Hastaneden çıktıktan sonra Taehyung, Jungkook'u bir an olsun yalnız bırakmamıştı. Kendi içinde yaşadığı pişmanlık bir yana, Jungkook'un yeniden hastalığını tetikleyecek bir şey yapmasından korkuyordu.
Jungkook ona söz vermişti ama emin olamıyordu işte, tatsız bir olay daha yaşamak istemiyordu. Zaten başlarında yeterince sorun vardı. Hastanedeyken bunu onunla konuşup canını sıkmak istememişti ama en kısa sürede Jungkook'u karşısına alıp konuşması gerekiyordu.
Her geçen gün, hakkında çıkan haberlere yenisi ekleniyordu. Kendisinin umursadığı söylenemezdi, ağzı olan konuşuyordu sonuçta ama Jungkook'un umursadığının farkındaydı. Jungkook, her seferinde grubun ve onun imajına zarar gelmesin diye elinden gelenin fazlasını yapıyordu.
Taehyung bu zamana kadar nasıl onun bu tavırlarına karşı kör olabilmişti, cidden bilmiyordu. Bencillik ettiğinin daha yeni yeni farkına varıyordu. Özellikle Jungkook'un hastalığının farkında olmasına rağmen, bu zamana kadar ona karşı kötü davrandığı çok fazla zaman olmuştu.
Pişmandı... Jungkook ona bu denli sevgi dolu yaklaşırken, onu yaptığı tavırlarla kendinden uzaklaştırıyordu. Sonrasını düşünmeden hareket ediyor ve Jungkook'u yorduğunun farkına varamıyordu.
Fakat şu an birtakım şeyleri kafasında oturtmuştu. Jungkook'un ona karşı hisleri olabilirdi ama sonuç olarak, kendisinin çocuksu tavırlarına her seferinde katlanmak zorunda değildi. Başında yeterince sorumluluk varken, bir de Taehyung'la uğraşmak gibi bir mecburiyeti yoktu ne de olsa.
İçinde bulunduğu tüm stresten sıyrılıp her seferinde Taehyung'a vakit ayırmaya çalışıyordu. Taehyung onun tüm bu çabalarını elinin tersiyle itebilecek kadar kördü. Ama bundan sonra, karar vermişti. Ona karşı umursamazca davrandığı tüm bu zamanları, telafi edecekti.
Zamanlaması bunun için harikaydı çünkü albüm tanıtımları bitmiş ve inzivaya çekilmişlerdi. Üyelerden bazıları ailesini ziyaret etmeyi seçmiş, bazıları ise hala yurtta kalıyor ve bu süre içerisinde ne yapabileceklerini planlıyorlardı.
Taehyung ise, soluğu Jungkook'un yanında almıştı. Bu koca evde her gün tek başına vakit geçiren sevgilisini, bir süreliğine de olsa o yalnızlıktan koparmak istiyordu. Hem bu, birbirleriyle daha da yakınlaşmaları için iyi bir fırsattı.
Jungkook hakkındaki her şeyi öğrenmek istiyordu. Bilmediği en ufak bir nokta bile kalmamalıydı. Hayat hikayesini dinlemek ve onu bu yalnızlığa sürükleyen sebebin ne olduğunu anlamak istiyordu.
Sormaya cesareti yoktu, bu yüzden onun kendi isteğiyle anlatacağı zamanı bekliyordu. Yine de beklerken sabırsızlanmadığını ve merak etmediğini söyleyemezdi. Fazlasıyla merak ediyor ve öğrendikten sonra söz konusu her olursa olsun, ona destek olmak istiyordu.
Daha fazla bu yalnızlıkla tek başına savaşmasına içi el vermediğinden, üzülüyordu Taehyung. O genç adamın gözlerinde beliren, umutları söndürülmüş küçük çocuğu düştüğü yerden tutup kaldırmak istiyordu. Onun yaralarını sarmak, bundan sonraki hayatında tüm yaralarına iyi gelecek tek merhem olmak istiyordu.
Şu an çatı katındaki terasta sevgilisinin kolları arasında oturmuş, karanlık gökyüzüne inat ışık saçmaya devam eden yıldızları izlerken aklından geçenler tam olarak buydu. Belki de bu gece tüm sessizlik bozulur ve bütün gerçekler açığa çıkardı. Öyle olmasını umut ediyordu Taehyung.
Jungkook kollarını sıkıca onun etrafına sarmış, saçlarına ufak öpücükler bırakıyordu. Bu hem Taehyung'un daha fazla mayışmasına neden oluyor, hem de gördüğü ilgiye içten içe ağlayası geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Obey | Taekook
Fanfic"Çıkış yapmak istiyorsun değil mi, Kim Taehyung?" Taehyung bakışlarını diğerinin bakışlarından bir saniye bile ayırmadan başını salladı. Bu, diğerinin yüzüne oyuncu bir gülümseme yerleştirmesine neden olmuştu. "O zaman, bana itaat edeceksin..." ****...