''KAÇIŞ''

'' Adaptasyon ''

Yağmur yavaşça çiselerken , Chris aniden geçmişte ki anılarından sıyrılıp kendine geldi.Gökyüzü yavaş yavaş  kara bulutlarla kaplanmıştı .‘’Bu hiçte iyi değil. Hem de hiç . Zaman kaybetmeden sığınacak bir yer bulsam iyi olacak.’’ Gözleri adayı süzerken , gözüne takılan kayalıklar , bunca olana rağmen ufakta olsa tebessüm etmesini sağlamıştı.Yağmur şiddetini arttırırken , kumların üzerinden tıpkı bir atlet gibi koşuyordu ,ayağına batan deniz kabuklarına aldırmaksızın.Kayalığa ulaştığında , elini dalgaların hışmına uğramış kayalıkların , yağmur suyu birikmiş deliklerine attı.Tırmanmaya devam ettikçe yerden gittikçe yükseliyordu.Yağmurun tüm şiddetini tepesinde hissetse de pes etmeden tırmanmaya devam etti.Sırılsıklam olmuştu.Bir eliyle gözlerini kapatan saçlarını geriye atıyor bir yandan da ayaklarını daha sağlam bir deliğe sokuyordu.Zirveye vardığında kendini , bir insanın sığabileceği genişlikteki bir delikten içeri attı.Bu mağra görünümlü yerin tepesi sarkıtlarla kaplıydı.Etrafı tuzlu suyun yıprattığı, yosun tutmuş ufak tefek kayalarla çevrilmişti.Zamanla da okyanusun çekilmesiyle bu kayalık ortaya çıkmıştı.Kendini düz bir kayanın üstüne attı.Baş ucundaki delikten gökyüzünü delercesine çakan şimşeklerin sesi geliyordu.Karanlığı gün gibi aydınlatan bu şimşekler,ardı ardına okyanusa düşüyordu.Yorgun bedeni daha fazla dayanamayıp uykuya yenik düştü.

Ufak bir delikten gözüne çarpan güneş  , Chris’i uyuduğu bu derin uykudan uyandırmıştı.Yavaşça ayağa kalktı ve başını mağranın girişinden çıkardı.Dünkü fırtınadan eser kalmamıştı.Eliyle ağzının kenarını sildikten sonra ne kadarda susadığını fark etti.Kayalıkların üzerindeki su birikintilerini büyük bir iştahla içti.Kayalıktan aşağı güçte olsa indikten sonra sahile doğru koşturmaya başladı.Hayatta kalmak istiyorsa bunun için savaşmalıydı.Karnı acıkmıştı ve daha fazla enerji alabileceği bir şeyler bulmalıydı.’’Aslında biraz kızarmış ete hayır demem.Ya da şu an ihtiyacım olan tek şey belki de Burger King teki barbekü soslu Duble King Chiken .Ah tabi unutmadan büyük boy patates! En sevdiğimden ve yanında buz gibi İce Tea .Mmmm… Leziz. Diliyle ağzının kenarlarını yalayarak iç geçirdi.’’ Şuan bunun için neler vermezdim.’’En azından avlayabileceği bir şeyler bulabilirdi.Balık gibi mesela.’’Şuraya bak Chris etrafın okyanus ve kıyıda binlerce balık var.Şansımı denemeliyim, evet hem de hiç vakit kaybetmeden.’’Aklına bir mızrak yapmak geldi .Sahilden koşar adımlarla ucu bucağı görünmeyen ormana vardı.Yemyeşil ağaçların arasından ilerlerken  , karşısına çıkabilecek herhangi bir hayvan için oldukça temkinliydi.Gözleri , mızrağı için yapabileceği düz ve sağlam ağaç dalı arıyordu.Bir süre sonra aradığını buldu.Bütün gücüyle ağacın dalına yüklenmeye başladı ve saniyeler sonra da dal parçası çatırdayarak koptu.O sırada ağacın tepesindeki rengarenk kuşlar uçmaya başladı.’’Sanırım bu işimi görür.Şimdi ihtiyacım olan tek şey bıçak kadar sivri bir kaya parçası.Dur bir dakika hazır ormana gelmişken  üstümü örtebileceğim kadar geniş yaprak ve ateş yakmak için birkaç odun parçası daha alsam iyi olacak.Ormanın derinliklerine ilerlerken  yanından geçtiği muz ağacını fark etti.Geri dönüp , dalında asılı duran daha olmamış muz salkımını , vücudunun tüm  ağırlığını vererek olabildiğince aşağıya çekti.Bir kaç denemenin ardından muz salkımını koparmayı başardı.Hemen bir tane koparıp tadına baktı.Tadı patatesten farksızdı.‘’Ne bekliyordun lan , süpermarketten aldığın sapsarı muzlardan falan mı ? ‘’ Sırtındaki onca ağırlığa rağmen sahile ulaşmayı başarmıştı saatler sonra.’’Evet şimdi başlıyoruz ama önce şu muzdan birkaç tane daha yesem iyi olacak.’’Midesini biraz olsun doldurduktan sonra kumsalda bulduğu birkaç taş parçasını birbirine vurarak kırmaya çalıştı.Bu gerçekten çok zordu kayalar oldukça sertti.’’Hadi,Tanrı aşkına hadi ! . Aralıksız on dakika boyunca taşları birbirine vurduktan sonra taşlardan birini ikiye bölmeyi başarmıştı.Hemen kuma düşen sivri parçayı eline alıp , yanında getirdiği  dal parçasının ucunu sivriltmeye başladı.Bir süre sonra elinde , artık avlanabileceği bir mızrağı vardı. ‘’ Evet bebeğim seninle güzel işler başaracağız.’’