1. Bölüm: Hoş Geldin Karanlık

115 25 38
                                    

Gördüğüm kabustan ter içinden kalktım karanlık odada etrafıma bakıp kendime gelmeye çalıştım. Komodin nin üzerindeki akşamdan bıraktığım suyu içtim. Bu aralar sürekli kabus görüyorum, duvardaki saate baktım daha sabahın altısıydı. Yataktan kalktım duşa girdim ,üzerime siyah pantolonumu ve üstüne beyaz t-shirt imi giyip saçımı at kuyruğu yapıp çantamıda alıp aşağı indim . Bugün okulun ilk günüydü kahvaltı yapıp babamla birlikte evden çıktık , yol boyunca babam okul ile ilgili tavsiyeler verdi beni okula bırakıp işe giti. Koca okulun tam ortasında etrafıma bakıyordum ,ben okul hayatım boyunca sürekli okul değiştirdim bu yüzden hiç arkadaşım olmadı .okul zilinin çalmasıyla birlikte okul girdim . Benim sınıfım üçüncü kat 12-C di ,sınıfın kapısından içeriyi süzdüm sınıfta yaklaşık on iki öğrenci vardı. Pencer kenarının en arka sırasına oturdum, en azından burası daha rahatı. Ikinci zilin çalmasıyla herkes yerine oturdu, otuzlu yaşlarda bir erkek öğretmen içeri girdi fizik hocasıymış. Yoklamayı aldıktan sonra bana bakıp "Sen yeni öğrenci olmalısın bize kendini tanıtırmısın?" dedi, ayağa kalktım sınıftaki herkes bana bakıyordu önce sıraya sonra sınıftakiler bakıp "Ben...Gece Aydın 18 yaşındayım,ailemin tek çocuğuyum " dedim,yerime oturdum sebebsiz yere kalbimin hızlıca çarptığını fark etim elimi kalbimin üzerine koyup sakinleşmeye çalıştım .Hoca derse başlamıştı bile. Etrafıma bakındım önümdeki sıra boştu , bazılar sıraya yatmış,bazıları hocanın söylediklerini not alıyordu. Gözüm duvardaki saate kaydı dersler sekizde başlıyordu ,saat 08.35'ti dersin bitmesine 5dk vardı. Sıranın üstündeki eşyalarımı çantama koydum ,telefonumu ve cüzdanım alıp cebime koydum .zilin çalmasıyla beraber kalkıp sınıftan çıktım. Sabah kahvaltı yapmıştım bu yüzden aç değildim ,lavaboya girip elimi yüzümü yıkayıp bahçeye indim . Kimseyi tanımıyordum bu yüzden boş bir banka oturdum .

Yanıma kahverengi saçlı buğday tenli 1.75 boyunda üzerinde siyah pantolon ve siyah t-shirt'tü olan bir erkek geldi. Bankı işaret ederek "Oturabilirmiyim? " diye sordu

"Evet" dedim.Yanıma oturdu önce etrafına sonra bana dönerek

"Sen yenimi geldin?"

"Evet. " dedim,

"sanırım konuşmayı sevmiyorsun? "

gülerek "Hayır ,normalde çok konuşuyorsun derler sadece bugün havamda değilim. " dedim buruk bir gülümsemeyle

"Seni tek başına görünce biraz konuşuruz diye geldim, seni rahatsız etiğim için kusura bakma." deyip ayağa kalktı.

Ah çok aptalım bir anda ayağa kalkıp önüne geçtim "Ben Gece Aydın 12-C sınıfındayım. " dedim

önce biraz şaşırdı sonra "Bende Enes Taş 12-B sınıfındayım." dedi gülerek

"Kalbini kırdıysam özür dilerim, tanıştığıma memnun oldum." dedim zilin çalmasıyla.

"Bende Gece" dedi gülümseyerek. sınıfa kadar beraber yürüdük, bana sevdiği şeylerden bahsetti .Resmen bu çocuk benim ikizim izlediğim bütün filimleri izlemiş, okuduğum kitapları okumuş. Sınıfın kapısının önünde durup " Iyi dersler. " deyip sınıfa girdim.

Sıramda birinin oturduğunu gördüm ve ön sıramda doluydu. Ah bide üçüde erkek, onların yanına gitim beni hala fark etmemişlerdi. Utangaç ve nazik bir sesle "Burası benim sıram, keşke oturmadan önce izin alsaydın." dedim birden üçüde bana bakıp gülmeye başladılar ön sırada oturan siyah saçlı çocuk "Ben biliyordum oğlum ,size demedi mi kesin yeni öğrencidir yoksa kim cesaret eder buraya oturmaya." Dedi . Çantamın olmadığını fark etim "Çantam nerde?." dedim. Sırama oturan çocuk alaycı bir sesle "Atım " "Ne!!" gülerek "Pencereden aşağıya atım bu sana ders olur bir daha buraya oturmasın." bide pişkin pişkin gülüyordu "Sen ne hakla benim çantamı atarsın." dedim sinirle. Ön sıradaki sarı saçlı çocuk bana bakarak "Bence gidip çantanı al dersin başlamasına sadece 3dk kaldı." üzerlerine atlayıp yüzlerini dağıtmak istiyorum ama sakin kalmalıyım. Hiçbir şey demeden koşarak sınıftan çıktıp merdivenlerden indim. Okulun bahçesine geldiğimde nefes nefse kalmıştım ne ara merdivenlerden indim, en hızlı merdiven inme rekoru kırdım sanırım. Çantam yerdeydi toz olmuştu yerden alıp sirkeledim koluma taktım. Gözüm sınıfın penceresine kaydı üçüde pencereden gülerek bana bakıyordu, ikinci zil çaldı bana el salayıp pencerenin önünden çekildiler. Derin bir nefes aldım sakin kalmalıydım, şimdi gidip şikayet etsem çocukça olurdu bunu ben kendim halletmeliydim. Tam okula giriyordum burnumda bir ıslaklık fark etim elimi burnuma götürdüğümde burnumun kanadığını anladım, çantamdan peçete çıkarıp burnuma bastırdım burnumdan akan kan damlası beyaz t-shirt üzerine damladı . Hızlıca lavaboya girip burnumu yıkadım kanama durdu . Aynadan kendime baktım. Saçımı açtım kahverengi saçlarım dağılmıştı saçlarımı bu sefer topuz yaptım, elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Koridorda kimse yoktu telefonumun saatine baktım dersin başlamasından 10dk geçmişti . Bu gün Enes'le tanışmam haricinde berbatı.

"Kızım" babamın sesiyle irkilip arkama döndüm. Babam bana bakarak "Sen neden derste değilsin" dedi . Tam cevap verecektim birden elini t-shirt'mü göstererek "Bu kan lekesi mi ,nasıl oldu?" Babama sarılarak "Burnum kanadı" dedim. Babamdan ayrılıp ona bakarak "Niye geldin hir şeymi oldu? " "Hayır, ben sadece okul parasını ödemek icin geldim" (ha bu arada ben özel okulda okuyorum) "Tamam baba bende derse gideyim" "İstersen arabada bekle işim kısa sürer beraber eve geçeriz "dedi ."Yok baba " "Peki kızım sen nasıl istersen bide seni ikna etmeye çalışam yinede başaramam " beraber gülmeye başladık evet ben biraz inatçıydım. Babamın yanağından öpüp üst kata çıktım. Ben çocukken babamla daha fazla zaman geçirdim . Ben yere düştüğümde babam beni kaldırmazdı ,kendim kalkmayı öğreneyim diye .
Benim babam hayata karşı hep dik durmam gerektiğini söylerdi ,ben içimi hep babama dökerdim annemden biraz utanırdım gelde tam tersi olur .Neyse sınıfı kapısının önünde durdum . Saate baktım zilin çalmasan 5dk vardı içeriye giremezdim zil çalana kadar sosyal medyada dolaştım . Zil çalar çalmaz telefonumu çantama koydum sınıftakilerin çıkmasını bekledim ,içeriye girdiğimde o üç salak hala ordaydı diğer tüm sıralar doluydu arkadaki sıra boştu. Arkaya geçip çantamı koydum sıraya oturur oturmaz sıramda oturan çocuk "Geç kaldın" dedi. Bide gülüyordu derin bir nefes aldım bugün kendimi yorgun hissediyordum cevap vermedim . En arka sırada oturan çocuk kahverengi saçlı 1.82 boylarında buğday tenli ,sanırım ismi Merih Sarıç . Ön sıranın pencere kenarına oturan 1.73 boyunda sarı saçlı beyaz tenli onun ismi Berk Sayer . Son olarak Berk'in yanındaki çocuk Siyah saçlı oda 1.80 boyunda esmer biriydi ismi Mert Vural . Hoca yoklama alırken öğrendim isimlerini bu son dersti okulun ilk günü olduğu için az ders işledik zil çalınca sınıftakiler çantalarını alıp çıktı.

Defterimi alırken kalemim yere düştü tam alacaktım ki Merih yerden alıp bana uzattı, elinden çekip çantama koydum tam gidiyordum birden arkamdan kolumu tutu "Sana kalemini verdim neden bir teşekkür bile etmiyorsun?" ne!!! bu şakamı ah ben nereye düştüm hızlıca elimi çektim "Benim çantamı atın, bana kalemimi verdiğin için sana teşekürmü edecem?" dedim şaşkın ve sinirli bir sesle.
Çarpık bir gülüşle "Evet" dedi "Öylemi o zaman önce ödeşecez" deyip sıranın üstündeki çantasını alıp pencereden aşağıya atım. Berk ve Mert kahkahalara boğulurken Merih deliye dönmüştü , onun bu bakışlar beni korkutmuştu ama hak eti . Birden kolumu sıkıca tutup "Aşağıya git ve çantamı getir " saçlarıyla uyumlu kahverengi gözlerini ela gözlerime dikti ,birden kolumu bıraktı "Burnun kanıyor " dedi. Elimi burnuma götürdüm bugün ikinci kez olmuştu. Üçüde endişelenmişti.
Berk bana peçete uzatınca almadım arkama dönerek sınıftan çıktım koridorun sonundaki lavaboya girdim bu sefer t-shirt üm mahvolmuştu burnumu yıkadım kanama durdu derin bir nefes aldım ve sınıfa geri döndüm. Sadece Merih ve Mert vardı ikiside bana bakıyordu onlara bile bakmadan çantamıda alıp sınıftan çıktım. Koşar adımlarla okuldan çıkınca babama arayıp beni almamasını söyledim biraz yürümek istiyordum. Evimiz okula yakındı. Kulaklığımı takıp yürüdüm eve yaklaşınca kulaklığımı çantama koyup eve girdim. Bizim evimiz 2.kataydı bu yüzden ansansor kullanmadım. Kapıyı annem açtı beni görünce şok içinde bana baktı "Niye tişörtünün üstünde kan var ne oldu? " kadının kalbi çıkacaktı sanki kolarını tutup sakinleşmesini söyledim, ona top çarptı yalanıyla geçiştirip odama çıktım. Üzerimi değiştirip kendimi yatağa atım.

Uyandığımda odam karanlıktı saate baktığımda şok oldum saat 12.30'du neden annem akşam yemeği için beni uyandırmadı yataktan kalktım odamdan çıktım evin hiçbir ışığı yanmıyordu. Aşağıya indiğimde camdan sızan sokak ışığı sayesinde gördüğüm manzara karşısında şok oldum, kalbim hızlıca çarptı. Arkama döndüm, bu gerçek olamazdı elimi kalbime götürüp merdivenlere oturdum tekrar aşağıya bakınca, kanlar içinde yatan annem ve babama bakıp bir çığlık atım ayağa kalktım dünya durmuştu, dünya susmuştu arkamdan hissetiğim darbeyle kendimi yerde buldum. Gözlerimi zar zor açabildim önümde duran adam öylece bize baktı ,cebinden çıkardığı telefonuyla fotoğrafımızı çekip giti. Gözlerimden akan yaşlar arasında ağzımdan çıkan son şey "Bu ...bir kabus olsun lütfen..."




















Duvarın Ardında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin