Küçük kasabanın, az gelirli köylüleri günün ilk ışıklarında şahit oldukları olayları tekrar tekrar heyecanla birbirlerine anlatıyorlardı.
"Demircinin kızı Yewon ile kralın oğlu evlenecekmiş. Yüzü güzel ancak o kızın gözleri görmüyor o kızı nasıl prense layık görmüşler?"
"Ya bir de Yewon istemiyormuş Dae Won'u düşünebiliyor musun? Sabah bağırtılarla kalktık, hanımefendi Prens ile evlenecek ancak istemiyormuş. Kendisi çok soylu ya(!)."
Köylülerde bile bu kadar karmaşaya yol açan olay sarayı daha da karıştırmıştı.
Beyaza boyalı saray duvarlarının içindeki iyi giyimli ancak içleri kötü olan insanlar gözleri görmeyen bu kız ile konuşmaya çalışmış ancak başaramamışlardı. Prens onunla ilgilenmesi için satın aldığı köle ile baş başa bırakmıştı onu.
"Siz sarayın ilk gelini olacaksınız neden istemiyorsunuz?"
Yewon ona bakması için kendine köle edilmiş olan kadının dediklerine sakince gülümsedi.
"Zengin prensinizin kalbi yeterince çekici değil. Benim gözlerim insanların görünümünü bilmediğinden ancak Prens Dae Won beni görünümüm için sevdiğinden uygun değiliz birbirimize. Aynı görmüyoruz."
Bakıcı Chloe iç geçirdi. "Ancak evlenmemek gibi bir tercih hakkınız yok. Şimdi yemeğinizi getireceğim ve siz de yiyeceksiniz."
Yewon onaylarcasına başını salladığında Chloe odadan çıktı.
Yewon onun gittiğini çarpan kapı sesinden anlarken bugününü düşünmeye başladı. Aklına babasının sözleri geldiğinde burukça gülümsemişti. Babasının onu bırakmayacağını düşünüyordu ancak yanılmıştı.
"Üzgünüm kızım ama kraliyet ailesine üye olmana izin vermem gayet sevindirici olmalı. Prensi sen görmesen de ben görüyorum ve emin ol güzelliği dillere destan. Üzülme hem yakışıklı hem de varlıklı biriyle evleniyorsun. Daha iyi biri gelmemişti, gelmez de."
O sırada kapının açılıp kapanma sesiyle Chloe'nin geldiğini düşündü ancak gelen o değildi.
"Chloe?"
"Hayır ben şövalye Soobin. Kral ve Kraliçe sizi istiyor, ben götüreceğim."
Yewon bu tok sesin sahibine kendi cellatlarından biri bellerken tahtadan yapılmış bastonuna tutunarak ayağa kalktı.
Soobin ona yardım etmek için bir eliyle onun kolunu öbür eliyle ise belini tutarken kızın suratına baktı.
Yewon ile birlikte Kral Junmyeon ve Kraliçe Joohyun'un karşısına geçtiler.
"Yewon...açıkçası seni oğluma layık görmesem de oğlum seni beğenmiş. Endişelenme sana olmayan annenin yokluğunu hissetirmeyeceğim. Ancak anlamadığım bir şey var ki buna herkes şaşıyor. Oğlumu istemiyor musun?"
Yewon cevap vermek için düşünürken Soobin ifadesiz bir surat ile onun cevabını bekliyordu.
"Onu sevmiyorum ve o da beni sevmiyor buna emin olun. Siz de beni oğlunuza layık görmüyorsunuz işte bırakın da gideyim."
Junmyeon tebessüm etti.
"Oğlum bir kız isteyecek ancak onu elde edemeyecek öyle mi? Üzgünüm ancak bu böyle olmayacak. Sen şuanda bir masalda hissediyor olmalısın kendini. Büyülü bir masal öyle değil mi? Küçükken uyumamız için okunan o masallardaki gibi sen bir Prens ile evlenmesi beklenmeyen ancak şaşırtıcı bir şekilde seni seven prens ile mutlu son yaşayan kızsın. Şimdi sevmeyebilirsin ancak sonrasında seveceğine eminim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moon ↪ arin + soobin ✔
FanfictionSoobin Yewon'un üzüntülerinin sonunu getirecek kişiydi. 2020 | duestrade© 「 @monoita 」& 「 @riestars 」 ↪ for 「 @framabeli 」 ↪Wattpad'de ki ilk SooRin kitabıdır.