0.3

247 33 22
                                    

Soobin kendi kurduğu planını son kez kontrol etti ve ardından odasından uzaklaşıp Yewon'un odasına girdi.

Yewon gelenin kim olduğunu sorduğunda ismini söyledi.

"Size bir şey sormak istiyorum."

Emin olmak istiyordu Dae Won'u istemediğinden.

"Onun ile evlenmek istiyor musunuz?"

Yewon sinirle kaşlarını çatarken bıkkınca cevapladı onu.

"Elbette istemiyorum! Bunu defalarca söyledim."

Soobin derin bir nefes aldı.
"O hâlde size yardım edeceğim."

Yewon şaşkınlıkla 'ne' deyiverdi. Soobin ona planından bahsettikten sonra Yewon'un vereceği tepkiye baktı merakla.

"Sana gerçekten teşekkür ederim..."

(...)

Düğün için olan hazırlıklar bitmişti. Gelin hazırdı, damat hazırdı, misafirler ise zaten bütün şehirdi.

Özenle hazırlanmış beyaz masaların arasında dolanan kırmızı giyinmiş Joohyun tasarladığı düğünde gurur ile geziyordu.

Kırmızı elbisesinin eteklerini hafifçe havalandırdı ve çalan müziğin ritmine uyarak eşi Junmyeon'un yanına gitti.

Dae Won ise saatlerdir ayna önünde kendine bakıyordu. Odasında düşüncelerini tartıyordu.

Küçüklüğünden beri gittiği tiyatronun, okuduğu kitabın içindeki o 'Prens' karakteri olmak istiyordu.

O hikayede de gözleri görmeyen, yüzü güzel köylüye aşık oluyordu prens ancak hikayenin başında kız istemiyordu sonra ise kız da prense aşık oluyordu. Dae Won da kendi aşk hikayesini hep böyle hayal etmişti.

Şimdi aşık olmasa bile Yewon ile evlenmek istiyordu.

Yewon'un da onu zaman ile seveceğini düşünüyordu.

Saraydaki kraliyet ailesi mutlu ve rahatlamış hissederken hizmetliler telaş içerisinde oradan oraya koşuşturuyordu. Bazıları birbirine çarpıyor ve küfredercesine birbirlerinden özür diliyordu. Adeta "bu elimdekilerin başına bir şey gelseydi sana sorardım aptal!",diyorlardı.

Ne hizmetli ne de kraliyet ailesinden olan biri daha vardı. "Gelin" dedikleri Yewon.

Odasında bütün hazırlıklarını tamamlamıştı. Sadece zamanı bekliyordu.

Onun üzerine yapılan düğün hazırlıklarını bir kenara fırlatmış sanki şehirdeki köylülerden birisi gibi giyinmişti.

Eline aldığı sepet ile sadece bekliyordu.

Bir süre bekledikten sonra odasının penceresinden giren Soobin ile saraydan uzaklaştı.

Bahçede bekleyen şövalyeler o ikisini kalabalığın arasındaki köylülerden biri sanmış ve geçmelerine izin vermişti.

Sarayın ön kısmından çıkıp arka kapısına gittiler. Soobin orada bıraktığı atına baktı ve Yewon'un elini tutup onun binmesine yardım etti.

Yewon kurtulduğu için Tanrı'ya teşekkürlerini sunarken Soobin kurtardığı için mutluydu. Birine yardım etmek onun kendini daha iyi hissetmesine sebep oluyordu.

Soobin hep içinden 'keşke şu saçma sapan büyüklerden kalma mesleği yapmak yerine bir doktor olabilseydim',derdi.

Saraydan epey uzaklaştıklarında Yewon ellerini Soobin'in beline daha sıkı sardı.

"Sana ne kadar teşekkür etsem yetmez biliyor musun?"

"Sana ne kadar teşekkür etsem yetmez biliyor musun?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Moon ↪ arin + soobin ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin