8. Bölümü: Başlangıç

48 19 14
                                    


Uyandığımda başım hafif ağrıyordu. Dışarda hafif yağmur yağıyordu. İstemsizce yataktan kalkıp lavaboya girdim, elimi yüzümü yıkayıp çıktım. siyah taytımı üzerine giri t'shirt giydim. Aynadan yorgun ve zayıf bedenime baktım. Yaklaşık bir hafta oldu. Ne aradılar ne haber verdiler, onlara bir şey olmuş diye çok korkuyorum. Derin bir nefes aldım. Saçımı at kuyruğu yapıp çantamı da alıp aşağıya indim. Hiç birşey yemek istemiyordum. Askıdaki kont ceketimi alıp çıktım. Saat 06.40'tı biraz yürümek için erken çıktım. Kulaklığımı takıp hafif yağan yağmurun altında yürümeye başladım. Yeni yeni açılan dükkanlar, işe gidenler...
En sevdiğim mevsim sonbahar anneminde en sevdiği mevsim sonbahardı. Dinlediğim müzük hayatımı anlatıyordu
'Uzaklarda çizili anılarım...'
'Seni çok özlüyorum...'
Güçlüyüm, güçlüyüm...
Beni bıraktılar ama bunun bir sebebi olmalı, onların beni bırakma sebebini bulacaktım. Her ne olursa olsun onlar benim ailemdi belki hiç bir zaman ailem olamadılar belki beni hiç sevmediler. Komserin dediği gibi gittiklerinde hiç bir zorlama gözükmüyor. Peki ya neden?. Kafamdaki binlerce düşünceden sıyrılıp
Okula geldiğimde saat 07.37'di.

Sınıfa girdiğimde içerde 3-4 öğrenci vardı yerime oturdum. Telefonumu çıkardım Yağmur mesaj atmış 'Teşekürler canım yarın saat 07.40'ta orda olurum'
Üç daka sonra gelir. Çantamı bırakıp aşağıya indim. O sırada halama 'Günaydın. Ben okula geldim.' Mesajı atım, beni merak edebilir. Yağmur durmuştu. Bir iki dakika bekledikten sonra siyah pantolonunun üzerine  kırmızı kazak giyen Yağmur gördüm. Bana el salayıp yanıma geldi. Gülümseyerek

"Günaydın." Dedi 

"Günaydın. Burayı bulman zor olmamıştır umarım."

"Ben dün okul hakında  biraz araştıma yaptım baya iyi okulmuş. Bulmam zor olmadı aslında. Içeriye geçelim dışarısı soğuk."

"Tamam."

"Sen sınıfa geç ben işleri halledip gelecem. Sen hangi sınıftasın?"

"12-C, tamam o zaman görüşürüz bir ihtiyacın olursa arasın." Deyip yukarıya çıktım.

Sırama oturdum içeriye önce Merih sonra Berk ve Mert girdi. Bana bakmayıp yerine oturdular.

Az sonra sınıfa edebiyat hocası ve Yağmur girdi. Bana bakıp gülümsedi, ona göz kırptım.

"Gençler sınıfımız yeni bir arkadaş geldi. Bize kendini tanıtırmısın?."

"Ben Yağmur Akel 18 yaşındayım" Dedi gülümseyerek.

"Oturabilirsin canım." Dedi hoca.

Bir kaç sanye sınıfı süzdükten sonra benim ve Merih'in ortasına gelip Merih'e döndü. "Pencer kenarına oturabilirmiyi?." Dedi.

Merih önce bana baktı ardından Yağmura gülümseyerek "Tabikide geç."  Deyip Yağmura yol verdi.

Neden böyle bir şey yaptı ki Yağmurun arkadaşı benim belki o beni arkadaşı olarak görmüyordu?. Peki ya Merih'in bu hareketi ilk gün ben oraya oturduğum için çantamı atmıştı şimdi Yağmur istediği için izin verdi. Beni ilgilendirmez tabi ama Yağmurun bu hareketi beni çok şaşırttı aynı zamanda çok üzdü. Sanki hayat benimle oyun oynuyordu al biraz mutlu ol ama bu kadar yeter diyordu. Hoca dersin yarıısına gelmişti bile. Tahtada yazanları defterime yazıyordum. İstemsizce gözüm yan sıraya kayıyordu ne yaptıklarını merak ediyordum. İkiside hem yazıp hem konuşuyordu, kısık sesle konuştukları için onları duyamıyordum. Zil çalınca hızlıca sınıftan çıkıp koridorun sonundaki lavaboya girdim. Başım dönüyordu. Elimle başımı ovdum   olmuyor, buda neydi şimdi. Elim titriyor içerisi yavaş yavaş dolarken elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Sabah kahvaltı yapmamıştım bu aralar çok düzensiz besleniyorum ondan olabilir. Kantine inmek için aşağıya iniyordum ki Yağmur'un sesini duydum arkama dönünce bana yaklaşan Merih, Mert, Berk ve Yağmuru gördüm. Ne yapacaktım şimdi neyse sakin kalmalıyım sakin.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Duvarın Ardında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin