Nothing's gonna change my love for you.

36 4 0
                                    

Multimedia Luke
~~~~~~~~~~~~~~°°

Gülümseyerek  içeri girdim. Tam kapıyı kapatacakken arkamdan girdi ve kapıyı kapattı.

"BENİ HATIRLADIN MI?"

--------------------------------------------

"Luke?Ben.." Bunu gerçekten beklemiyordum. Zaten bu gün yeterince sarsılmıştım, ve bu bu gerçekten çok fazlaydı. Benim için bile... Düşüncelerimi bana sabitleyen ve cevabımı bekleyen yeşil gözlerle dağıttım. Bir cevap vermem gerekiyordu.

"Ben bu gün yeterince yoru-" Dudağımda hissettiğim yumuşaklıkla kızarmış olduğunu düşündüğüm gözlerimi şaşkınlıkla açtım ve dudağıma gözleri kapalı bir şekilde baskı uygulayan Luke'u görmemle üzüntünün yerini şaşkınlık ve tutku kaplaması bir oldu.

Zaten bu günkü ruh halimdeki değişiklikler beni bile şaşırtıyordu doğrusu. İşin garip tarafı dudakları hareket etmiyordu. Sadece uzun bir süre dudaklarıma baskı uyguladı. Çekildiğinde hala şaşkınca ona bakıyordum.Lanet olsun ki sadece bakıyordum. Bir şey söyleyecek cesaretim yoktu. Aslında vardı ama sadece yanlış bir şey söylemekten korkuyordum.

Ne? Korkmak mı? Lanet olsun bana ne oluyordu böyle! Ben ve korkmak mı? Bana korkmaktan korkmak öğretildi. Lanet olası bu küçük öpücük beni ne hallere sokuyordu böyle?

Ama bu öpen kişinin kim olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. O beni 8 yaşındayken etkisi altına alan, bu yüzden patronun en büyük gazabını sağlayan ve sonrada çekip giden… Beni o lanet adamın elinde bırakan, onun lanet olası babası yüzünden de 20’den fazla gardiyanın altında kalmamı sağlayan LUKE’du.....

Ondan nefret ediyordum. Nefret etmeliydim. Öyle hissetmem gerekiyordu.

“Bella ben… Özür dilerim. Kendimi tutamadım. Sen, sen biliyorsun yani biz…” Konuşurken bana değil yere bakıyordu. Elini terlemiş saçlarından geçirdi. Sonunda yeşil gözlerini bana doğru kaldırdığında gözlerindeki acıyı bir kez daha gördüm aynı 8 yaşımdaki gibi. Ama biz diye bir şey yoktu. Olmuşsa da bir daha olmayacaktı. Olamazdı. Bunu anlamalıydı.

“Biz diye bir şey olduğunu zannetmiyorum. Sadece bir anı olarak kaldı benim için. Aynı sırtımdaki izler gibi. Hatırlıyor musun? O lanet günü hatırlıyor musun? Babanın arkasından beni izlediğin günü. Bunları ciddiye almana üzüldüm. Benim için o ciddiyet yıllar önce yok oldu.”  Bunu beklemediğini biliyordum zaten ben bile kendimden beklemezdim.

“Şimdi izin verirsen dinlenmek istiyorum ve evet maalesef seni hatırladım.” yanından geçtim ve kapıyı açtım. Sol tarafımda oluşan sızıya aldırmaksızın koyu yeşil gözlerine bakmamaya çalıştım. Bakarsam kendimi tutamazdım. 

Siktiğimin göz yaşları gözlerime hücum ederken kapıdan biran önce çıkması için dua ettim. Sonunda ona baktığımda-ki keşke bakmasaydım- gözlerimdeki tuzlu sıvı kendiliğinden yanaklarıma hücum etmeye başladı. Ama o hala yerinde duruyor ve öylece bana bakıyordu. Onun çıkmayacağını anladığımda kendimi dışarı attım. Koşarak evin kapısına doğru ilerledim. Bu lanet yerden gitmeyi o kadar çok istiyordum ki... Ama yapamazdım. Sorularıma cevap almadan gidemezdim.

Belki de giderdim. Bunca yıl merak ettiğim sorular kafamı kurcalamayı bırakmıştı. Neden kendime eziyet edeyim ki?

Ama gitmek istesem de eşyalarımı toplasam da yapamazdım. Çünkü bu lanet yerin neresi olduğunu bilmiyordum. Etrafı daha detaylı inceledim.

Yemyeşil bahçenin hemen yanında devasa bir havuz vardı. Yanındaki çardağı andıran oturma masaları da turkuaz renkteydi. Yerdeki taştan yapılmış ve aynı normal(!) çocukların çizdiği yürüyüş yolu vardı. Bu yol ormanın göbeğinden geçip kayboluyordu.

Bir tabelanın üstünde boğa olduğunu düşündüğüm kafatası sarkıtılmıştı. Küçük bir umut kırıntısıyla tabelaya yürüdüm kazanmaya çalışılmış yazı karşısında tüm vücudum titredi;

''Nothing's gonna change my love for you..' -B/L

--------------------------
Bazı kişilerin tavsiyesi üzerine vote sınırı koymaya karar verdim.
Sınır *7

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 28, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Love? NothingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin