de. Lütfen bana yardımcı olabilir misin?
Gerçekten mi? Çok teşekkür ederim. Saat kaç gibi gelelim?
5 dakika sonra olurmu? Tamam Sağol James. Görüşürüz. " diye uzun konuştuktan sonra bizi arkadaşına götüreceğini söyledi ve evinin yakın olduğunu 5 dakikada oraya varacağımızı söyledi. Oraya gelince kapısına tıkladık. Açtı. Nancy adamı görünce gülmek istedi ama kendisini zor tuttu. Adamın maymun gibi kulakları, kocaman burnu, kabarık saçları, kocaman gözlükleri ve ağzında sigarası vardı. Adam bizi sevgi dolu karşıladı ve uzun sürmeden problemimi ve kaç gün sürdüğünü sordu. Bende anlattım. Sonra James, Nancy ve Lucy' nin kulağına bir şey fısıldadı duyduğuma göre şöyle fısıldıyordu; "Bence durumu çok ağır. Karşılaştığı adam sihirbazdı ve onu düşürdüğünde kıza sihirbazlık ile bir iksir yaptı ve bir adamın kıza yani Jennifer'e su yerine bu iksiri vermesini emretti. Galiba bunu yaptıktan bir kaç dakika sonra yaşlı sihirbaz, büyücü ölmüş. Jennifer' in bilgilerine göre o gün iş yerinde bir su içmiş. O gün de kabuslar görmeye başlamış. Yani o iksiri içmiş. Şöyle bir şey söylemeliyim ki, bu üfürükçü, büyücü adam daha önce böyle kötü şeyleri yaklaşık olarak 13 kişiye yapmıştı ve onlarında kabusları 10 gün sürdükten sonra 11'inci gecede öldüler..." Nancy; "Hayır, hayır! O ölse ben ne yaparım? O benim kardeşim doktor James! Lütfen onu kurtarın. Size istediğiniz kadar para veririm ama Jennifer'imi kurtarın! "
Piskolog James ise; "Ahh lütfen ağlamayın. Problem parada değil ki ama ben sizin için elimden geleni yaparım tabikii" Nancy: " Gerçekten çok teşekkür ederim size çok minnettarım" diyerek göz yaşlarını silip bana döndü ve bana sarıldı.
Ben her şeyi duymuştum sadece rol yapıyordum ve; "Ne oldu?" Diye sorunca "Önemli değil. Biz her şeyin üstesinden geleceğiz!" Dedi. Sonra o adam; " Sanırım ne yapacağımı çok iyi biliyorum. Anneannemin ruhunu buraya çağıracağım ve o bize o adamın nerde yaşadığını söyleyecek. " diyerek bizi masaya oturttu. Gözlerimizi kapatarak el ele tutuşmamızı söyledi. Sonra ; "Anneanne? Burda mısın? Burdaysan bir işaret ver." Dedi ve birden masa sallandı. Hepimiz korktuk ama James endişelenmemize gerek olmadığını söyledi ve küçük parçalar halinde ve üstünde harfler olan kağıtları masaya koydu. Sonra kafası birden masaya düştü. Sanki bayılmış gibiydi. Şimdi ise daha çok korktuk. Nancy ise masadaki harflerin birleşerek bir söz yazıldığını farketti. Söz şuydu; "Qupser" doktor James uyandı ve iyi olduğunu söyleyerek sadece Anneannesinin onu bayılttığını söyledi. İşte bu çok garipti. Hangi manyak torununu bayıltır ki? Neyse zaten James de biraz garip bir adamdı sanki... sanki biraz beyninde sorun vardı. Ama neyse işte sonra uyanıp sözü inceledi. Sonra; "Beni takip edin! Bu QUPSER denilen şey bir adam olmalı. Ama böyle bir yer yani adresde var. Neyse biz oraya gidip araştırma yapacağız." Dedi ve paltosunu giyip evden çıktı. Bizi bir yere götürüyordu. Oraya giderken James; "Lucccyyyy! Arkandaa ayı var!" Diyerek şakalaşıyordu. Lucy ise; " Ahh doktor James kendinize gelin. Şakaların sırası değil!" Dedi. Ahh inanmıyorum. Ben burda zor durumdayken o iğrenç şakalar yapıyordu. Sonra bir yere vardık. Hiç kimse yoktu. Sessiz ve boş bir yerdi. Doktor James bir küçük yer gördü ve içeri girip incelemeye başladı. "Görünüşe göre adam burada büyücülük yapıyordu. Baksanıza bir sürü iksir ve garip bir dilde yazılan cümleler var!" Derken Nancy kapının iç tarafında QUPSER yazılan ve altında bir ok işareti çizilen bir şey farketti. "Doktor James! Buradaki ok yeri gösteriyor! Yerde bir harita var." Doktor James ve Lucy haritaya baktılar. James, haritaya göre ilerleyeceğini söyledi. Haritaya göre uzun süre yürüdükten sonra bir yere geldik. Yer küçücüktü. James etrafına bir göz attı. Sonra bir küçük taşlı garip bir şeyin üstündeki ağır tahtayı kaldırdı; "Görünüşe göre bu adam yaptığı kötü büyülerden kurtaran sözler içeren bir kitabı bu gördüğünüz küçücük taş diye düşündüğünüz yerin içine sakladı. Bu aslında çok derin bir tünel. " diyerek hepimizi şaşırttı. Sonra o tünelin içindeki merdivenler sayesinde aşağı indik ve uzun , uzun yürümeye başladık. Yolumuz kesildiğinde yani yolumuz bittiğinde ordaki masanın üstünde bir küçük kutu görüp açmıştık. İçinde acayip kalın bir kitap vardı ve üstünde BROHOLDER yazıyordu. James hemen internete baktı ve bunun 'Büyüyü bozan sözler' anlamına geldiğini belirtti. Sonra eve gittik. James kitabı gözden geçirdikten sonra "Bu çok ağır yani ölüme sebep olabilme riski çok yüksek olan bir olay ve bu yüzden Jennifer size şimdi anlatacağım olayı kendi başına yapmaya kalkışamaz. Onunla birisi gelmesi lazım. Ben gelemem 48 yaşında gencecik bir adamım daha ölmeme çok var. Hem benim daha çok çalışmam lazım. Yani maalesef olmaz. Üzgünüm. Diye endişelendi James ve Lucy'ye baktı. Lucy ise; "Şş,ş,şey bende gelemem çünkü be..." dedi ve daha yarı cümlesini tamamlayamadan Nancy kesti; "Ben! Ben kardeşimin yanında olacağım! Şimdi ise ne yapacağımızı söyle D.r. James? " Ben ise telaşlanarak gelmemesini söyledim. En iyisi sadece ben öleyim ikimiz değil dedim ama Nancy; "Ben seninle gitsem de gitmesemde sen zarar görsen bende kendime zarar veririm." dedi. Doktor James ise anlatmaya başladı "Şimdi siz ikiniz Jennifer'in rüyasına gideceksiniz. Uyandığınızda ayağa kalkın. Ama çabuk olun çünkü gecikirseniz... neyse sonra eğer bir ruh görürseniz hemen QUPSER diye 3 kez bağırın. Böylece Qupserin onun sizden gitmesini rica etmiş olursunuz ve Qupser bütün ruhları alıp götürür. Kendisi de gider. Bunları zamanında yapmazsanız Qupser size zarar verebilir ya da öldürebilir. O yüzden olabileceğiniz kadar hızlı olun. Her şeyin sona erdiğini görünce yani Qupserin gittiğini görünce hemen yatağınıza doğru yönelin. Yatağınızın üstünde bedeninizi bulacaksınız. İşte bedeninizin üstüne atlayarak uzanın. Uzanınca uyanacaksınız ve kurtulmuş olacaksınız ve bidaha Jennifer asla bu kabusları görmeyecek." James bizi büyü ile uyutacağını söyledi ve bizi yataklarımıza yatırdı. Tam James ağzını açacakken , Nancy kalkıp bana sıkıca sarıldı. Sonra James elini başımıza koydu vee... ninni söylemeye başladı :O. İşte buna inanamadım. Bende ne yapacak diye heyecanlanıyordum. Ama Nancy çok güldü :). Neyse sonra biz uyuduk. Rüyamızda uyanınca Nancy yatağıma koşarak yanıma oturdu ve; "Burası neresi Jennifer! ?" Korkuyla dedi. Ben ise; "Burası benim rüyam Nancy ve hatırlıyorsan James bize hızlı olmamızı söylemişti." Kalkarken birden ışıklar sönüp açıldı. Sonra pencere açılıp kapanıyor, garip ve korkunç sesler çıkıyordu. ikimizde çok korkuyorduk ama ona bakmadan hızla ayağa kalktık ve bir ruh gördüğümüz anda; "Qupser, Qupser, Qupser!" Diye 3 kez bağırdık. Sonra birden yine siyah kıyafetli adam gördük. Adamı gördüğümüz anda birden çok şiddetli bir kuvvet bizi duvarın köşesine attı. Bayılmış gibi olduk. Fakat sırası değildi. Her şeyi çok çabuk yapmalıydık. Yatağınıza hızla yöneldik. Yatağınızın üstünde bedenimiz vardı. Bedenimizn üstüne atlayarak uzandık. Sonra ben hayatta uyandım. Uyanınca Nancy'nin düştüğü eli üstünde kan vardı ve benimde dudağım biraz kanamıştı ama o kadar çok değildi. Hemen yatağımdan fırladım ve ağlayarak Kardeşimin yanına gittim; "Nancy, Nancy! Beni duyuyor musun canım arkadaşım? Lütfen cevap ver..." diye ağlıyordum. James yanıma gelerek; "Belki... belkide yaşıyordur. Sadece duymuyordur?" Dedi ve ben çok sinirlendim; "Hayır! O belki yaşıyor değil, kesinlikle yaşıyor tamam mı? ! Nancy kardeşini tek bırakmaz.!" Dedim ve çığlık çığlığa kaldım;"Nancy? Canım. Hadi aç gözlerini bana bak bir şey söyle ama tek uyan... Nancy ,Nancy hadi kalk gel eskisi gibi şakalaşalım, küçüklükteki gibi oynayalım ama uyan lütfen! " diye ağlıyordum ve James beni rahatlatmaya çalışıyordu ama ben sakin olamıyordum. Çünkü kardeşimin benim yüzümden öldüğünü düşünüyordum ki Nancy gözlerini açarak bana baktı ve; "Ahh Jennifer, kardeşim ben ölümsüzüm. Nasıl ölebilirim ki? Ben seni yalnız bırakmam!" Dedi ve yatağından kalkıp bana sıkıca sarıldı. Bende ona sarıldım ve onu öptüm. Çok korktum. Ya ölseydi? Herhalde bende kendimi öldürecektim... sonra Nancy sevinmeye başladı çünkü beni kurtarmıştı. Ben ona çok teşekkür ettim çünkü gerçek kardeş bile kardeşi için canını tehlikeye atmazdı. Sonra ikimiz göz yaşlarımızı silip piskolog Lucy ve James' e döndük. Onlarda duygulanıp ağlamışlardı. Ben onlara da çok teşekkür edip karşılıklarını vereceğimi söyledim ama onlar gerek olmadığını söylediler. Onlar benim hayatımı kurtardı. Tabii en çok Nancy benim hayatımı kurtardı. Bu olay gerçekten çok korkunç, çok iğrenç ve üzücüydü ama biliyor musun günlük? Bu bana çok ağır bir ders oldu :) Hemde çok ağır.
Birdaha kimseyi yolda yanlışlıkla bile olsa itmeyeceğim :D Ve bu olaydan sonra Nancy yani kardeşimin değerini daha da çok anladım. Ama en çok ikimizin birbirimiz için doğduğumuzu ve asla ayrılamayacağımızı anladık...
Burada sevgili günlük, bu olaylar bitsin artık. Kötü şeyler bu kara ve eski sayfalarda kalsın. Ben yeni ve temiz bir sayfaya geçeceğim. Eski günlüğümü atıp yenisini alacağım. Artık güzel hayata geçeceğime sevindim. Artık görüşürüz. Hatta görüşürüz değil hoşçakal desem daha doğru olur çünkü bir daha asla görüşmeyeceğiz! Hoşça kal...

Benim korku dolu GünlüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin