Chris , yanan ateşin dibine uzanmış , sincabın kalan son parçalarını da büyük bir iştahla yiyen Bella’yı izliyordu. ’’Söylesene, tüm bu olanlar sence de rastlantıdan öte değil mi ? Aslında benim pek de dindar olduğum söylenemez .Kiliseye en son teyzemin düğününde gitmiştim. Ama bu olanlardan sonra ne biliyim belki de kader diye bir şey cidden varmış.’’ ‘’Evet tabi şu halimize bak. Tanrı’nın unuttuğu bu adada ,yapayalnızız. Ben kadere inanmam Chris .Uzun zaman önce bütün inancımı kaybettim. Dört yaşında bir kızım vardı, adı Sarah. Tıpkı bana benziyordu , mas mavi gözleri ,altın sarısı saçları vardı. Üç yaşında ilik kanserine olduğunu öğrendik. Hayatının geri kalanını hastane odasında yatağa bağlı bir şekilde geçirdi. Her gün onlarca serum ve iğne yiyordu .Lanet olsun Chris daha üç yaşını yeni doldurmuştu. Kızıma doya doya sarılamadım. Sesi hala kulağımda çınlıyor. ‘’Anne, çok acıyor. Ne zaman eve gideceğiz anne ?’’ Gözünden akan yaşları elinin tersiyle sildikten sonra. ‘’Kahrolası babası ben hamileyken bizi terk edip bir kaltağın peşinden gitmişti. Yapayalnızdık Chris.. Sonra bir gece , yirmi sekiz şubat gecesi ,saat on bir de kalbi durdu. Hayatımın en boktan gecesiydi. Kızımın ölümünü izlemekten başka bir şey yapamadım. Söylesene üç yaşındaki bir çocuk ölmeyi hak edecek ne yaptı? Keşke düşen uçakta ile beraber sonsuzluğa gömülseydim.’’ ‘’Tamam , tamam şşştt ağlamayı kes lütfen .Ben çok üzgünüm gerçekten . Artık bunları unutalım olur mu?’’ Chris , eliyle Bella’nın yanağını ıslatan göz yaşlarını sildikten sonra boynuna sarıldı. ’’Bella ben hala ümidimi kaybetmedim. Kulübeyi düşünürsek bizden başka birileri bu adada yaşamış olmalı, belki de yaşayan birileri vardır. Daha tam olarak adayı incelemedik bile ayrıca bu sabah sahile ağaç dallarıyla yardım mesajı yazdım. Çoktan düşen uçağı aramaya koyulmuşlardır. Ümit edelim ki birileri tarafından fark edilir.’’ ‘’Umarım Chris, burada çürüyüp gitmek istemiyorum.’’ ‘’Bende .En kısa zamanda adayı keşfe çıkmalıyız. Yiyebileceğimiz her türlü şeyi toplamalıyız. Zehirli bitkilere dikkat et. Bir kitapta okumuştum bazıları yılandan bile daha zehirli olabiliyormuş ve genelde böyle tropik ormanlarda bulunuyormuş. İyi haber, çatlayana kadar muz ve Hindistan cevizi yiyebiliriz. Hadi ama ,bu kadar karamsar olma diyen sen değil miydin. En azından barınabileceğimiz bir kulübe var.Sahil de biraz yürümeye ne dersin ?’’ ‘’Pekala hadi gidelim.’’ Çamura bulanmış ayakkabılarıyla ,yavaş adımlarla sahilin yolunu tuttular. Ormanın derinliklerinden gelen hayvan sesleri ürkütücüydü. ’’Sakın kıpırdama!’’ dedi Chris büyük bir soğuk kanlılıkla. Eliyle Bella’nın ayağının dibinden geçen yılanın kuyruğunu gösterdi. Bella olduğu yerde donup kaldı. Yılanın kuyruğu dalların arasından kaybolup giderken büyük bir oh çekti. ‘’Nereye bastığına dikkat et , buradaki hayvanlara yem olmak istemeyiz değil mi ?’’ Bella başıyla onayladıktan sonra yollarına devam ettiler.Sahile vardıklarında, ’’Evet nasıl manzara ama ? Uçsuz bucaksız mavi ve irili ufaklı adacıklar…Daha iyisi olamazdı.’’ Eliyle geceyi geçirdiği mağarayı göstererek, ’’İşte orası da benim evimdi.’’ ‘’Vay canına bir mağara adamıyla mı konuşuyorum şuan yoksa ‘’dedi alaycı bir tavırla sonra Chris kahkahayı patlattı. ’’Sizin kadar şanslı değildim ne yazık ki hanımefendi. ‘’ Neyse ki artık bir kulübemiz olduğuna göre mağarada yaşamama gerek kalmadı.’’ Ev sahibinden izin aldınız mı acaba ?’’ dedi Bella gayet ciddi bir tavırla . ‘’Ev sahibi de kim ? ‘’ hemen atıldı Bella ‘’Şuan karşında duruyor.’’ ‘’ Ah şaka yapıyor olmalısın, ne yani kira falan mı vereyim. Belki birkaç deniz kabuğuna ne dersin anlaşabiliriz ha ne dersin ?’’ ‘’Neden olmasın ? Deniz kabuklarını çok severim .’’ ‘’Pekala anlaştık o zaman .’’ ''Neydi şu kitaptaki adamın adı ? '' ''Alexander Supertramp '' ''Heh evet. Hey Alex şuan beni bir yerlerden duyuyor musun bilmiyorum ama istemedende olsa doğa ananın insafına kaldık.Umarız sonumuz senin ki gibi olmaz dostum.'' ''Huzur içinde yat.'' dedi Chris başını öne eğerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
''KAÇIŞ''
ActionDüşen uçak sadece bir başlangıçtı . Peki ya cennetin içinde cehennemi yaşamak .